Bir zamanlar çatı deyince kiremit, kiremit deyince de turuncu gelirdi
akıllara. Şimdilerde kan kırmızının yanında, "Hayır asla olmaz, çatıda koyun mu
besleyeceksiniz?" denilen yeşil şıngıllar gözüküyor çatılarda. Çok değil, bir
süre sonra bırakın yeşili-alı gönül hangi rengi isterse çatılar o renkle
olabilecek çünkü Onduline'de mordan maviye renkli seramik çatılar için
çalışmalar tamamlanmak üzere. Hayal ediyorum da rengarenk çatıların bulunduğu
bir şehir gökyüzünden ne kadar güzel gözükürdü.
Hani bazı markalar vardır; Selpak, Kot ve Ciff gibi kendi kategorilerindeki
diğer ürünlere de isimlerini veren ve jenerik isim olarak kabul edilen. Onduline
de çatı kaplamaları için jenerik isim olmuş. Marka yöneticileri, tüketicilerin
farklı bir marka olsa bile hatalı ürünü getirip Onduline dediklerini söylüyor.
Ayrıca çatı kaplamak yerine "Ondulünlemek" de Türkçemize yeni bir fiil olarak
girmiş. Aslında bu durum pek de tesadüf değil çünkü Onduline kendi sektörünün
ilklerini gerçekleştirirken ülkemizdeki geleneksel kiremit kaplamasının
dışındaki tek alternatif ürün olarak yıllarca tek başına var olmuş.
Ustalık başka, ticaret başka
Çatı kaplama ustaları selülo-mineral esaslı bir maddenin çatı ve cephe
kaplama levhalarının teknik açıdan ne anlama geldiğini sanırım çok iyi bilirler.
Biz işin o yanını ustalara bırakıp Onduline'ın ülkemizde oluşturduğu ekonomiye
göz atalım.
Çatı kaplamada Onduline Group kendi alanında dünya lideri. Şirketin
Türkiye'ye ilk gelişi 1974. Daha o yıllarda bir Fransız aile, makineleri getirir
ve bir Türk ailesiyle ortak üretim yapmaya başlar. 1994 krizinde Türk ortak
hisselerini satmak ister. Fransız ortak tüm risklere rağmen markayı satın alır
ve Onduline Avrasya 1994'te yüzde 100 yabancı sermayeli bir şirket olarak
kurulur. Satın almayı gerçekleştiren taraf çalışanlarına iş güvencesi verir ve
işten de çıkarmaz. Bugün hâlâ işçi dönüşümünün hemen hiç olmadığı sadece
emeklilerin şirketten ayrıldığını da söylemek gerek.
Mutlak müşteri memnuniyeti tek hedef
"Avrasya" şirketin yüzünü Türkiye'nin doğusuna da döneceği anlamına
geldiğinden yeni pazarlara açılmanın bir ifadesi de olmuş. Bugün 25 ülkeye
ihracat yapan Onduline ürün yelpazesini çatıdan temele geliştirmiş ve çatı
kaplama, çatı ve temel yalıtım malzemeleri ve çatı sistemlerini de içerecek
şekilde çeşitlendirmiş. Kuruluşundan bu yana 50 milyon metrekareyi aşkın çatı
alanı kaplayan şirketin İzmit'te 108.000 metrekarelik bir fabrikası var.
Fabrikada; Onduline HR, Rufoline.S, Isoline, Bituline ve Onduvilla gibi
markaların altında 300 çeşit üretim yapıyorlar. Onduline Avrasya'nın İstanbul
merkez olmak üzere, Ankara ve İzmir'de bölge müdürlükleri; Adana, Antalya,
Trabzon, Kayseri ve Erzurum illerinde de bölge temsilcilikleri bulunuyor. 224
kişiye iş imkânı sağlayan şirket, koşulsuz müşteri memnuniyeti gibi bir de
vizyona sahip.
Peki, ya bu koşulsuz müşteri memnuniyeti nasıl sağlanacak? Şirket bunu da
tarif etmiş; mevcut ürünlerin kalitesi muhafaza edilecek, daha yaygın kullanımı
sağlanacak yani bir anlamda ürün-kalite ve dağıtım dengesi sıkı bir biçimde
gözetilecek.
En yeni markalar neredeyse yarım asırlık
Kiremidin pek de değişmeden tarihin ilk çağlarından bu yana hayatımızda
olduğu düşünülürse çatı kaplama sektöründe öyle her yıl modaya uygun yeni bir
ürün piyasaya sürmek mümkün değil. Neredese bu alandaki en yeni ürün 30-40
yıllık. Onduline, bu oturmuş pazarda yenilikçi bir şirket olarak anılıyor.
Gelişen pazar ihtiyaçlarına cevap verecek çevre dostu ürünler için Ar-Ge
çalışmaları yapıyor. Ar-Ge bütçesini de her bir proje için farklı belirliyor.
Diğer yandan çatı kaplamada yeni bir ürünün hemen hayata geçmesi pek de mümkün
değil. Ürüne karar verilse bile dayanıklılığı denenmek durumunda yani birkaç
kış, yaz ürünün üzerinden geçmesi bekleniyor.
Onduline Avrasya 300 bayisi ile Anadolu'da da yaygın bir dağıtım hizmeti
verirken çevreyi de koruyor. 2009 cirosunun yüzde 20'sini ihracattan sağlayan
şirketin toplam cirosu 120 milyon dolar. Onduline Group ve Onduline Avrasya'nın
üretimdeki çevre hassasiyetiyle ürünlerinin çevre dostu olması ise pek çok
prestijli kuruluş tarafından ödüllendirilmiş.
Değişmezler arasında değişimi arayan olmak
Onduline Avrasya'nın Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karahan, Robert Kolej ve
Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü mezunu. O da, daha öğrenciyken
çalışmaya başlayanlardan. Stajyer olarak çalışmaya başladığı AFMO Fransız makine
üreticisi şirkette mezuniyeti sonrasında dizayn ve program bölümlerinde
çalışmış. Braun-Bovery'de üretim mühendisi olarak görev yapan Karahan, Alman
Rowenta ve Cankurtaran Holding'in bir ortaklığı olan Elektropak'ta da görev
yapmış. Aynı şirkette başkan yardımcılığına kadar yükselmiş. O yıllarda yolu bir
kez daha Fransa'ya düşmüş. Strasbourg'da Alsacables şirketinin kurucu ortağı ve
genel müdürü olmuş. Bir süre sonra ülkeye dönmeyi düşünürken Onduline Group
yöneticileriyle karşılaşmış. 1998 yılında Onduline'den teklif alınca genel müdür
olarak Onduline Avrasya'nın başına gelmiş. 2009'dan beri şirketin yönetim kurulu
başkanlığı görevini yürüten Karahan, 2010'da ana şirket Onduline Group'un İcra
Komitesi üyeliğine atanmış. Şimdilerde 24 ülkeden oluşan ve 6 stratejik bölgeden
biri olan Avrasya bölgesinin yöneticiliğini de yapıyor. Burhan Karahan, birçok
dernek ve sivil toplum kuruluşunun üyesi.
Tam yetkili tek yönetici modeli
Onduline Avrasya, çok uluslu bir şirket. Türkiye operasyonunun başında
bulunan Burhan Karahan, diğer uluslararası şirketlerin benimsediği modelin
dışında şirketinde geniş bir yetkiye sahip. Onduline, ülkeden ülkeye değişen
iklim şartlarına uygun üretim yapabiliyor. Konu çatı kaplaması olunca ana
şirkette verilen üretim formatları geçerli olamayabiliyor. Bu nedenle de yerel
ihtiyaçlara göre üretim de yapılıyor.
Sektöründeki yöneticiler arasında inşaat sanayiinden gelmeyen tek kişi olma
unvanını da taşıyan Karahan, Onduline öncesinde hızla değişen sektörlerde
çalışmış. İşe ilk başladığı 1998 yılında etrafındakilerin en yeni ürünün
kendilerinde olduğunu, 1974'te pazara sunulduğunu anlattıklarını, bu nedenle de
ne kadar yenilikçi, devrimci bir şirket olduklarını anlattıklarını söylüyor.
Çatı kaplama işinde 10 yılda bir yapılan yeniliğin müthiş bir şey olduğunu
öğrendiğini de ifade eden Karahan, şıngılın inşaat sektöründe bir devrim
oluşturduğunu aktarıyor ve "Çatıların yüzde 20'si Onduline ürünleriyle kaplı. Bu
bize liderliği getirirken yaptığımız yeniliklerle sektörümüzde izlenen şirket
konumundayız. Yakında rengi hiç solmayan seramik çatılar geliyor. Seramik
dediğimizde 'deli' dediler. Seramik çatılar tüm dünyaya Türkiye'den çıkan bir
ürün olarak ilk olacak." diyor.
"Neden yatırım yapıyorsunuz?" demişler
İlk fabrika yatırımlarını yaptıkları yıllarda Türkiye çatı kaplama malzemesi
açısından 6 milyon metrekarelik bir potansiyele sahiptir. Bu yatırımın gereksiz
olduğu, ülkedeki potansiyelin düşük olduğu ifade edilir. "Daha o günlerden 40-50
milyon metrekarelik bir potansiyel öngörülmüş. Bugün krize rağmen 60 milyon
metrekare satış var." diyen Yönetim Kurulu Başkanı Karahan'a "Neden insanlar
Onduline alsınlar?" diye soruyorum, "Çatıyı kaplayacak pek çok malzemeden sadece
biri Onduline. Bugüne değin de ne alternatif bir markadan ya da geleneksel
kiremitten daha iyi olduğunu hiç iddia etmedik. Ancak kiremitle yapılan
çatıların yüzlerce kilo ağırlığı kaldırmak durumunda olduğunu da düşünmek gerek.
Bunun iyi hesap edilmesi gerek. Diğer yandan daha iyiyiz demedik ama hesaplı bir
alternatifiz diyoruz. Ayrıca söz verdik mi yapıyor, verdiğimiz sözleri
tutuyoruz. Fiyatlar değişse bile siparişi aldığımız fiyattan gönderiyoruz.
Enflasyon döneminde herkes aldığı siparişleri yeni fiyattan gönderirken biz
zararına da olsa söz verdiğimiz fiyattan göndermeye devam ettik. Bayilerimiz,
çalışanlarımız ve tedarikçilerimizle büyük bir aile olduğumuzu düşünür, birlikte
çalıştığımız kurum ve kişilere sahip çıkarız. Zor zamanlarında da yalnız
bırakmayız. Kriz döneminde de iyi niyetli olup ödeme sıkıntısı çeken
bayilerimize kol kanat gerdik. Münhasır bayilerle satma konusuna da esneklik
getirdik. Bugün 4.000 noktadan Onduline alabilirsiniz. Bu yaklaşık 15 bin kişiye
de iş imkânı sağlamış olmak demek." diye cevap veriyor.
Deprem sonrasında çatı kaplama alışkanlıklarının değiştiğini de dile getiren
Karahan, daha hafif malzemelerle çatı kaplaması yapımının arttığını kaydediyor.
Kızıp da bağırdığımı hatırlamıyorum
"Söylediğimden apayrı bir şeyin yapılması ya da yapılmaması konusu beni
kızdırır ancak bunlar iş hayatında sıklıkla karşılaşılabilecek durumlar. Pek
kızmam, kızıp da bağırdığımı ise hiç hatırlamıyorum." diyen Burhan Karahan'ın
çocukluğu Kadıköy Moda'da geçmiş. "Moda'da oturup Fenerbahçe'ye bakmayı, Boğaz'ı
seyretmek kadar severim. Bu nedenle de deniz ve yelken hayatımda yer alır.
Ayrıca tarih okumayı hastalık derecesinde severim. Mühendislik eğitimi almış
olmama rağmen sosyal ilimlere ilgim her zaman daha fazla oldu. 'İyi bir öğrenci
miydim?' diye sorarsanız. Bazı dersleri seçerek, onlarda iyi olduğumu
söyleyebilirim. Kendimi en çok da bir işi hedefleyip de gerçekleştirdiğimde iyi
hissederim." diyor.
Anglosakson bir kültürde okumuş olmasına rağmen Frankofon bir kültürü
benimsediğini ifade eden Burhan Karahan, "Ülkemizde Amerikan kültürüyle
yönetilen şirketler daha çok. Bu şirketlerde genellikle insan sirkülasyonu
teşvik edilir, her altı ayda bir çalışanların değiştirilmesi öngörülür. Benim de
bir süreliğine içinde bulunduğum bir Amerikan şirketinde bu anlayıştan pek
hoşlanmadım. Bir Japon firmasında çalışıyorsanız ömür boyu o şirkette
çalışabilirsiniz. Almanlar da iş değiştirmeyi sevmez. Amerikalılar ise bir yerde
3-4 yıl kaldıklarında pazardaki değerini kaybetti diye kuşkuyla bakılır." diyen
Onduline Avrasya Yönetim Kurulu Başkanı, başında bulunduğu şirkette 1998
yılından bu yana emekli olanlarla sadece kendi ayrılmak isteyen birkaç kişinin
olduğunu söylüyor. Burhan Karahan'ın yönetim yaklaşımı ve söylemleri çalışma
barışı için bir çözüm olabilir mi diye düşünmekten kendimi
alamıyorum.
|