'Sıfır İstanbul 2050 Çalıştayı', Özyeğin
Üniversitesi Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi tarafından Soyak
Holding desteğiyle düzenlendi. İstanbul’da uzun dönemde iklim
değişikliğinin etkilerine yönelik çözüm önerileri geliştirmeyi hedefleyen
Çalıştay, alanında uzman isimleri de bir araya getirdi. Farklı üniversitelerden,
özel sektör, kamu, belediye ve sivil toplum kuruluşlarından 60’dan fazla
katılımcıyla gerçekleştirilen çalıştayda, Avrupa Birligi FP-7 Enerji Bakan
yardımcısı Dr. Stefan Tostmann da Avrupa Birliği araştırma
ve geliştirme proje planlarını açıkladı.
26 Mayıs Salı günü düzenlenen çalıştay, Özyeğin Üniversitesi Enerji, Çevre ve
Ekonomi Direktörü M. Pınar Mengüç’ün moderatörlüğünde 4 saatlik
yoğun bir çalışmayla tamamlandı. Açılış konuşmasında Murat
Özyeğin, Fiba Holding’in bu alandaki çalışmalarından bahsederken, Soyak
Holding CEO’su M. Emre Çamlıbel, Çalıştay’ın 'Şehr-i
İstanbul' başlıklı oturumunda, kentlerde yaşam kalitesinin
sürdürülebilirliği için karbon salımının kontrol altına alınmasının önemini
vurguladı. İstanbul’da bölgesel emisyon planlarının oluşturulması gerektiğini
söyleyen Çamlıbel, “Bölgesel imar planlarıyla sağlıklı yapılaşma için gerekli
şartlar oluşturulurken, şehirleri bölgesel olarak mercek altına alacak emisyon
planlarıyla, aşılamayacak emisyon miktarlarının belirlenmesi mümkün olacaktır”
dedi. Çamlıbel, bu konuda vakit kaybetmeden harekete geçilmesi için devletin
vereceği teşviklere de büyük ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Ulaştığı büyüklükle İstanbul’un iklim değişikliğinin etkilerini en güçlü
biçimde hissedecek metropollerden biri olmasının beklendiğini belirten Çamlıbel,
Binalarda Enerji Performansı (BEP) Yönetmeliği’nin etkin bir şekilde
uygulanabilmesinin de bu konuda hayati önem taşıdığını söyledi. Çamlıbel,
“Yönetmelik, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik konularını
somutlaştırmasına rağmen, mevcut binaları değil sadece yeni yapılacak binaları
kapsıyor” diyerek yönetmeliğin, mevcut binalar konusunda ciddi bir iyileştirmeye
ihtiyacı olduğunu dile getirdi.
“Enerji verimliliğini merkeze alan çevre dostu uygulamaların hayata
geçirilmesiyle; binaların enerji tüketiminin yüzde 40’a kadar azaltılması
mümkündür. Ancak işletme sürecinde kullanıcılara büyük ölçüde tasarruf
sağlayacak bu sistemlerin uygulanması konusunda teşvik mekanizmasının
kurulmasına, finansal enstrümanların da geliştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır”.
Çamlıbel, yeni binaları enerji verimli yaparak toplamda bir fayda elde
edilmesi için yaklaşık 60 yılın geçmesinin gerektiğini ve bunun da ülke
ekonomisi için telafisi mümkün olmayacak bir süre olduğunu söyledi. Mevcut
binalarla ilgili bir takım yaptırımların öngörülmesi gerektiğini de söyleyen
Çamlıbel, “Isıtma ve yalıtım sisteminde verimlilik yaratılması, bu konuda
öncelikli uygulamalar arasında yer almalıdır. Eğer mevcut tüm binalar ısınma
açısından verimli hale getirilirse, Türkiye yılda 5 - 6 milyar dolar tasarruf
edebilir” dedi.
Enerji, çevre, ekonomi, ulaştırma, turizm gibi farklı disiplinlerden
sunumların paylaşılmasıyla devam eden Çalıştay’da, İstanbul’un önümüzdeki 40
yıllık süreç içinde iklim değişikliğinin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi için
yapılması gerekli çalışmalar paylaşıldı. Sıfır İstanbul 2050 Çalıştay’ında
konusma yapan ve Istanbul uzerine yazdigi bir dizi kitabiyla taninan
Onder Kaya da Istanbul’un 2500 yillik tarihini gorsel olarak
katilimcilara anlatti. Birinci Çalıştay, Istanbul’un sıfır toleransla
şekillendirilmesini, şehrin 'ruhunun' ve 'kültürünün' korunarak, enerji
verimliliği ve tasarrufuyla, çevre bilincinin en üst düzeyde yerleşmesi
için gerekli projelerin oluşturulması hedefini içeren bildirgeyle son
buldu.
Profesor M. P. Mengüç, Özyeğin Üniversitesi Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi
tarafından düzenlenecek Çalıştayların 2-3 aylık periyodlarla tekrarlanmasıni
planlıyor. Geniş kapsamli çalistaylar İstanbul’u 2050’ye öncü ve örnek bir
metropol olarak ulaşımına yardım edecek etkinlikler olarak devam
edecek.
|