|
MMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, yaptığı yazılı basın açıklamasıyla geçtiğimiz haftalarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan görevden almaları kınadı. Açıklamada görevden almaların, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi yetkilileriyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Prof. Hüseyin Kaptan arasında 15 ve 16 Şubat 2007 tarihlerinde yapılan İstanbul İl Çevre Düzeni Planının tartışıldığı ve Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi yetkililerince BİMTAŞ şirketi bünyesinde kurulan ve “İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi (İMP)” adıyla faaliyetlerini yürüten birimin bu ihtiyacı karşılayacak kurumsal bir konumda bulunmadığının altı çizilen toplantıların hemen sonrasında gerçekleştirilmiş olduğuna dikkat çekildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Planlama Müdürlüğünde, ikisi Şehir Plancıları Odası üyesi 3 müdür yardımcısının görevden alınmasının basit bir kurum içi idari işlem olarak kabul edilemeyeceğinin belirtildiği açıklamada, belediyede şehir planlaması çabalarının kurumsallaşmasından dolayı duyulan rahatsızlığın sonucu olan toplu görevden alma işleminin tehlikeli noktalara ulaştığının altı çizildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İstanbul’un içinde bulunduğu sıkıntılı dönemde şehir planlamasının kurumsallaşması, imar yolsuzluklarına karşı duyarlı bir mücadelenin mümkün olan her ortamda sürdürülebilmesinin de güvencesidir. İstanbul kentinin planlı gelişebilmesi için bundan başka bir yolun düşünülmesine imkan bulunmamaktadır.
Bir yandan her yıl aldığı 100 binlere varan göçü kendi bünyesinde yerleştirmeye çalışan İstanbul, bir yandan da kamuya ait arsaların satışı, merkezi yönetimin noktasal imar kararları ve göz boyayan “büyük projeler” ile içinden çıkılmaz bir “dünya kenti” olma yolunda ilerlemektedir. Kıyıları, boğazı, ormanları, tarihi kent merkezleri ve içme suyu havzalarının uğradığı imar baskısı karşısında İstanbul’un planlı bir gelişme stratejisi izlemesine her zamankinden daha büyük bir ihtiyaç vardır.”
Gelinen noktada belediye yönetiminin “belediye bürokrasisi” adı altında planlama kurumlarını zayıflatma amacı belirleyici olduğunun vurgulandığı açıklama şöyle devam etti:
“Söz konusu “belediye bürokrasisi”, kıyıları, boğazı, ormanları, tarihi kent merkezleri ve içme suyu havzaları ağır bir imar baskısı altında olan İstanbul’da gerçekleştirilmek istenen “noktasal” gelişmelere karşı kentin geleceğini savunan bir tutum almış, zaman içinde siyasi kadroların hedefi haline gelmiştir. İstanbul tarihinin en keyfi “imar operasyonları”nın yaşandığı 1950’li yıllarda bile planlamanın kurumsallaşmasından başka bir çarenin olmadığı görülerek İmar ve İskan Bakanlığı’nın kuruluşu gerçekleşmiş olduğu halde, 2000’li yıllardaki “operasyonlar”, uzun bir çabanın ürünü olan planlama kurumlarının “bürokrasi” adı altında tasfiye edilmesini ne yazık ki gündemimize getirmiştir. Bugün gelinen noktada, “İstanbul İl Çevre Düzeni Planı” adıyla Belediye Meclisince onaylanan planın teknik düzeyde kurumsal bir sahibi bulunmamaktadır. Plan, bu yönüyle hukuksal bir belirsizliğe sürüklenmiş ve İstanbul’da bundan böyle gerçekleştirilecek olan “noktasal imar operasyonları”nın önü -bilerek ya da bilmeyerek- açılmıştır."
|
