Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

Studios Manastırı Restorasyona Hazırlanıyor

Ayasofya'dan daha öncesine tarihlenen ve yapımına 450'li yıllarda başlanan İmrahor İlyas Bey Camii diğer adıyla Studios Manastırı, İstanbul'daki en eski dini yapı olarak önemini koruyor.

yapi.com.tr/AA
Studios Manastırı Restorasyona Hazırlanıyor

Yedikule semtindeki eser, Doğu Roma imparatoru I. Leon Flavius zamanında, dönemin önde gelenlerinden ve Doğu Konsülü Studios tarafından kendi arazisi ve vakfına kayıtlı olarak inşa edildi.

Büyük bir kısmı halen ayakta olan yapının ziyaretçilerle buluşması için Vakıflar Genel Müdürlüğünün çalışmaları devam ediyor.

Yapıda, ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü ve İtalya Restorasyon Firmaları Birliği tarafından 2021'de, cami odaklı restorasyon eğitim çalışması yürütüldü.

"İstanbul'da günümüze sağlamca gelmiş, bazilikal planda başka bir yapı yok"
İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü müze araştırmacısı ve arkeolog Murat Sav, yaptığı açıklamada, yapının ilk olarak bazilika planında kilise olarak inşa edildiğini belirterek, "Roma döneminden, daha doğrusu Helenistik dönemden beridir bu plan bilinen bir şey. İlk dönemlerde Hristiyanlığın içerisine yerleşik olarak giren ve bütün Bizans coğrafyasında hem tapınaktan kiliseye çevrilen yapılar hem de yeni yapılan kiliselerde uygulanan plan şeması aynı burada olduğu gibidir." dedi.

Sav, yapının İstanbul için de çok özel olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"İstanbul'da günümüze bu haliyle gelmiş, bazilikal planda başka bir yapı yok. Haliyle de bu yönüyle çok önemli. Çünkü Roma geleneklerine göre inşa ediliyor. Manastır kompleksinin içerisinde pek çok yapı var. Mesela bunlardan bir tanesi okul binası, okul yapısı. Ayrıca keşişlerin kalması için yapılmış hücreler, hamamı, yemekhanesi, yemekhanesine bağlı olarak tabii ki mutfağı, değirmenleri, su kuyusu vesaire çok sayıda yapı birimi var."

Yapının "Vaftizci Yahya" adına inşa edildiğini aktaran Sav, "Prodromos Yahya'nın şöyle bir özelliği var; adı da üzerinde aslında, müjdeleyici olarak, yani kendisinden sonra gelecek olan peygamberi müjdelemek için geldiği kabul ediliyor ve yaptığı işten dolayı da Vaftizci Yahya olarak algılanıyor. Roma döneminde yaşadığı yerde çok kabul gören bir insan değil. Dinsel yeni bir çıkış yaptığından dolayı ölümüne karar veriliyor ve önce zindana atılıyor. Daha sonra başı kesilerek öldürülüyor." diye konuştu.

"Büyük bir ihtimalle yapıyı bir süre Ortodoks Türkler kullanıyor"
Murat Sav, Prodromos Yahya'nın öldürüldükten sonra ona ait kafa iskeleti ve vücuduna ait parçaların İstanbul'a getirilerek bu yapıya konulduğunu, Latin istilası sırasında da İstanbul'dan götürülen pek çok malzeme arasında bu parçaların yer aldığını vurguladı.

Prodromos Yahya yani Yahya Peygamberin vücudundan parçaların bir kısmının bugün Fransa'da Amiens Katedrali'nde, bir kısmının da Topkapı Sarayı Müzesi'nde saklandığına işaret eden Sav, şunları aktardı:

"Burası tarih boyunca çok çeşitli dönemler atlattı. Özellikle üst örtü itibarıyla mimari olarak farklı biçimlenişler geçirdi. Burada iki tane yan nefimiz var. Bu neflerden kuzey tarafta olan ve üst galeriyi taşıyan sütunlar günümüze kadar ulaştı. Fakat ne yazık ki güney taraftaki galeriyi taşıyan sütunlar yandı. 1782'de burası çok büyük bir yangın geçirdi. Üst örtüsü dahil olmak üzere önemli parçalarını kaybetti. Büyük bir ihtimalle o dönemde manastırın bir kısmı da o güne kadar gelmiş olan parçaları da gitti. İstanbul'un fethi aşamasında yapının sağlam olduğunu, kullanıldığını da biliyoruz. Bu alana yani Samatya bölgesine Fatih Sultan Mehmet'in iskan politikası dahilinde getirilmiş olan yeni iskancılar var. Yunanistan'dan gelen Ortodokslar, Kırım'dan getirilen Ermeniler ve Karaman'dan getirilen dilleri Türkçe olan Ortodoks Türkler var. Büyük bir ihtimalle de bu yapıyı bir süre Ortodoks Türkler kullanıyor. Bu sırada Topkapı Sarayı'nda yeni birimlerin inşa edildiği süreçte manastırın bazı bölümleri yıkıntı halinde olduğu için o parçalar bu inşaatlarda kullanılmak üzere götürülüyor."