Gözünüz açık ya da kapalı, binlerce yıl öncesine
gidebilirsiniz, bu kentte… Bir rahibe olup ateşlerin üzerinden çıplak ayakla
geçip efsanenin soluğunu da duyabilirsiniz, eğer, doğayı olduğu kadar arkeolojik
alanları da kendisine bir şantiye, bir fabrika kurma yatağı kurmak isteyenlerin
ve onlara bu onayı verenlerin hışmından kurtulabilirseniz…
Sözünü ettiğimiz yer Osmaniye’de “kutsal şehir” olarak da
anılan 2500 yıllık “Hierapolis Kastabala”. Sadece o değil,
“Kırmıtlı Kuş Cenneti” de tehdit altında. Çünkü üzerlerine bir
çimento fabrikası kurulması planlanıyor. Universal Çimento Sanayi
AŞ’nin Entegre Çimento Fabrikası için ÇED
yönetmeliğine uygun hazırlattığı “Proje Tanıtım Dosyası”nda proje alanında ve
yakın çevresinde arkeolojik miras bulunmadığı yazıyor. 600 küsur sayfalık ÇED
raporunda herkesin bildiği Kastabala’dan tek bir satır yok. Dahası bir çimento
fabrikası için öncelikle “görüş”ünün alınması gereken Adana Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu da bu projeden habersiz. Kendilerine
görüş sorulmadı çünkü. Projeye “olumlu” onayı veren makam ise Çevre ve
Orman Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) ve Planlama Genel
Müdürlüğü. 19 Kasım 2007 tarihli kararda, bugün de aynı görevi sürdüren
Genel Müdür Vekili Ömer Soylu’nun da payı var.
Fabrikaya ÇED olumlu belgesi verilirken “Sağlık Etki Değerlendirmesi” yapması
gereken sağlıkçılar da atlandı. Halbuki çimento fabrikaları “Gayrı Sıhhi
Müesseseler (GSM) Yönetmeliği”nin zarar boyutu en yüksek olabilecekler
sıralamasında ilk sıralarda yer alıyor. Özellikle hava, su, toprak ve gürültü
kirliliğine neden olacakları için, insan yerleşim yerlerinden mutlaka uzak
olmaları gerekiyor.
Fabrika zararlı, çünkü...
Haber duyulur duyulmaz yöre sakinleri, meslek örgütleri harekete geçti..
Türkiye Biyologlar Derneği, Adana Peyzaj Mimarları Odası, Çukurova Üniversitesi
Tıp Fakültesi Dekanı Figen Doran ve Osmaniye Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Umur Gürsoy
hemen kolları sıvayıp bir rapor hazırladı. Rapor, çimento fabrikasının
Hieropolis-Kastabala antik kenti, Kırmıtlı Kuş Cenneti, Karatepe-Aslantaş Milli
Parkı ve Karatepe Antik Yerleşim alanı üzerinde yaratacağı ve geri dönülemeyecek
nitelikteki olumsuz etkilerini ortaya koyuyor. Ekonomik ömrü 100 yıl olan
fabrikanın Osmaniye’ye 10, Kırmıtlı Kuş Cenneti’ne dört kilometre, Kesmeburun
köyüne ise yaklaşık yüz metre mesafede olduğu anımsatılarak fabrikanın ekonomik
fayda değil yük getireceği, doğaya, tarihe ve sağlığa zarar vereceği
anlatılıyor. Rapor, zararları şöyle detaylandırıyor:
“Hammadde ihtiyacı ocaklardan patlatma yöntemi ile elde edileceğinden bitki
örtüsü yok olacak, fabrikadan dış ortama atılan hava kirleticileri ve hammadde
olarak tüketeceği kayaların parçalanması, yakıt yakılması sırasında ve kül
deposu kaynaklı uçucu tozlarla akciğerlere giren metal kökenli kanserojenler
başta solunum yolları hastalıkları ve kanserler olmak üzere toplum sağlığına
zarar verecek, deniz ve demiryolundan uzak olan fabrikadan İskenderun limanına,
hammadde için de ocaklara yoğun kamyon trafiği olacak, kamyonlar titreşim, toz
ve petrol emisyonları ile trafik kazalarını arttıracak. Geçim kaynağı
hayvancılık, bağcılık ve zeytin tarımı hava kirliliği, yaprakları kaplayıcı toz
nedeniyle fotosentez azalması ve çiçeklenme döneminde meyva tutmasının
azalmasıyla zarar görecektir.”
Bu rapor yöre halkını harekete geçirdi. Osmaniye Barosu, Mimarlar Odası Adana
Şubesi, Kazmaca ve Yeniköy Muhtarlığı ÇED raporunun iptali ve yürütmeyi
durdurmak için Adana İl İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Karatepe- Aslantaş Koruma
Derneği, Osmaniye’deki Çukurova Doğa Derneği, Adana Biologlar Derneği, Mimarlar
ve Peyzaj Mimarları Odaları, ÇEKÜL, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi
Dekanlığı ve Arkeoloji Ana Bilim Dalı Başkanlığı da Adana Koruma Kurulu’na
ilettiler raporu. CHP milletvekilleri Berhan Şimşek, Faruk Demir ve Gökhan
Durgun da bölgeyi inceledi ve soru önergesi için kolları sıvadı.
Tarih mirasına, doğaya karşı bir çimento fabrikası… Yüz yıllık kâra karşılık,
binlerce yıllık bir geçmiş… Hangisinden vazgeçmek daha ahlaki dersiniz?
|