
Altın Madenine Karşı Halkın Zaferi

Sinop’ta Çevreciler Madene Karşı Yürüdü

Küre Dağları Maden Tehdidiyle...

Yedigöller’de Maden Arama...

Köylünün Arazisine Silahla Girdiler

Boyabat Maden Sahasına Yönelik...

Batı Karadeniz’in Altını Oyacaklar

İvrindi'de Maden Tehdidi

Kazdağları'ndaki Maden Projelerini...

Karadeniz’de Maden İstilası

Zeytinliklere Yayılacak Maden...

Tokat’ta Mera Alanına RES Kurulacak

Tokat’ta Köylüler Madene Karşı Nöbette

Tokat'a Yapılmak İstenen Taşocağına...
Tokat Maden Kuşatmasında
Tokat merkezde 10 köyü içine alan ve toplam 45 köyü etkileyecek olan 4. grup maden arama çalışmaları için ruhsat verildiği ortaya çıktı.

Tokat merkezdeki köyler maden ve enerji şirketlerince adeta kuşatılmış durumda. Üç farklı maden şirketinin 4. grup yani altın, gümüş, kobalt gibi ağır madenler için Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'ne (MAPEG) başvurduğu ve ruhsat aldığı belirtildi. Yine bölgede bir enerji şirketinin rüzgar türbinleri ve güneş panelleri için ruhsat aldığı kaydedildi. Halk, madenlerin tarım ve hayvancılığı bitireceğini, insanları göçe zorlanacağını belirterek, hukuki mücadele ve direniş başlattı. BirGün’de yer alan habere göre; daha önce Günçalı ve Killik köylerinin dahil olduğu bir alan için maden ruhsatı verilen Tokat'ta bu kez de Güzelce, Gömleksiz, Aydoğdu, Batmantaş, Karkıncık, Kervansaray, Çayören ve Aliköyü içine alan sahalar için maden arama ruhsatı verildiği ortaya çıktı. Birbirine komşu olan köylerde yapılmak istenen çalışmaların Yeşilırmak Nehri'nin Kelkit kolunun su kaynaklarının bulunduğu alanda olması dikkat çekti. Tarım, hayvancılık ve arıcılık ile geçimini sağlayan halk, maden aramalarının bunları bitireceğini söyledi. Madenlerin ayrıca Çamlıbel ovasında yapılan şeker pancarı, patates, fasulye ve yem bitkileri üretimini de olumsuz etkileyeceği belirten köylüler, “Bu bölgedeki endemik bitkiler, tarımsal ve hayvansal üretim, arıcılık faaliyetleri madenciliğin başlaması ile bitecektir. Ormanlar tahrip olacaktır. Şeker pancarı ve silajlık mısırın maden sebebi ile kirlenmesi sonucu bu zehirli kalıntılar bütün ülkeye yayılacak ve insanımız gıda yoluyla zehirlenecektir. Süt ve şeker üretimi kimyasal atıklara maruz kalacak, Güzelce barajının suçladığı bütün alanlara yayılacaktır. Bölge yaşanmaz hale gelecektir.” dedi. Günçalı Köyü Çevre Komisyonu Yöneticisi Bahadır Sarıyaprak, Günçalı köyü ve çevresinde yapılmak istenen maden arama faaliyetine karşı dava açtıklarını, davanın aralık ayında Tokat İdare Mahkemesi’nde görüldüğünü ve mahkeme kararını beklerken bölgede yeni madenlere ruhsat verildiğini öğrendiklerini anlattı. Sarıyaprak, 10 köyün aktif ve ruhsat sınır noktalarının içinde kaldığını, etkilenecek köy sayısının 45'i bulduğunu kaydetti. “Köyler kuşatılmış durumda. Ruhsatlarda 1. derece sit alanı bile var.” diyen Sarıyaprak, şöyle devam etti: “Maden ruhsatları kopyala yapıştır şeklinde veriliyor. Bunlara izin vermeyeceğiz. Maden şirketlerini sahalara sokmayacağız. Bölgede bu kadar yatırım varken, DSİ'nin ve farklı noktada tarım desteklenirken, hayvancılığa devletin yatırımları varken bölgedeki ruhsat sayısının 10'a çıkması ne demek oluyor? Aleviler için kutsal sayılan Çalbaba'da her yıl şenliğimiz olur. Bu projelerle bizleri buradan sürmek istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz.” Köyler birleşerek mücadeleye başladı |
