stanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş sel felatiyle ilgili
gelişmeleri değerlendirdi. Topbaş, "İnsanoğlunun geçmişten bugüne kadar doğayı
çevreyi hoyratça kullanmanın faturası. Amerika’daki sel baskınları, uzakdoğudaki
sel baskınları, Avrupa’daki sel baskınları, bu dünyanın her tarafını yokluyor.
Buzullar erimeye başladı ekolojik kıyametten bahsediliyor, iklim değişiklikleri
ciddi anlamda sinyallerini veriyor. Şu anda İstanbul ve Türkiye sonbahar
mevsiminin yağış dönemine girdiği bir süreçte 80 yılın yağışlarının en güçlüsü
bir saat içinde oluyorsa bununla baş etmek mümkün değil. Bu arada insanoğlunun
çevreyi doğayı maalesef çok hoyratça kullanmasının faturası benim kastım"
dedi.
Dere yataklarının yanlış kullanıldığı, yanlış yapılaşma,
dere kenarına yanlış biçimde çok fazla bina diktiğimiz şeklinde eleştiriler bu
ekrandan dile getirilmişti. Şu anda görev başında siz olduğunuza göre bu
eleştirileri nasıl yanıtlıyorsunuz?
Doğrudur bir şehir plancısı ve mimar olarak buna katılırım.
İstanbul’un topografik yapısı ortada ve buna göre yerleşim tercihleri yapılması
gerekli. Bunlara hiç dikkat edilmeden hatırlanırsa 5 yıl önce Alibeyköy-Küçükköy
deresinde ciddi bir olay yaşanmıştı bugün yok orada bir problem. Oradaki
gecekonduları kaldırdık. '40 yıldır oturuyoruz' diyenler oldu ama biz kaldırdık
o bölgede çok ciddi yatırım yaptık. Dere yatağını ıslah ettik ve bu yağıştan
etkilenmedi. Demek ki tedbirlerin bu boyutları ile alınması
dere yataklarında yerleşimlerin olmaması ve her şeyi ile doğayı kullanırken
olabilecek afetlere hazırlıklı olmak gerektiğini burada görüyoruz. Bundan kaç
yıl önce yine İkitelli’de Sabah gazetesini sel suları basmıştı. Bundan çok daha
fazlası şimdi geldi. Yarın yeni gelmeyecek değil. İnsanların daha çevreci
Kyoto Anlaşmasına imza atanlar atmayanlar, dünyayı yönetenler, hepimiz bu
ekolojik değişikleri çok dikkate almak zorundayız.
Tedbirsizlik derken şehirde yaşayan İstanbullular var,
şehri yönetenler var. Sadece büyükşehir belediyesi değil elbette küçük
belediyeler de var. İnşaat yapılaşma izinlerinin arkasındaki yetkililer de var.
Hatta hatta 20 yıl 30 yıl öncesine gitmek gerekiyor. Sözlerinizden bunu
anlıyoruz değil mi efendim?
Zaten tedbirliyiz zaten mecburuz da buna. Bu kaçınılmaz. Bugün
biziz, yarın başkaları, dün başkalarıydı... Mesele o değil. Bazı insanlar
kendi menfaatlerini ön planda tutabilir, ihtirasları gözlerini karartabilir
yönetimler bunlara fırsat vermeyecek.
Hava tahmini ile ilgi bir bilgi var
mı?
Meteoloroji Bölge Müdürlüğü bilgilerine dayanarak söylüyorum
yağış yine beklenmekte. Cuma günü için güneyden gelecek olan nemli rüzgarların
buluşması ile de bir ihtimal burada aldığımız yağışın bir buçuk katını dahi alma
ihtimalinden bahsediliyor. Daha fazla sıkıntı getirebilir anlamına
geliyor.
Selin geride bırakacağı izi ortadan kaldırmamız ne kadar
zamanımızı alır maliyeti çok mu yüksek olur?
Şimdi hayatlar geri gelemeyecek ama maddi hasarla ilgili
hükümetimiz, bakanlık afetle ilgili Başbakanımızın talimatlarıyla yaraları sarma
konusunda çalışcağız. Büyükşehir belediyesi olarak çöken evler konusunda
çalışmalar yapacağız. Maddi külfet getiriyor tabi bu kaçınılmaz bir
şey.
|