Altındağ Belediyesi’nin tarihi Ulucanlar Cezaevi
restorasyonu sürecinde projeye aykırı davrandığını öne süren
mimarlar, cezaevine girmek istedi ancak, görevliler mimarları
içeri almadı.
Adalet Bakanlığı, Altındağ Belediyesi,
Ankara Barosu ve Mimarlar Odası’nın birlikte
imzaladığı protokol kapsamında, restorasyon sürecine Mimarlar Odası adına
katılan proje yürütücüleri, cezaevi kapısı önünde gazetecilere açıklamalarda
bulundu. Yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
Gelecek kuşaklar için
“Burada bu mekan üzerinden Ulucanlar Cezaevi’nin siyasi tarihini okuma
atölyesi yapmak istiyoruz. Ancak izin verilmiyor. 2006 yılı Ağustos ayında
Ulucanlar Cezaevi boşaltıldığında Ankara Büyükşehir Belediyesi burayı yıkarak,
Ayakkabıcılar Çarşısı yapmayı planlıyordu.
Yarışma tescilledi
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 2007 yılında bütün toplumsal kesimleri bir düş
oluşturmaya çağırmış ve bu cezaevinin siyasi belleğinin gelecek kuşaklara
aktarılmasına olanak sağlayacak bir yarışma açmıştı. Bu yarışmayla birlikte
Ulucanlar Cezaevi’nin Kültür ve Koruma Kurulu tarafından tescillenmesini de
sağlandı.
Ahşap giriş yapılmış
Bu protokol kapsamında Mimarlar Odası’nın üzerine düşen görev bu binanın
restorasyon sürecinde aslına uygun bir şekilde bütün geçmiş belleğini
kaybetmeyecek şekilde restorasyon sürecinin yapılması ve onun denetlenmesiydi.
Bugün geldiğimiz noktada, içerde bir restorasyon süreci devam ediyor. Ne
yaptıklarını bilmiyoruz. Ama kapısından görüyoruz ki, cezaevinin kapısı bizim
gördüğümüz 2006 yılında ailelerin gelip kapısında beklediği bir cezaevi kapısı
değil.
Neden içeri alınmıyoruz
Mekan üzerinden siyasi bir tarih okumaya olanak verecek bir yapılaşma ve
restorasyon süreci olmadığından dolayı bizi içeriye almadıklarını düşünüyoruz.
Burada duvarlara ‘Gel 300 gün gel’ gibi garip garip, daha önce olmayan yazılar
yazılmış. Buranın gelir geçer kursların yapıldığı kafetarya haline
dönüştürüldüğü ve belki de bir iftar mekanı olmasını sağlamayı
planlıyor.”
|