Üniversite Dönemi ve Mezuniyet Sonrası 7 Ölümcül Günah
İnşaat Y. Mühendisi Furkan Emir; öğrenciler ve inşaat sektörüne adım atmak isteyen yeni mezunlarla, insan kaynakları süreçlerinde yapılmaması gerekenleri paylaşıyor.

Üniversite mezuniyeti sonrası birçok öğrenci ve yeni mezun için büyük dert; “Acaba ne yapmam lazım?”, “Nasıl iş bulacağım?”,“Hangi yolu izlemem benim için daha sağlıklı?”,“Kariyerime nasıl yön verebilirim?”… Bu tarz belli başlı soruları olduğunu düşündüğüm, inşaat sektörünün yeni profesyonelleri dostlarımızın, sektörün insan kaynakları süreçlerinde yapmamaları gereken önemli noktaları listeliyorum: 1. Stajları Sabunlayın!
Başlık biraz hafif kaldı aslında. Neden mi? Stajlar oldukça hafif iş tanımları. Sizin işi görmeniz, iş ortamına hazırlıklı olmanız için var. Yapısı gereği stajlar sizlere deneyim kazandırmıyor (geneli için konuşuyorum). Okurken elinizden geldiğince çalışın, mümkün olduğunca staj sürelerinizi uzatın. Bu şekilde hem okulda gördüğünüz eğitimi pekiştirmiş olacak hem de üniversite sonrası için yapmayı planladıklarınızla ilgili kafanız daha net olacaktır. Eğer okuduğunuz okulu sevmiyorsanız staj yine sizin için bir fırsat. Her bölümün inanılmaz geniş alanları ve çalışma kolları var; gerekiyorsa okurken bu alanlarda deneyim kazanmak adına ücretsiz de olsa çalışın, o havayı sorumluluk alabileceğiniz bir pozisyonla muhakkak soluyun. Özellikle her geçen gün piyasadaki iş tanımları ile üniversitelerde verilen eğitim arasında uçurum artıyor. Hal böyle olunca sizin sektöre yönelik donanımlarınızı üniversite okurken artırmaktan başka çareniz kalmıyor. Amerika’da üst düzey bazı şirketlerin üniversite okuma şartını iş alım sürecinde kaldırdığı bu günlerde, üniversite yıllarını deneyim kazanmadan geçirmek tam bir kabus. 2. Devamlı Olarak Derslerinize Çalışın, Evden Sakın Çıkmayın! Üniversitede inşaat mühendisliği okudum. Çok başarılı bir öğrenci olduğumu söyleyemeyeceğim. Hazırlık sınıfını atlayarak hızlı bir başlangıç yaptığım üniversite yıllarım tam 5.5 yıl sürdü.Üniversitede Yapı Statiği hocamın sözlerini hiç unutmuyorum; “eğer haftada 5 saat yapı statiği dersi alıyorsanız evde de 5 saat çalışmalısınız ve bu işlemi tüm teknik dersleriniz için yapmak zorundasınız” diyordu. Aradan yıllar geçti. Sektörde birçok farklı kurum ve pozisyonda çalışma şansım oldu. Öğrendiğim ilk şey bu sözün çok bir hükmünün olmadığıydı. Yine hayatımda önemli yer edinen başka bir olay ise üniversiteden mezun olduktan sonra ilk iş deneyimiminde gerçekleşti. Proje Yönetimi yüksek lisansı yapmaya karar vermiştim. Çalıştığım projedeki müşavirimiz de yaşça oldukça genç bir proje müdürüydü. İnanılmaz büyük bir projede bu yaşta nasıl proje müdürü olduğunu soruyordum sürekli kendime. Cevabı bana bir gün yine kendisi verdi: “Furkan, proje yönetiminin %70’i hatta tüm inşaat sektörünün %70’i iletişimdir. Öğrenmen gereken, üzerine en fazla düşünmen gereken şey kesinlikle iletişim yönetimi olmalı” dedi. İlk başta anlayamadığım bu sözleri sonraki yıllarda çokça tecrübe ettim. İnşaat sektörü oldukça dinamik bir yapı. Her an doğruları değişiyor, her an yeni bir proje, yeni bir yazılım, yeni bir metodoloji, yeni bir bakış açısı derken birçok değişiklikle karşılaşıyoruz. Değişiklik yönetiminde problemleri minimize etmenin en büyük yolu ise iletişim yönetiminden geçiyor. Bunu ilerletebilmek için üniversitede bol bol sosyal işlerin altına girmenizi öneriyorum. Eğer hayalleriniz iyi bir iş ve iyi para kazanmaktan öteye gidemiyorsa bazı problemlerle karşılaşabilirsiniz. Zira farklı sosyal alanlarda farklı tecrübelerinizin olmaması birçok probleme tek düze bakmanıza neden olacaktır. 3. Üniversite Bittiği Gibi Hemen Yüksek Lisans'a Başlayın! İnşaat mühendisliği okurken çok farklı disiplinlerde dersler alıyorduk. Bir gün su dersi alırken diğer gün çelik dersi, bir sonraki gün betonarme alırken bir sonraki gün malzeme dersi, her şeyden biraz biraz görüyorduk. Ben ilk yıllarda bu derslerin pek fazla ilgimi çekmediğini keşfetmiştim. İşte o aşamada yüksek lisans imdadıma koştu; Yapı İşletmesi. Üniversitede derslere zorla giderken yüksek lisansta anlatılanlar daha çok ilgimi çekiyor, daha çok keyif alıyordum. Bu aşamada yüksek lisans benim için kurtarıcı ve oldukça faydalıydı diyebilirim. Fakat size önerim, okulu bitirdikten sonra direkt yüksek lisans yapmamanız. Zira yüksek lisans sonraki yıllarda çalışmayı planladığınız işle ilgili dersleri içermiyorsa, alacağınız eğitim kafanızda oturmayabiliyor. Mesela aldığım finans dersini şu an tekrar almak isterdim. Zira finansın içinde olmadan aldığım dersler bir farkındalık sağladı ama, uygulamalarını hiç görmediğim bir alan olduğu için o yıllarda pek oturmamıştı. 4. Ön Yazınızın Ana Temasını “Bu İşin Beni Çok Geliştireceğini Düşünüyorum” Olarak Güncelleyin! Ön yazılar iş başvuru süreçlerinde çok kritik. Size son zamanlarda ortak ön yazılardan bahsetmek istiyorum. “Bu iş beni çok heyacanlandırıyor, kendimi bu işte çok geliştirebileceğimi düşünüyorum”,“Deneyimsizim ama bu işi yapabileceğimi düşünüyorum”; bu cümleler önemsiz demiyorum, oldukça önemli ve mutluluk verici. Ama önemli bir nokta var ki rakiplerinizle tercih ettiğiniz argümanlar genellikle aynı. Hal böyle olunca çizginin dışına çıkan bir adım öne geçiyor. Ayrıca değinmek istediğim bir başka nokta ise bir işin sizi heyecanlandırmasından daha önemli olan firmaya neler sağlayacağınızdır. İş arama ve bulma süreci karşılıklı bir anlaşma statüsündedir. Karşınızda çalışmayı planladığınız kurum size iyilik olsun diye bunu yapmıyorken siz de alacağınız bedeli bir değer üretmeden almayacaksınız. Bu yüzden karşınızdaki firma ile kendinizi tüzel bir kişilik gibi düşünün. O sizin hiyerarşik olarak üstünüzde veya altınızda değil, aynı şekilde siz de onun üstünde ya da altında değilsiniz. Eğer işvereni karşılıklı bir kazanım olacağına ikna ederseniz bu aşamada daha sağlıklı olacaktır. "Beni işe almalısınız çünkü; sizi incelediğimde şu şu noktalarda yapacaklarımın, organizasyonunuza şu şu değerleri katacağına inanıyorum” tadında ön yazınız size çok fazla basamak atlattıracaktır. 5. Özensiz Bir CV Hazırlayın. Ben Tasarımcı Değilim Portfolyo ile Uğraşamam Deyin! “CV hiç önemli değil, bir firma beni tanımak istiyorsa çağırır, kendimi anlatırım, kendime çok güveniyorum ben zaten” diyorsanız başınız büyük dertte olabilir. İlk intibanın önemi ile ilgili yapılan birçok çalışma var. Bunlardan siz de haberdarsınızdır. CV ve ön yazınız da firma için sizin ilk intibanız. Onun için CV ve portfolyonuzu lütfen baştan sağma yapmayın. İş arama portallarının CV taslakları yerine daha özgün çalışmalar yapmaya gayret gösterin. CV’nizde çalıştığınız kurumlarda yaptıklarınızdan özellikle bahsedin. Referanslarınıza muhakkak CV’nizde yer verin. CV’nizi mümkünse PDF formatında yollayın. Mimarlar için iş başvuru sürecinde portfolyo, çoğu zaman zorunluluk. Fakat mimar değilseniz de yaptığınız işleri portfolyo haline getirmenizi öneririm. Görsellik çok önemli, yazılar yerine yaptığınız işlerin bol bol fotoğraflarına da yer verin. Kapıların size daha kolay açılacağına siz de şahit olacaksınız. 6. Sektör Profesyonellerini Umursamayın, Tanışmak İçin Fırsat Kollamayın! Size sektörün dinamiklerini en iyi anlatacak kişiler o sektördeki insanlar. Neredelerse siz de orada olun. Kapıdan atıyorlarsa, bacadan girmeyi deneyin. LinkedIN’den, mail ve telefon ile rahatsız etmeden insanlarla tanışmanın yollarını bulmaya çalışın. Bunu sadece iş fırsatı oluşturmak için yapmayın. Hatta mümkünse iş fırsatı oluşturmak için hiç yapmayın. Sektörün dinamiklerini anlamak için, sohbet etmek için, arkadaş olmak için, fikir danışmak için yapın. 7. Başvurularınıza Kimse Dönmüyor mu Hemen Olumsuzluğa Kapılın! Başvurdunuz. Başvurdunuz. Başvurdunuz. Hiç kimse olumlu/olumsuz dönüş yapmıyor mu? Umutsuzluğa kapılmayın, yalnız değilsiniz. Madem yalnız değilsiniz bunu büyük bir problem haline getirmeyin. Yılmayın. Başvuru süreçlerinin olumlu olmamasındaki en önemli nedenlerden birisi filtrelere takılmak olabilir. Burada hangi filtrelere takıldığınızı anlamak da sizin göreviniz. Acaba dil mi problem? Deneyim mi? Referans mı? Yazılım ya da sertifika bilgisi mi? Bunları sağlamıyor olsanız bile pes etmeyin. Çizginin dışına çıkıp karşıdaki kuruma somut verilerle onlara faydalı olabileceğinizi anlatırsanız bence başarılı olma ihtimaliniz artacaktır. Bol Şans! Furkan Emir, |