Türkiye’de evlerde, işyerlerinde, fabrikalarda,
okullarda üretilen atığın yüzde 15’i geri kazanılabilir nitelikte. Her yıl ülke
genelinde üretilen 30 milyon ton atığın 4 milyon tonu geri kazanılabilecek
durumda olmasına karşın çöpe gidiyor. Çünkü 2005 yılında yürürlüğe giren
Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği yaygın bir
şekilde uygulanamıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamaya yanaşmadığı
yönetmelik kentte, sadece Kadıköy, Beşiktaş ve Pendik’te uygulanarak geri
kazanım çalışması yapılıyor.
AB Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Direktifi’nden yola çıkılarak hazırlanan
Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği, 1 Ocak 2005’te yürürlüğe
girdi. Ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması ve değerlendirilmesini
içeren yönetmeliğe yerel yönetimler pek sıcak bakmıyor.
“Yetkilendirilmiş Kuruluş” olan ÇEVKO ile işbirliği yaparak
yönetmeliğe uygun geri kazanım uygulamalarının yapıldığı İzmir ve Bursa
Büyükşehir Belediyeleri sınırları içinde 1.5 milyon nüfusa hizmet veriliyor.
Geri kazanım uygulamasının geliştirildiği ilk turistik bölge olan Marmaris
Belediyeler Birliği sınırları içinde yaklaşık 18 bin konut, 116 lüks otel, 30
restoran ve 2 marina geri kazanım sağlıyor.
Ankara’da Çankaya Belediyesi ilk aşamada 200 bin
Çankayalı’nın 50 bin konutta ayrı topladığı ambalajları geri kazandırıyor.
Yalova Belediyesi ile yürütülen çalışmalarda 40 bin nüfusa ulaşıldı.
Balıkesir’de 25 bin konuttan ambalaj atıkları geri kazandırılmak üzere ayrı
toplanıyor.
İstanbul’da Kadıköy Belediyesi, 8 bin konutta ve çok sayıda işyerinde 35 bini
aşan nüfusun çöpten ayrı topladığı ambalaj atıklarını geri kazanıma sevk ediyor.
İstanbul’da Beşiktaş ve Pendik, Antalya’nın Muratpaşa ilçeleri, Manisa ve Muğla
belediyelerinde geri kazanım uygulamaları 2006 yazında başladı.
İzmir ve Bursa’nın ardından, Adana ve Konya, öncü büyükşehir belediyeleri
olarak ÇEVKO ile işbirliği yapıyorlar. Ankara’da Yenimahalle ve Beypazarı’nda,
Gaziantep’te Şahinbey’de yönetmeliğe uygun projeler hazırlanıyor.
Ambalaj atıkları uygun şekilde kaynağında ayrı olarak toplanıp, türlerine
göre ayrıldıktan sonra, geri dönüşüm sanayiine sevk edilerek farklı şekillerde
ekonomiye, yani hayatımıza tekrar dahil oluyorlar. Çöp zannederek attığımız
şampuan şişesinden araba tamponu, süt kartonlarından masa-dolap gibi mobilyalar,
alüminyum içecek kutularından uçak gövdesi bile yapmak mümkün.
1 ton kâğıdın geri dönüştürülmesi ile 17 adet büyük ağacın kesilmesi önlenmiş
oluyor. Ayrıca kâğıt ve karton atıkların geri dönüşümü ile enerji tasarrufu
sağlanıyor. Doğaya karışması 400-1000 yıl süren plastiği geri dönüştürerek
petrol tüketimini önleyebiliriz. Bir alüminyum kutunun geri dönüşümü, içecek
kutusunun birincil hammaddesinden üretimine göre yüzde 90 enerji tasarrufu
sağlıyor. Kâğıdın geri dönüşümü ile üretimde yüzde 50 oranında enerji tasarrufu
sağlanır.
Avcılar’da geri dönüşüm uygulaması
Avcılar Belediyesi, ilçe sınırlarında üretilen kâğıt-karton, cam, plastik ve
metal ambalaj atıklarının evsel atıklardan ayrı olarak toplanması ve geri
kazanılması amacıyla “Geri Dönüşüm Projesi” uygulamasını başlattı. Avcılar’daki
tüm okullara ve işyerlerine geri dönüşüm kutuları koydurtan Belediye Başkanı
Mustafa Değirmenci, ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayacak projeye tüm
Avcılar halkının katılımını istedi. Nüfusu 350 bin civarında olan Avcılar için
hayati önem taşıyan proje, öncelikle Ambarlı Mahallesi, Denizköşkler Mahallesi,
Merkez Mahallesi ve Cihangir Mahallesi’nde yaklaşık 2 bin 500 konutluk bir pilot
bölgede uygulanmaya başlanacak. İstanbul Üniversitesi Çevre Mühendisliği Çevre
Kulübü’nden seçilen 20 kişilik eğitmen grubu, evleri teker teker dolaşarak hane
halkına özellikle kaynağında ayırmayı yapacak olan ev halkına birebir uygulama
hakkında bilgi verecekler. Eğitim sırasında verilen bilgileri içeren el
broşürleri ve mavi poşetler de dağıtılacak.
İstanbul’da neden uygulanamıyor?
İstanbul, 32 ilçesi ve yoğun nüfusu nedeniyle oldukça zor bir kent. Çöp
toplama işinden ilçe belediyeler sorumlu, ancak büyükşehir belediyesinin de
koordinasyon görevi var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi çöp toplama işini yan
kuruluşu olan İSTAÇ’a yaptırıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ÇEVKO ve
İSTAÇ, yönetmelik çıktıktan sonra ilçe belediyeler ile toplantılar yaptı.
İSTAÇ’ın önerisiyle İstanbul 10 bölgeye ayrıldı. İlgili bölgelerin ilçe
belediyeleriyle ortak bir çalışma yapıldı. Ancak ilçe belediyeler ortak
çalışmaya pek yanaşmadı.
İSTAÇ yerine başka firmalara bu işi kendileri ihale etmek istedi. İSTAÇ’ın
yaklaşımları çok fazla kabul görmeyince İstanbul’da fazla yol alınamadı.
İzmir’de ise örnek bir uygulamaya imza atıldı. İlçe belediyeler toplama
sorumluluklarını İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne verdi. İzmir Büyükşehir
Belediyesi de daha önce ambalaj atıklarının ayrı olarak toplanması için bir
firma ile anlaşmıştı. Yönetmelik çıktıktan sonra ÇEVKO sürece dahil oldu ve
yaygın bir uygulama sağlandı.
Kâğıt toplayıcılar ve Brezilya
Brezilya’da kâğıt üretiminden sonra kalan polietilen alüminyum karışımı,
plazma işleminden geçirilerek saf alüminyum ve saf parafine dönüştürülüyor. Bu
işi yapan kâğıt fabrikaları kâğıt üretiminden daha çok alüminyumdan para
kazanıyorlar. Brezilya tek başına 6 milyar paket üreten bir ülke. Türkiye’de de
hem yonga levha yöntemi hem de kâğıt dönüşümü yöntemi kullanılıyor.
Sektörde “kara kuvvetleri” olarak adlandırılan kâğıt toplayıcılar, kâğıtların
geri kazanımında çok önemli bir rol oynuyor. 1.8 milyon tonun üzerinde geri
dönüştürülebilir ambalaj atığın tamamına yakınını “kara kuvvetleri” topluyor.
Kâğıt toplayıcılar, ambalaj atıklar yönetmeliği ile kayıt altına alınarak
sisteme resmen dahil ediliyor.
Brezilya’da bir sosyal sorumluluk projesi olarak kâğıt toplayıcılar, sistemin
içinde ihaleleri belediyelerden almış firmaların ücretli elemanları olarak
çalışmaya başlamıştı. Kooperatifler altında toplanan kâğıt toplayıcılar geri
kazanım sürecinde oldukça başarılı oldu.
Beş litrenin üzerindeki bitkisel atık yağlarınızın adresinizden toplanmasını
sağlayarak, hem doğal yaşama hem de ülke ekonomisine katkıda
bulunabilirsiniz.
Lavabodan dökülen bir litre atık bitkisel yağ, 1 milyon litre suyu kirletiyor
ve yeraltı su kaynaklarına sızarak yeraltı sularını da kirletiyor. Ayrıca bu
yağlar kanalizasyon sisteminde tıkanmalara neden olabiliyor ve denizlerde
denizanası oluşumunu arttırarak deniz kirliliğini hızlandırıyor.
Türkiye yılda 1 milyon 650 bin ton bitkisel yağ tüketimiyle Avrupa’da üçüncü
sırada yer alıyor. Her yıl 350 bin ton bitkisel atık yağ doğaya bırakılıyor. Bu
miktarda bitkisel atık yağ toplanarak biyodizele dönüştürüldüğünde yılda 750
milyon ton petrol ithalatını önlemek mümkün. 444 28 45 numaralı Alo Atık hattını
arayarak beş litrenin üzerindeki bitkisel atık yağlarınızın adresinizden
toplanmasını sağlayarak, hem doğal yaşama hem de ülke ekonomisine katkıda
bulunabilirsiniz.
e-atık sorunu
Bilgisayar, telefon ve televizyon gibi eski elektronik eşyaların sayıları her
yıl hızla artıyor. Artık elektronik eşya o kadar ucuzladı ki bozulduklarında
tamir ettirmek yerine yenisini almak daha kolay. Daha düşük kalitede ve daha
kısa ömre sahip olsalar da fark etmiyor. Bunun sonucunda da elektronik eşya
atıkları en hızlı büyüyen atık tipleri arasındaki yerini aldı.
Greenpeace’in raporuna göre, çoğu gelişmiş ülkede “kullan-at”, ülke
kültürünün parçası olduğu için, sunulan çözümler daha geride kalırken, e-atığın
miktarı dramatik olarak artıyor. Daha sıkı düzenlemelerin olduğu Avrupa Birliği
ülkelerinde bile e-atığın yüzde 75’i kayıt altında değil. Her yıl yaratılan 8.7
milyon ton e-atığın 6.6 milyon tonu geri dönüştürülemiyor.
ABD’de ise elektronik atıklarla ilgili çok az düzenleme var. Elektronik
atıkların yüzde 20’den daha azı yeniden dönüşüm için kullanılıyor. PC’lerde bu
oran yüzde 10 ve televizyonlarda ise yüzde 14 olarak daha da düşük.
Dijital televizyonlara geçiş ise kullanılmayan analog televizyonların
miktarında aşırı derecede artış getirdi. ABD’deki e-atığın yüzde 20’si dışarıya
ihraç ediliyor. Çünkü ABD biriktirilmiş e-atığın Afrika ve Asya’ya gönderiminin
yasal olduğu birkaç ülkeden biri. Yeniden dönüştürülemeyen büyük miktardaki
elektronik atığın oluşma sebepleri şunlar:
- Depolama: Eski elektronik parçalar ve aletler çoğunlukla
kullanıcıların evlerinde saklanır. Bu ise onların atılacağı günü geciktirmeye
hizmet eder ve efektif olarak tekrar kullanım şanslarını azaltır.
- Toprağa gömme / yakma: Elektronik atıklar ev atıklarıyla
karşılaştırılınca çoğu zaman dönüştürülmeden toprağa gömülür ya da yakılırlar.
Her iki yol da toksik kimyasalların çevreye zarar vermesine yol açar.
- Tekrar kullanım ve ihraç: Eski bilgisayarlar ve telefonlar
sık sık tekrar kullanım ya da dönüşüm için gelişmekte olan ülkelere
gönderilirler ve bu da daha özensiz ve işlenmemiş, yine çevre kirliliğine yol
açacak elektronik atıklara yol açar.
Greenpeace’e göre e-atık sorununun kesin çözümlerden biri,
çoğu elektronik firmalarının ürünlerinden en zararlı toksik kimyasalları elimine
etmeleri ve kendi yeniden dönüşüm programlarını düzeltmeleri. En son yeni cep
telefonu ve dizüstü bilgisayarlar için çok geniş talep olduğu ve bu satışlardan
çok geniş bir alanda kâr yapabildiği için şirket ve firmaların bunu ihmal
etmemeleri gerekir.
En önemli bilgisayar üreticileri ise biraz daha iyisiyle şu an ortalama yüzde
9 geri dönüşüm oranına sahip. Bu demektir ki büyük şirketler kendi eski
sayılabilecek ürünlerinin yüzde 90’ını yeniden dönüştüremiyor.
Hurda arabaların sonu
Avrupa Birliği, araçların geri dönüşümüyle hurdalara hayat
vermeye hazırlanıyor. AB’nin bu çalışmaları, 11 yıl sonra otomobil
üreticilerinin hurdadan yüzde 100 dönüşüm ile üretime geçmesini sağlayacak. İlk
hedef AB bölgelerindeki ülkelerin bu yıl en düşük geri dönüşüm miktarını yüzde
25’ten 55’e çıkarmak. Bu oranın 2015 yılında yüzde 100’e çıkması planlanıyor.
Her yıl 9 milyon aracın hurdaya ayrıldığı AB’de, ortalama bir araç 15 bin
parçadan oluşuyor.
|