oğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırmaları
Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, Milliyet’e deprem
senaryolarının değiştiğini, geride kalan 10 yıllık süre içinde İstanbul için
daha iyimser bulgulara ulaştıklarını anlattı. Erdik, enstitüsü olarak 2 binli
yılların başında 7.5 büyüklüğündeki bir deprem senaryosuna göre
ölü sayısını yaklaşık 50 bin, yıkılacak bina sayısını
da 40-50 bin civarında belirlediklerini, ancak yeni yaptıkları
araştırmada bu sayıların azaldığını söyledi. Erdik, yeni senaryoda ölü
sayısının 20-25 bin, yıkılacak bina sayısının da 30 bine
indiğini, bunun İstanbul için sevindirici bir gelişme olduğunu
belirtti.
Kayıpların azalmasının 2
nedeni
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı proje
kapsamında İstanbul deprem risk çalışmasının yenilendiğini belirten Erdik, yeni
senaryoda kayıpların yarı yarıya azalmasının nedenlerini şöyle
açıkladı:
“İlki 2 bin yılından
sonra İstanbul’da yapılan binalarda nisbi bir iyileşme olması. İkincisi ve en
önemlisi ise belirsizliklerin azalması. 10 yıl öncesine oranla şimdi deprem yer
hareketinin hangi boyutlarda olacağını daha iyi tahmin ediyoruz. Eskiden
belirsizlikler vardı. Biz de bu belirsizlikleri ister istemez hasarı artırma
yönünde kullanıyorduk. 10 yıl önce hesapladığımız yer hareketi ivmeleri, diyelim
ki İstanbul’da 0.3-0.4 seviyesinde iken, şimdi 0.2-0.3 seviyelerine düştü. Belli
bir yerde, belli büyüklükte bir deprem olduğu zaman, o depremin 20-30
kilometrede yaratacağı yer hareketini birtakım çalışmalarla tespit ediyoruz ama
bu çalışmaların büyük bir kısmı, geçmiş deprem bilgilerinden yapılan istatistiki
analizlerle oluyordu. Son 10 yılda bilgi dağarcığımıza birçok depremden bilgiler
girdi. Bu nedenle yer hareketini tespit etmede istatistiki olarak daha iyi
durumdayız. İstanbul’daki bina altyapısının kalitesinin iyileşmesinin de etkisi
var ama en büyük etki belirsizliklerin azalmasıdır.”
Erdik, Tokyo, San
Francisco ve İstanbul’un büyük deprem bekleyen şehirler olduğunu, can kaybı
riski açısından İstanbul’un, mali kayıplar bakımından da Tokyo’nun ilk sırada
yer aldığını söyledi.
Erken uyarı sistemine talep
yok
Avrupa’nın en iyi erken uyarı sistemini kurduklarını, ancak
talep olmadığını anlatan Erdik, şöyle konuştu: “Yaptığımız anlaşmaya göre
Marmaray için erken uyarı sistemini kuracağız. Deprem sinyali uyduya, oradan da
Marmaray kontrol sistemine gidecek. Deprem Tekirdağ Ganos’tan başlarsa 10-15
saniye önce sinyali gönderebileceğiz.”
Yılda yüzde
2
Marmara’da bir depremin olma ihtimalinin yılda yüzde 2
olduğunu söyleyen Erdik, “Bunu şöyle de ifade edebiliriz. Yılda deprem olma
olasılığı 50’de birdir. Torbaya 50 tane top atın. Biri kırmızı olsun. 50 toptan
kırmızıyı çekme olasılığınız 50’de birdir. Toplar eksilmez. 30 yılda deprem olma
olasılığı yüzde 65 denince herkes geriye saymaya başladı. Yok öyle bir şey. Bu
işte geriye saymak olmaz. 30 yıl verilmesinin sebebi de o çalışmalar
Kaliforniya’da çıkmıştır. Çünkü mortgage süresi 30
yıldır.”
‘Fatih Camii yıkılır’
Haliç köprüleri ve
yaklaşma viyadüklerinin güçlendirildiğini, asma köprülerde herhangi bir sorun
olmadığını belirten Erdik, İstanbul’da büyük bir deprem olması durumunda en
kritik tarihi eserin Fatih Camii olduğunu belirterek, şöyle dedi:
“İkinci
tehlikedeki tarihi yapı Edirnekapı’daki Mihrimah Camii’dir. Şu anda en riskli
yapılar bunlar. Fatih Camii’nin yıkılacağına kesin gözüyle bakılabilir. Üç
üniversite de aynı görüşte rapor hazırladı. Ayasofya ise, eğer bir şey
yapılmazsa büyük depremde doğu yarı kubbesinin kemere bağlandığı yerde epey
hasar alabilir. Topkapı Sarayı’na bağlı Aya İrini, Arkeoloji Müzesi ve Mecidiye
Köşkü ciddi şekilde elden geçiriliyor. Ayasofya bir dünya kültürü mirasıdır.
Müdahale yapılacaksa uluslararası ortak kanallarla yapılmasında fayda
vardır.”
|