İnşaat Sektörü İçin Büyük Fırsatlar

Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul 2017 kapsamında, YEM Fuarcılık ve Yapı-Endüstri Merkezi işbirliğinde 24 Mayıs Çarşamba günü “Yapı Sektöründe Yeni Açılımlar İçin Fırsatlar Paneli” düzenlenecek. Moderatörlüğünü CNN Türk Program Yapımcısı, Gazeteci, Yazar Ahu Özyurt üstleneceği panelde; Türkiye İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan, Ekonomist, Yazar Mahfi Eğilmez, Tabanlıoğlu Mimarlık Ortağı Murat Tabanlıoğlu, Türk Eximbank Uluslararası Proje Kredileri Bölümü Müdürü Suzan Usta ile İş GYO A.Ş. Genel Müdürü Turgay Tanes konuşmacı olarak yer alacak.

Türkiye İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan, “Yapı Sektöründe Yeni Açılımlar için Fırsatlar Paneli” öncesi sektörle ilgili sorularımızı yanıtladı.

“Gümrük vergisi Hindistan pazarında rekabeti zorlaştırıyor”

İnşaat yatırımı ve harcamaları bakımından dünyanın en hızlı büyüme oranlarından birine sahip olan Hindistan’ın, mevcut pazarlar arasında yer aldığını söyleyen Ferdi Erdoğan, sektör olarak daha fazla yer alınması gerektiğine inandıkları Hindistan’ın konum olarak Türkiye’ye uzak olmasına rağmen, Türk müteahhitlerin burada birçok önemli projeyi üstlenerek başarıyla tamamlamasının, kendilerini heyecanlandırdığını belirtiyor. Hindistan’da inşaat sektörünün 2019 yılına kadar yaklaşık yüzde 9 büyümesini beklediklerini ifade eden Erdoğan, dünyada toplam 115 ülkede çeşitli projeler üstlenen Türk müteahhitlik firmaları için Hindistan’ın, Türkiye inşaat sektörü için büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurguluyor. 2000 yılından bu yana Türk firmalarının, Hindistan’da toplam 1.1 milyar dolarlık çeşitli altyapı ve ulaşım projelerine imza attığına dikkat çeken Erdoğan, önümüzdeki 5 yıl içerisinde ise ülkede toplam 454 milyar dolarlık altyapı geliştirme projelerinin planlandığını söylüyor. Hindistan’da artan nüfus ve şehirlere göç nedeniyle yeni akıllı şehirlerin oluşturulmasının planlandığını sözlerine ekleyen Erdoğan, bunun inşaat sektörü için büyük fırsatlar sunduğunu kaydediyor.

Türkiye İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan

Hindistan ile Türkiye arasında bir serbest ticaret anlaşması olmadığı için inşaat malzemelerine gümrük vergisi uygulandığının altını çizen Erdoğan, ürün grubuna göre değişen seviyelerde olan bu gümrük vergisinin de Hindistan pazarında rekabeti zorlaştırdığını ve iki ülke arasında bir serbest ticaret anlaşmasının yapılmasının, bu ülkeye olan ihracata da olumlu yansıyacağını vurguluyor.

Yurt dışında daha fazla proje üstlenilmesi için geliştirilecek ortak çalışmaların, doğrudan Türkiye ekonomisine katkı sağlayacağını söyleyen Erdoğan, Türkiye’nin güçlü inşaat malzemesi sanayicileri olarak, kaliteli ürünler sunan dinamik yapılarıyla uluslararası arenada yakalanan başarının istikrarlı hale gelmesi için her zaman inşaat sektörünün yanında olacaklarını belirtiyor.

“Özel sektör, kamu ve STK’lar ortak projeler üretmeli”

Türkiye inşaat malzemesi sektörünün, ihracatta ülkenin en başarılı sektörlerinden biri olduğunu ifade eden Erdoğan, 2013 yılında ihracatın 21 milyar doların üzerine yükseldiğini ve otomotivi de geride bırakarak Türkiye’nin ihracat şampiyonu bir sektör olduğunu vurguluyor. Ancak son dönemde hedef pazarlarda yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmelerin etkileri nedeniyle sektör ihracatının 15 milyar dolara kadar gerilediğinin altını çizen Erdoğan, 2017 yılı itibariyle hedef pazarların inşaat sektöründe yeniden bir büyüme beklentisi içinde olduğunu ve bu büyümeden pay almayı arzuladıklarını söylüyor.

Dış pazardaki güçleri artırmak için özel sektör ve kamu işbirliğinde, STK’ların da katkılarıyla ortak projeler üretebileceğine dikkat çeken Erdoğan, kolektif bir strateji belirlenirse, orta ve uzun vadede Türkiye’ye çok daha yüksek döviz girdisi sağlayabileceklerini kaydediyor. Erdoğan, Türkiye’nin dünya çapında rekabet edebildiği nadir sektörler arasında yer alan inşaat malzemesi sektörünün, ihracatta yüksek bir potansiyele sahip olduğunu sözlerine ekliyor.

“Finansman kaynakları çeşitlendirilmeli”

Uluslararası pazarda rekabet eden ihracatçıların önünü açmak için hayata geçirilmesi gereken düzenleme ve teşviklerin öneminin daha da artığına değinen Erdoğan, “Ar-Ge ve inovasyon odaklı bir üretim stratejisi belirlenerek, orta ve uzun vadeli planlarla bu alanda çalışan sanayicilerin desteklenmesiyle, Türkiye, bulunduğu bölgenin ana üretim üssü konumuna gelebilir. Küresel ekonomide ve jeopolitik konjonktürde değişen dinamikler, sektörümüzü değişime ve farklı pazar arayışlarına yöneltirken, finansman kaynakları çeşitlendirilmesi de büyük önem taşıyor. Bu kapsamda banka borçlarındaki artışın sınırlandırılması, öz sermaye ile finansman kaynağının artırılması hedefleniyor. Ayrıca, pazar çeşitlendirilmesinin sektörün ana gündem maddelerinden biri olduğu ve yurt dışı kontratların yerel para cinsinden yapıldığı bir süreçte, döviz risklerinin kontrol altında tutulması açısından ‘hedging’ yapılması da önemli. Gelecek dönemdeki ödemeler ve alacaklar konusunda planlama yapılması, ulusal ve uluslararası bankalar üzerinden vadeli döviz işlemi gerçekleştirilerek girdi maliyetlerindeki artış ile düşük kurdan oluşabilecek zararların dengelenmesi, ‘riskten arındırılma’ sürecinde önem taşıyor. İhracatı geliştirmek, daha yüksek katma değer elde etmek ve ortalama ihracat fiyatlarını arttırabilmek için üretim, lojistik ve altyapı yatırımlarını iyileştirme, teknolojileri yenileme ve düşük teknolojiye dayalı üretimlerden çıkmayı da hedeflemek zorundayız” diyor.

Teknoloji odaklı değişim

Türkiye İMSAD olarak, son dönemde odaklandıkları ana konulardan birinin de teknolojik gelişmeler olduğuna işaret eden Erdoğan, teknoloji odaklı değişimin ilk adımını, 2015 yılında düzenledikleri 7’nci Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’nde attıklarını ve dünyadaki değişim sürecini konuşup, malzemelerin gelişim sürecini değerlendirdiklerini belirtiyor. Erdoğan, “Değişen Dünya Gelişen Malzeme” temasıyla düzenledikleri zirvede, geleceğin dünyasında sektör alarak nasıl bir konum belirlemeleri gerektiği konusunu tartışarak, sektöre yeni bir bakış açısı kazandırmaya çalıştıklarını sözlerine ekliyor.

Bu yıl gerçekleştirecekleri 8’inci Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’nde de, Endüstri 4.0, dijitalleşme ve teknolojik gelişmeler gibi konuları ele alıp, Türkiye’nin sanayicileri olarak dijital dönüşüme nasıl ayak uydurabileceği ve bu konuda neler yapabileceğini konuşacaklarını ifade eden Erdoğan, şu ifadeleri kullanıyor:  “Bugün Türkiye inşaat malzemesi sektörü, kalitesiyle kendini dünyaya ispatlamış durumda. 100’ün üzerinde ülkeye malzeme satıyoruz. Kalite olarak birçok üründe Avrupa ile rekabet edebilir durumdayız. Katma değeri yüksek ürünler üretiyoruz ancak hedefimiz bunu daha da yukarılara taşımak. Endüstri 4.0’la birlikte sektörümüzdeki kurumsal firmaların bu dönüşüme şimdiden hazırlandıklarını ve çağı takip ettiklerini görüyoruz. Son yıllarda, Türkiye inşaat sektörü; müteahhitleri, inşaat malzemeleri, mühendisleri, teknik elemanları ve ustaları ile içinde bulunduğu coğrafyanın imarında ve modern yapılara ulaşmasında çok önemli roller üstleniyor. Çevremizde devam eden savaşların, terörün sona ermesiyle; bölge insanlarının yaşamlarının normalleşmesiyle, biz sektör olarak, bulunduğumuz coğrafyanın kalkınmasına, modernleşmesine daha fazla katkıda bulunmayı sürdüreceğiz.”