1930'larda Ankara
1920 ve 30’larda savaş sonrasında inşa edilen Ankara, İslamabad, Canberra, Brezilya ile birlikte yirminci yüzyıla özgü modern başkent kurgusu içinde değerlendirilebilinir. Alman mimarların bu başkentin oluşturulmasındaki hakim rolü bizi hem devrimin batı-doğu kıyaslı içeriğine, hem de ‘ulus’ fikrinin dünyadaki 20’li ve 30’lu yıllardaki alışverişine taşır.1927-1940 arasında 9'u Alman, 1'i Avusturyalı 14 mimar ve plancı Türkiye'ye davet edilir. 1925'de Heussler planı, 1927'de Kare Lorch planınındaki başarısızlıkların ardından, bir yarışma açılır ve 1932'de yarışmayı 3 davetli yabancı plancı arasından projesi daha mütevazi, anlaşılabilir bulunan Hermann Jansen kazanır.
Alman sanatı ve mimarisinin yeni Türkiye Cumhuriyeti üzerinde etkileri kaçınılmazdır. Hitler Almanyası’nın sürgün mimarları, Türk hükümetinin davetiyle Türkiye’ye gelmişlerdir. Ernst Egli mimarlık öğretmektedir, Clemenz Holzmeister başkentte önemli binaların nerdeyse tamamını tasarlamaktadır. Egli ve Holzmeisterdan sonra Bruno Taut ve Paul Bonatz önemli yerlere getirilirler.
Bruno Taut, Ankara Üniversitesi Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi
|
