
Kuraklık Değil, Yönetim Krizi

Hersek Lagünü, Kuraklık ve...

“Son 52 Yılın En Kurak Dönemi,...

Eber Gölü'nde Kuraklığa Farkındalık...

‘Kuş Cenneti’nde Kuraklık Tehdidi

Kuraklığa Bağlı Orman Yangınlarında...

“Kuraklığa Hazır Değiliz, Geç Kalındı”

4 Bölgede 'Şiddetli Kuraklık' Tehlikesi

“Ülkemizin Dörtte Üçü Kuraklıkla...
“2040'larda Beklenen Kuraklığı Yaşamaya Başladık”
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi'nden (NKÜ) Prof. Dr. Fatih Konukcu, Trakya'da 2030 ve 2040'larda yaşanması beklenen kuraklık ve sıcaklık artışının 2020'li yılların ortalarında yaşanmaya başlandığını söyleyerek, "Son 10 yılda sıcaklık değişimi, iklim değişiminden önceki döneme göre 1,62 santigrat derece arttı.” dedi.

Türkiye genelinde iklim değişikliği, aşırı sıcaklar ve yetersiz yağışlar nedeniyle meydana gelen kuraklık, son 3 yıldır etkisini göstermeye devam ediyor. Kuraklıktan en çok etkilenen, tarım ağırlıklı geçimin sağlandığı Trakya'da da yer altı su ve yer üstü su kaynaklarında düşüşler yaşanıyor. NKÜ Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Konukcu, Trakya'nın 2030 ve 2040'larda yaşaması beklenen kuraklık ve sıcaklık artışını, 2020'li yılların ortalarında yaşamaya başladığını belirtti. Prof. Dr. Konukcu, "İklim değişimiyle ilgili 2000'li yıllarda yaptığımız çalışmalarda, 2020'li yıllarda 0,3 santigrat derece veya 2030'ların sonuna doğru 0,9 santigrat derece sıcaklık artışı meydana geleceğini öngörmüştük. Yağışlarda çok büyük artış olmasa da ilkbahar ve yaz yağışlarında artış bekleniyordu. Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığı zaman Türkiye daha fazla etkilenecek ama Trakya; Türkiye içerisindeki en az etkilenecek bölge olarak belirlemiştik. Ancak son yıllarda bunun tam tersini yaşadık." diye konuştu. 'Ortalama 2 santigrat derece artış yaşıyoruz' Trakya bölgesi büyük su stresi yaşıyor 'Suyun ihtiyat akçesi gibi kullanılması gerekir' 'İhtiyaç olmayan dönemde su depolanabilir' "Bu ortalama bir rakam, şehirlere göre elbette değişebilir ama genelde böyle olduğunu biz biliyoruz. Dolayısıyla bunu yüzde 20'lere düşürmüş olsak, oradan da çok büyük bir kazanç sağlayabiliriz. O da bizi bir artı sağlar. Sanayide ise özellikle son yıllarda ıslak sanayi kollarına izin verilmiyor ama sanayide de yer altı suyundan daha ziyade yüzey su kaynaklarına yönelmesi gerekiyor. Yüzey su kaynaklarının büyük bir kısmı kirli ve kirlenmiş durumda. Her ne kadar ciddi önlemler alınmış olsa da hala kirli. Bunların en kısa zamanda temizlenmesi, projelerin tamamlanması ve yarım kalan baraj ve gölet inşalarının en kısa sürede gerçekleştirilmesi gerekiyor. Trakya bölgesinin bir avantajı 1500 civarında gölet ve baraj yapılabilir. Yeni yatırımlara, altyapı yapılarına yönelmek gerekiyor. Meriç suyu bizim için belki can suyu olabilir. Bu su ihtiyaç duyulmayan dönemde, suyun bol olduğu dönemlerde iç havzalara güneş enerjisi veya rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla depo edilmesiyle birlikte yer altı suları en az yüzde 50 kullanımı azaltılabilir ve su stresi de önlenmiş olabilir Trakya bölgesinde.” |
