Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Akbük'e “Deli Dumrul” Zinciri

Akbük insanların henüz yok edemediği, betonlaştırmak, bozmak için uğraşıp durduğu cennet koylardandır. Bu yıl Gökova körfezinde geçirdiğimiz bir haftalık tatilin son gününde Akbük’ü görelim dedik. Koya girişte yeni yapılmış ahşap yapılar gördük. Bu yapılar, bu bayraklar da ne derken yolun “zincirle” kapatılmış olduğunu fark ettik! Meğerse, girişe

Radikal İki
Akbük'e “Deli Dumrul” Zinciri

Akbük koyu Gökova körfezinin kuzeyinde, Kıran dağlarının eteklerinde. Akyakalı tur teknelerinin ziyaret ettiği, yatların demirlediği doğal bir liman. Kapalı bir havzanın tatlı suyunun denize kavuştuğu koy Özel Çevre Koruma (ÖÇK) Bölgesi kapsamında. Rivayet olunur ki, Ağustos ayında dolunayda koydaki tatlı su-tuzlu su karışımı “şifalı” hale gelir. Hastalığı olanlar şifa aramak için, sağlıklı olanlar kışı sağlıklı geçirmek için suya girerler. Ay seremonisine katılan yöre köylüleri, seyyar satıcılar, tatilciler görülmeye değer, renkli bir manzara oluşturur. Akbük insanların henüz yok edemediği, betonlaştırmak, bozmak için uğraşıp durduğu cennet koylardandır. Bu yıl Gökova körfezinde geçirdiğimiz bir haftalık tatilin son gününde Akbük’ü görelim dedik. Koya girişte yeni yapılmış ahşap yapılar gördük. Bu yapılar, bu bayraklar da ne derken yolun “zincirle” kapatılmış olduğunu fark ettik! Meğerse, girişe “gişeler” tesis edilmiş!

“Deli Dumrul” zinciri

Biz şaşkınlıkla etrafa bakarken elinde makbuzlarla bir görevli yaklaştı. Aracın içinde kaç kişi olduğuna bakıp kelle başı hesabıyla “10 TL ödeyeceksiniz!” buyurdu. Fark ettik ki, sahilde bir yandan güneşlenip bir yandan çekirdek çitleyerek giriş seremonisini izleyen hatırı sayılır bir kalabalık var. Zincir önünde biz aracın içinde güneş altında, biletçi dışarıda, konuşmalar ise burada: “Ne için ödüyoruz bu parayı?” “Sahile WC yaptık. Ücretsiz yararlanıyorsunuz.” “Ama biz sahilin bu tarafında kalmayacağız ki. Karşıdaki kamp yerine geçmek istiyoruz.” “Olsun. Yine de ücret alıyoruz.” “Hangi hizmet için? Bu ücreti almaya hakkınız yok ki!” “Salih bey! Bakar mısınız?” Zincir beyi olduğu anlaşılan Salih bey gelir. “Merhaba. Biz karşıdaki kampinge gidiyoruz. Restorana...” “Ücret alıyoruz.” “Ne ücreti bu? Hiçbir hizmetinizden yararlanmıyoruz. Bu hakkı nereden alıyorsunuz?” “Muğla İl Özel İdaresi bu sahili ÖÇK’ya kiraladı. ÖÇK da MELSA şirketine kiraladı. Makbuzumuzu bastırdık, giriş ücreti alıyoruz.”

“Söylediğiniz doğru olamaz. Bu koyda şahıs arazileri de var. Pansiyon var. Yatlar geliyor. Kamping var. Konutlar da var. Oraları nasıl kiraladınız?” “Biz sadece azmak çıkışına kadar olan kısmı kiraladık.” “O halde zinciri açın. Biz şahsa ait araziye geçiş için yolu kullanacağız.” “Olmaz. Geçecekseniz ücret ödeyeceksiniz. WC bedava!” “Kullanmayacağız ki. Geçiş için ücret talep etme hakkınız yok. Geçiş hakkı vermek zorundasınız. Şahsa ait araziye geçiyoruz.” “Tapunuz var mı? Tapulu araziniz varsa tapunuzu gösterin.” “Bakın! Sizin bunu sorma yetkiniz yok! Yolu kesme yetkiniz yok! Kullanmayacağım hizmet için ücret isteme hakkınız yok. Araç geçişi için ücret alma hakkınız yok! Kıyıyı bu şekilde kapatma hakkınız yok! Bizim seyahatimizi engelliyorsunuz, buna da hakkınız yok!” “Hakkımız var. Biz ÖÇK’dan bu alanı kiraladık.” “Madem ki hakkınız var, daha uygununu yapın. Muğla girişine zinciri çekin, geçiş bedeli alın. Daha kazançlı olur. Kamuya ait bir yolu eşkıya gibi kesiyorsunuz. Kıyı alanını kapatmanız yetmiyor, kıyıdan geçenden ‘ayakbastı ücreti’ istiyorsunuz. Bu ücreti ödemeyeceğiz.” “O zaman geçemezsiniz!” “Buyurun kimlik bilgilerimi alın. Ben haksızsam, siz kamu adına yasal bir iş yapıyorsanız cezalı olarak bu ücreti ödemeye hazırım. Şimdi lütfen zinciri açın, geçelim. Aracın içinde güneşte kaldık. Karşıda dört, arkada da beş araç daha birikti.” “Ücret ödemezseniz geçemezsiniz.” “Bu yaptığınızın yol kesip haraç istemekten bir farkı yok. Buna hakkınız yok. Ödemeyeceğim!”

Güneş altında beklemek

Derken, beklemekten sıkılan 06 plakalı bir araç yanaşıyor. Sürücüsü “Neden bekliyoruz?” diye sorunca Salih bey derhal suçluyu işaret ediyor: Bu bey yüzünden bekliyorsunuz. Ücret ödemek istemiyor! Fakat sürücü Salih beyin beklediği cevabı vermiyor! “Tabii ödemeyecek. Ben de ödemeyeceğim.” Daha önce 35 plakalı aracımdan ve “kim olduğumu” sorup aldığı “üniversite öğretim üyesi” yanıtından zerre etkilenmemiş Salih bey, bu kararlı tutum karşısında kibar da olabileceğini göstererek, sürücüye kimliğini soruyor. “Üniformalı” bir yanıt gelince, “Görevli misiniz komutanım?” diyor zayıf bir sesle. “Hayır, tatildeyim” yanıtı, Salih beyi iyice zor durumda bırakıyor seyircilere karşı! 06 plakalı sürücü hangi hakla ücret talep ettiklerini sorunca “evrakları” göstermek üzere “gişelere” davet ediliyor. Onlar evrak incelerken zinciri tutana dert anlatmayı deniyoruz.

“Bakın burada bir sürü insan gereksiz ve haksız yere güneş altında bekletiliyor. Biz ücret ödemeden kaçmaya çalışmıyoruz ki. Araçla koya giriş ve çıkış zaten tek yerden. Yine buradan, zincir üzerinden geçilecek. Yetkiliyseniz, kimlik bilgilerimizi veriyoruz ceza kesin. Gideceğimiz yer belli, kaçacak halimiz yok. Zaten kaçılacak bir yer yok! Haksız, hukuksuz yere bizi de, bu kadar insanı da güneş altında bekletiyorsunuz!” “Doğru söylüyorsunuz ama yetkili Salih bey!” 06 plakalı sürücü ile Salih bey dönüyor. Bizi şaşırtan komut veriliyor: “Açın zinciri! Ben plakasını aldım. Gerekli işlemi yapacağım!” İyice gergin bir halde, etrafa bakamadan restorana varıyoruz. Ardımızdan 06 plakalı sürücü de geliyor. Tanışıyoruz. Ücretsiz giriş mücadelemizi kazananın görev unvanı olduğunu anlıyoruz!

ÖÇK: Ölüsü çok kazandırır

Tatilcilerden bir kadın, sabah alışverişten dönerlerken kendilerinden de ücret istendiğini söylüyor. “Çadırda konakladıkları, her alışverişe geçişte para mı verecekleri” sorusuna “Ne olur ki. Zaten üç kişisiniz. Günde 5 TL” cevabını alınca sinirlerinin iyice bozulduğunu söylüyor. Kampçılar, çalışanlar gergin. Sert tartışmalar sonrası, bazı araçların dönüp gittiğini öğreniyoruz.
Çıkarken, kiralanan bölgedeki değişiklikleri fark ediyoruz. Deniz kenarındaki bitkiler temizlenmiş! Sulak alan bölümündeki bitkiler sökülüp üzerlerine mıcır serilmiş. MELSA sulak alanların korunması konusunda yeni bir yaklaşım geliştirmiş: Sök-mıcır dök!
Akbük’e girişte ya üç kuruş için sinir mi bozalım deyip “geçiş parası” vereceksiniz ya da farklı ulaşım yollarını seçeceksiniz. Acaba, yaptırılacak bir teleferik hattıyla veya yamaç paraşütüyle, Kıran dağları üzerinden süzülerek, “ücretsiz topraklara” ulaşılabilir mi? Arazisi olana tapu soruluyor. Zeytinliği olandan, işçilerden de ücret alınıyor mu? Civar köylüler için “serbest geçiş kartı” sistemi var mı? Ya izne çıkan itfaiye erleri? Peki, Ağustos ayında, köylüler hayvanlarıyla gelince keçilerden tam ücreti mi alınacak, öğrenci mi?

Türkay Baran / Prof. Dr., Dokuz Eylül Üni., Mühendislik Fak.

ETİKETLER: çevre
http://www.yapi.com.tr/haberler/akbuke-deli-dumrul-zinciri_80964.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!