|
ahnede, geniş bir ekranın önünde hiç durmadan iki buçuk saat konuşuyor... Ekrana kendisinin başrolde oynadığı, Oscar ödüllü "Uygunsuz Gerçek" ("Inconvenient Truth") adlı belgesel filminden bölümler ve buna son haftalarda eklenen yeni resimler yansıyor...
İstanbul'da Çırağan Oteli'nin balo salonunu dolduran 700 davetli nefesini tutarak dehşet verici görüntüleri izliyor, konuşmacının söylediklerini can kulağıyla dinliyor, sonunda kendisini ayakta alkışlıyor...
Konuşmacı, ABD'nin eski başkan yardımcısı ve Demokrat Parti'nin önde gelen politikacısı Al Gore...
59 yaşındaki Gore, artık siyasetçi değil, bir "küresel ısınma aktivisti". 2000 yılındaki başkanlık seçimlerinde (Cumhuriyetçi George W. Bush'a çok tartışılan az bir farkla) yenilen Al Gore, o tarihten sonra kendisini "çevre sorunları"na ve özellikle büyük bir tehlike haline gelen "küresel ısınma krizi"ne adadı.
Gore, mesajlarını duyurmak için, ülke ülke dolaşıyor. Şimdi de İstanbul'un da dahil olduğu 9 kentte 7 Temmuz'da düzenlenecek "Live Earth" konserleriyle, çağrılarını her tarafa iletecek...
Ürkütücü görüntü
Al Gore'u biz 2000 yılında ABD'deki seçim kampanyası sırasında dinlemiştik. Boston'daki dış politika ağırlıklı konuşması içerikli, ama açıkçası kendisi durgundu.
Bu kez "WWF-Türkiye" ve Garanti Bankası tarafından düzenlenen İstanbul'daki konferansta Al Gore'u değişik sıfatı ile, çok daha canlı ve etkileyici bulduk. Adeta bir misyoner edasıyla konuştu.
Al Gore gerçekten "küresel ısınma" konusunu ulvi bir "misyon" olarak görüyor. Sadece ABD'de değil, dünyanın çeşitli yerlerinde milyonlara hitap edip, küremizin bir cehenneme dönüşmesini önlemek için, herkesi bu "misyon"u desteklemeye davet ediyor.
Çırağan'ın sahnesinde, ekrandaki görüntülere dayanarak verdiği izahat ve de mesajlar, gerçekten etkileyici, düşündürücü, hatta ürkütücü...
İnsanlar belki de farkına varmadan yeryüzünü mahvetmekle meşgul. "Medeniyet" bir yandan daha yüksek yaşam standartları sağlıyor ama öte yandan da (özellikle karbondioksit emisyonları sonucunda) dünyamızı "yaşanamaz" hale getiriyor. İşte, kutuplarda buzullar eriyor, bazı bölgeleri tayfunlar kasıp kavururken veya seller basarken, bazı bölgelerde kuraklık yüzünden akarsular kuruyor, topraklar çölleşiyor, sonuçta insanlar açlık çekiyor, evlerinden oluyor, ölüyor...
Liderlere duyurulur...
Al Gore işte mesajlarında -ve İstanbul'daki konuşmasında- herkesi dünyamıza sahip çıkmaya, iklim değişikliğine (yani ısınmaya) yol açan uygulamalardan vazgeçmeye, çevreyi korumaya çağırıyor.
Gore öncelikle kendi ülkesini gerekeni yapmamakla, örneğin Kyoto Anlaşması'nı imzalamamakla suçluyor.
Ama Türkiye de, ne yazık ki bu anlaşmayı imzalamayanlar arasında. Oysa, Gore'un verdiği izahata göre, bölgede en "kirletici" durumdaki ülke Türkiye. Ve önümüzdeki yıllarda en çok "ısınacak" ve "en az yağmur alacak" ülkelerden biri de Türkiye...
"WWF-Türkiye" Başkanı Akın Öngör, Al Gore'u takdim ederken yaptığı konuşmada, anlamlı bir noktaya değindi: Bu seçimlerde, hiçbir parti, programlarında, çevre sorunlarına doğru dürüst değinmedi...
Keşke önceki akşam Al Gore'u dinleyenler arasında parti liderleri de bulunsaydı...
|
