Sempozyumun dördüncü oturumunun konusu medyaydı. Doğan Yayın Holding Yayın Danışmanı Nuri Çolakoğlu’nun moderatörlüğünü üstlendiği oturumda gazeteci-yazar-politikacı. Altan Öymen ve CNN Türk Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav matbuattan basına, basından medyaya doğru isim değiştiren Türk iletişim dünyasının geçmişten geleceğe profilini aktardılar.
Altan Öymen sunumunda, Türk basınının bugün ulaştığı “plaza medyası” haliyle, 1950’lerden 90’lı yıllara kadar neredeyse tüm yazılı basın organlarının birarada bulunduğu Bab-ı Ali basınını karşılaştırdı. Basının ve Bab-ı Ali’nin o yıllarda bir kültür sanat merkezi olarak algılandığını vurgulayan Öymen, 1970’lerden sonra büyük bir yatırım konusu haline gelen basın sektöründeki değişikliklerin başlangıcı olarak, basın dünyasının içiçe olduğu şehir merkezindeki Bab- ı Ali’den, şehrin dışına taşan İkitelli çevresine taşınma durumunu aktardı. Gazetecilikte bugün yaşanan sorunların, gazetecinin kent hayatından, hatta bulunduğu semtten bile fonksiyonel medya plazalar sayesinde soyutlanmasında yattığını düşünen Öymen, sıcak bilgi akışının bu izolasyon yüzünden koptuğunu ve gazetecilikte etik tartışmalarının gazetecinin sosyal ve kişisel yaşantısında oluşan bu kopuklukla ilişkili olduğunu belirterek sözlerine devam etti.
Medya dünyasının televizyona ilişkin bölümünü temsilen sempozyuma katılan Ferhat Boratav ise, televizyonun son 10 yıl içinde giderek zenginleşen yaşam kültürünü kamuya aktarmak için en etkili kanal olduğunu belirtti. Boratav, günlük televizyon izleme süresi 5 saati bulan bir ortalamayla dünyanın en çok televizyon seyredilen ülkelerinden biri olan Türkiye’de televizyon ve medyanın, yaşam kültürü deneyiminin tamamlayıcı unsuru olduğunu, herhangi bir yaşam haberinin medya çevriminde yer almadıkça tamamlanamayacağını ileri sürdü. Boratav’ın basın dünyasının İkitelli güzergahındaki konumlanmasına ilişkin yorumu, güldürücü olduğu kadar düşündürücüydü: “Bab-ı Ali’den Bab-ı Telli’ye olan bu fiziki yolculuk basını içerik ve yönetimsel anlamda da etkiledi. Mizahi bir açıdan bakıldığında, bugün neyin haber olacağına haber müdürleri kadar ulaştırma müdürleri de karar veriyor. Kimi zaman şehrin en uzak köşesinden merkeze gitmek için araç yoksa, haber de olmuyor”.
|