Dersim'de yapılan barajların meydana getireceği yıkıma dikkat çekmek
5 yıldır Ankara’dan Dersim’e pedal çeviren "Barajlara Karşı Munzur’a Pedal
Aktivistleri’ devletin bölgedeki baskısı nedeniyle Dersim halkının barajlara
yeterince direnç gösteremediğine dikkat
çekiyor. Eylemlerinin geçtikleri tüm illerde büyük deste
ve ilgi gördüğünü dile getiren aktivistler, baraj yapılan illerdeki halkın ise
eylemlerini önemsemediğini kaydetti. Aktivistler, “Dersimi kaybettikten sonra mı
uyanacaklar” diyerek tepkilerini dile getiriyor. Ufuk Demirbilek ve
Şükrü Kalanç barajların durdurulması için 5 yıldır Munzur’a pedal çeviren 15
aktivisten sadece ikisi. Yılda iki kez bisikletleriyle Dersim’e giden
aktivistlerin, tek isteği doğdukları, büyüdükleri toprakların yok olmasına
seyirci kalınmaması. EKONOMİK TECRİT KAPIDA!
Dersim halkının eylemlerine duyarsız kaldığını belirten Ufuk Demirbilek, ''Bu
konuda halkın mutlaka özeleştiri yapması lazım. Evet bazen eylemler yapılıyor
ancak diğer taraftan ise rayiç bedel karşılığında insanlar arsalarını devlete
satıyor. Bu konuda tutarlı olmak gerekiyor' diye konuştu. Barajlar projesi
hayata geçirilmeden önce Ovacık Erzincan arasında yapılan yolun Dersim için
ekonomik yıkımın habercisi olduğuna dikkat çeken Demirbilek, ''Bu yollar Ovacık
ve Hozat ilçeleri Elazığ ve Erzincan’da ekonomik ilişkileri daha da
güçlendirecek ama Dersim ile merkez arasındaki ekonomik ve idari ilişkiler
kopacak. Bu durum da halkı daha başka yerleşim illerinde yöneltecektir. Baraj
projesi tümüyle Dersimi yalnızlaştırma ve ekonomik olarak tecrit etme
projesidir'' dedi. Munzur vadisinin UNESCO tarafından kabul gördüğünü, dünya
çapında onaylanmış bir vadi olduğunu anımsatan Demirbilek, barajların getireceği
yıkımı şöyle sıraladı,'' Munzur vadisinde 25 bin üzerinde bir bitki örtüsü var
bunların 218 tanesi endemik. Bu anlamda ekolojik denge bozulacak, zorunlu göç
başlayacak, nem oranı artacağı için iklim değişecek''
dedi. 'HALKIN GEÇ OLMADAN UYANMASI GEREK'
Şükrü Kalanç, baraj konusunun sadece Munzur festivalleri sırasında gündeme
geldiğini söyleyen Şükrü Kalanç ise, “Uzun Çayır Barajı'nın sahası altında kalan
köylerin mezarlıkları sular altında kaldı. Bu çok büyük ve önemli bir manevi
kayıptır. Bunun tazminatı rayiç bedeli olamaz. Diğer barajları engellemek için
ellimizi çabuk tutmamız lazım'' dedi. Baraja karşı yapılan eyleme katkı sunmak
için Almanya’dan geldiğini söyleyen Zeki İçten, pedal çevirdiği sırada
düştüğünü ve ölümden döndüğünü belirterek, “Ben Almanya’dan geliyorsam buradaki
halkın daha da duyarlı olması gerekmez mi?'' diye
sordu. DEVLETİN DERİN ODAKLARLARI HALKI BARAJ KONUSUNDA
BÖLDÜ
Munzur Vadisi’nin Milli Doğal Sit Alanı olarak ilan edilmesi için Malatya
İdari Mahkemesi’ne dava açtıklarını belirten İnsan hakları Derneği Tunceli
Temsilcisi Avukat Barış Yıldırım, ''Burası sit alanı ilan edildiği taktirde
Kültür ve Tabiat Varlıkları korama altına alınacak ve baraj yapmak yasaklanacak.
Şu anda devlet tarafından 4 baraj ve 5 hidro elektrik santral yapılmak
isteniyor. Fakat devlet tarafından hazırlanan raporlar yasal olarak barajı zaten
yapılamayacağını ortaya koyuyor'' dedi. Dersim'de halk arasında
ciddi bir politik ayrışma yaşadığına dikkat çeken Yıldırım,'' Bu ayrışmanın
devletin derin odakları tarafından yönetildiğini düşünüyorum. Dersim, kendi
tarihinin bölünmeye çalışıldığı bir süreç yaşıyor. Barajlar ve HES eylemlerinde
ciddi bir irade ortaya koyulmuyor. Ama şunu kimse unutmasın ki bu barajlar
yapıldığı taktirde 1938 süreci tekrar yaşanacaktır. Artık halkın kendisine şu
soruyu sormasının zamanı gelmiştir ' Dersime sahip çıkacak mıyım
çıkmayacak mıyım?”
|