Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Bir Siyasi Araç Olarak ‘Dönüşüm’

Neden kentsel dönüşüm, İstanbul’da startı Sulukule ya da Ayazma gibi mahallelerden verdi? Kentsel dönüşüm projeleri bir kısım mekânları ve bu mekânların sakinlerini ‘dönüştürmeye’ tabi tutan olumlu projeler olarak kamuoyuna sunuluyor olabilir mi?

Radikal İKİ
Bir Siyasi Araç Olarak ‘Dönüşüm’

Kentsel dönüşüm projelerinin birbiri ardına planlandığı ve uygulanmaya başladığı Türkiye’de kentsel dönüşüm, çok boyutlu, çok paydaşlı, çok kapsamlı yapısı, etkilediği nüfusun bugününden öte geleceğini de şekillendiren yönü ve sadece bu nüfusu değil, irtibatlı kesimlerin yaşamlarını da değiştirebilmesi ile merak ve ilgi konusu oluyor. Öte yandan, Radikal İki’de iki hafta peşpeşe yayınlanan (İzmir’de Kentsel Dönüşüm ve Seçim, D. Burcu Eğilmez 01.02.09 ’Kentsel Dönüşüme İtiraz’ Melis Oğuz, 08.02.09) yazılardan da anlaşılacağı üzere, kentsel dönüşüm, ilgilenen kesimler için bile epey sorunlu ve tartışmalı bir konu.

Yenileme/soylulaştırma/iyileştirme-sağlıklaştırma/boşaltma-taşıma/zorla tahliye gibi birbirlerinden farklı koşulları ve ortaya çıkış nedenleri olan farklı uygulamaları ‘Kentsel Dönüşüm’ adı altında toplamak, belki de bu sorunun ilk çıkış noktasını oluşturuyor. Değişik mekânların değişik nüfus-mülkiyet yapıları ve özellikleri gözardı edilerek, merkezi ve yerel yönetimlerce her mekânda yapılan işlemin aynı adla, üstelik ‘dönüşüm’ gibi iddialı bir adla sunulması akıllara, ‘bilinçli’ bir seçim mi sorusunu da getiriveriyor. Böyle bakılınca, Sulukule ve Tarlabaşı kadar Ayazma/Tepeüstü de kentsel dönüşüm oluyor ya da Başıbüyük kadar Tozkoparan veya İç-Dış Kumsal kadar Sarıyer-Maden de. Oysa, sayılan mahallelerin her birinin kendine özgü nüfus ve mülkiyet yapısı dışında, her birindeki kentsel dönüşüm uygulaması da farklı olabiliyor.

Öte yandan, bu mahallelerin aralarındaki en önemli benzerlik ortak yazgılarında görülüyor, çünkü kentsel dönüşüm mahallelerinin sakinleri, yaşamakta oldukları mahalleri terke zorlanırken bir ekonomik, sosyal ve kültürel hak ihlalleri silsilesi nedeniyle travmatik bir süreçten geçiyorlar ve bu ihlal sürecinin sonlanacağına dair umut da görülmüyor. Çünkü devletin böyle bir gayesi de projesi de yok. Bir başka benzerlik ise hiç kuşkusuz yerel yönetimlerin kullandıkları yöntemlerde oluyor: Yıkım ekipleri ve çevik kuvvet eşliğinde dozerler ve her türlü şiddet ‘dönüşüm’ adına meşru kılınıyor.

Öyleyse başta sorduğumuz ‘dönüşüm’ sözcüğünün bilinçli bir seçim mi olduğu sorusuna bir daha dönüp, iki hafta ardı ardına yayımlanan iki yazının tartışma noktalarından biri olan dönüşüm alanlarının seçimlerinde nüfus yapılarının rolünü sorgularsak, Melis Oğuz’un ‘...dönüşüm alanlarının büyük kısmında etnik azınlık (Kürt, Çingene, mülteci. vs) gruplar yaşıyor...’ ve toplumsal dışlanma ve ayrımcı uygulamalar nedeni ile gecekondulaşma zaten bu grupların ihtiyacı olarak ortaya çıktığı için ‘etnik ayrımcılık kentsel dönüşüm projeleriyle değil devletin sosyal politikaları ile başlıyor’ cümlesinden bir soruya atlamak ihtiyacı duyuyoruz: Dönüşüm alanları içindeki mahallelerin bir kısmı yukarıda sayılanlardan değişik nüfus yapılarına sahipken, neden kentsel dönüşüm, örneğin İstanbul’da startı buralardan değil de Sulukule ya da Ayazma gibi mahallelerden verdi? Bu mahallelerin ne gibi özellikleri vardı ki ‘dönüşüm’ ilk buralardan devreye girdi?

Neyi dönüştürmek?

‘Dönüşüm’ sözcüğünün uygulamalarda kullanılmasının önemi tam da bu noktada ortaya çıkıyor. Çünkü ‘dönüştürmek’ genel kabul gören anlamıyla, mevcut olanı değiştirerek başka bir biçime sokma anlamını içerirken, bu yeniden biçimlendirme genelde ‘olumlu’ bir çağrışımla hatta bazı sözlüklerde ‘inkılap’la eşanlamlı sayılmaya kadar gidiyor. Öyleyse, kentsel dönüşüm projeleri bir kısım mekânları ve bu mekânların sakinlerini ‘dönüştürmeye’ tabi tutan olumlu projeler olarak kamuoyuna sunuluyor olabilir mi? TOKİ Başkanı Bayraktar’ın, 12.11.2007’deki demecinde belirttiği üzere ‘...terörün, uyuşturucunun, devlete çarpık bakmanın... temelinin gecekondu bölgeleri ve çarpık alanlar oldukları...’ yorumundan hareketle, devlet katınca seslendirilen ve Ayazma’nın ‘sakıncalı’, Sulukule’nin ‘ucube’, Tarlabaşı’nın ‘tehlikeli’ olarak damgalandığı bir ortamda, zurnanın zırt dediği nokta da ‘dönüşüm’ oluyor: Sakıncalı olanı, ucubeyi ve tehlikeliyi kısaca toplumun büyük bir kesimince ‘öteki’ olarak tanımlayıp korkulan ve dışlananı bertaraf etme misyonunu üstlenen ‘dönüşüm’e kamuoyu desteği ve oluru sağlamak da çok kolaylaşıyor. Öyleyse, kentsel dönüşüm, meşruiyetini ‘öteki’ olarak addedilen ‘damgalanmış’ mahalleler ile ‘çöküntü bölgeleri’ üzerinden sağlayacak ki, sıra diğerlerine gelsin diyebiliriz. Kürt, Roman, travesti, mülteci... Kısaca toplumun ötekileri üzerinden puan toplayacak ki, İç Kumsal-Dış Kumsal ya da Tozkoparan’a uzanabilsin! Ve elbette en zayıf halkalardan kıracak ki, diğerleri üzerinde baskı oluşturup kayıtsız şartsız egemenliğini kursun. Dönüşüm sözcüğünün masumiyetle imtihanı burada bitiyor. Yenileme, soylulaştırma, boşaltma ve yerleştirme Öya da herhangi bir başkası aynı etkiyi veremez, bu kadar basit.

Yer darlığı nedeniyle Melis Oğuz’un, yerinde dönüşüm uygulamasına ‘barınan her vatandaşa karşı haksız kazançtır’ itirazına karşı, kısaca, gecekonducuların çoğunun ilk yerleşimlerinde arsalarını birilerinden satın aldıklarını sonra da devlete tekrar ödeme yaptıklarını hatırlatarak, yasadışı ve kaçak bir şekilde sit alanlarına, orman bölgelerine, su havzalarına, kıyılara, tarihi bölgelere ve kentin kıymetli merkezlerine kurulan villa, otel, AVM ve bilcümle kuleler için, bu yargının daha anlamlı olacağına dikkat çekip, kaçak yapılaşma denince akla hemen gecekondu alanlarının gelmesinin de başka bir ‘ötekileştirme’ mekanizması olduğunun altını çizmek isteriz.

Cihan Uzunçarşılı Baysal / Bilgi Üni., yüksek lisans

http://www.yapi.com.tr/haberler/bir-siyasi-arac-olarak-donusum_66879.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!