İzmir'in Urla, Çeşme,
Karaburun gibi bölgelerini kapsayan yarımadasındaki doğa,
kültür ve tarihi dokusunu en iyi şekilde koruyarak gelişimine katkıda bulunmak
için İzmir Büyükşehir Belediyesi ulusal bir yarışma açmıştı.
Yarışmada birinci, ikinci, üçüncü olan ve mansiyon ödülü alan projeler birer
kitap haline getirilerek bölgeye ilgi duyabilecek potansiyel yatırımcı
kuruluşlara gönderilmeye başlandı.
Birinci olan projede gastronomi turizmi özel bir yer tutuyor. Fransa'nın
Bordeaux, İtalya'nın Toscana bölgesinin tarih,
kültür ve sanat yanında şarabın tanıtımı sayesinde tanınırlıklarının arttığına
dikkat çekiliyor. Yarımada'da da yöresel lezzetlerin araştırılacağı turlar aşçı
okulları, bağbozumununa yardım gibi etkinliklerle gastronomi turizminin
lokomotifi şarap, zeytinyağı ve peynirin öne çıkarılacağı çalışmalar
öneriliyor.
Bunun için de fast food'a karşı geliştirildiğini düşündüğüm İtalya'daki
slow food movement (Yavaş Yemek Hareketi) ve Slow City
(Yavaş Şehir) projeleri öneriliyor. Logosu salyangoz olan "Yavaş
Şehir"in felsefesi insanların hayatlarını çok değiştirmeden turizme yönelik
beşeri ve sosyal sermayenin değerlendirilmesi olarak özetlenebilir. Böylece
yöresel mutfak korunurken bitki, tohum, hayvancılık, tarım ve çiftçiliiğin
nesilden nesile aktarılarak muhafaza edilmesi
amaçlanıyor. Birinciden çevreci
projeler
Birinci olan projenin önerileri içinde farklar ve tadların yanı sıra rüzgâr
enerjisi ile sakız bitkisinin üretim alanlarının eşleştirilerek temiz ve
sürdürelebilir çevre yaratmayı amaçlayan "sakız esintisi projesi", jeotermal
kaynaklı bölgesel sağlık merkezleri, kür ve turizm, yaşlı ve engelliler için
turizm, medikal turizmi konu olan "yaşamda sağlık" gibi çeşitli projeler ve
öneriler bulunuyor.
Yılda en fazla üç-dört ay kullanılan yazlık konutların 12 ay
değerlendirilmesine yönelik öneriler, bölgede kurulacak üniversite ve bilişim
vadilerinin ulaşım ve iletişim alt yapısı için hızlı tramvay ve deniz
otobüslerinden, bilgi havuzlarının oluşturulacağı koordinasyon merkezlerinin
kurulması, bir bölgeye gidince diğer bölgeler hakkında da bilgiler vererek
turiste gitme arzusu uyandıracak kırmızı kuleler projeleri ya da Avrupa'da bir
çok örnekleri görülen kanallar ile yarımadanın körfezlerini birbirine bağlamak
gibi pek çok ilginç projeyi yarışmacılar sunmuş durumda.
Antik çağlarda Asya Olimpiyatları yapıldığı için Antik çağın Paris'i olarak
anılan Teos'tan (Seferihisar- Sığacık) dünyanın en eski limanı ve zeytinyağı
üretim merkezi Klazomenai'ye (Urla- İskele) Erythria'ran (Çeşme) Lebedos'a
(Gümüldür) tarihteki en ünlü 12 İyon sahil kentinden dördünü barındıran
yarımada, yeniden dünyanın çekim merkezi olmaya hazırlanıyor. Yatırımcıların
dikkatine. Servet kaybı 52 trilyon
dolar
İzmir'de geçen hafta yapılan konferanstan aktardığım bilgiler hayli ilgi
çekti. Ancak yer darlığı nedeniyle bazı rakamları tam verememiştim. Gerçekten
çok önemli olan bu bilgileri konuşmacılardan sevgili Osman Ulagay'ın gönderdiği
ek bilgilerle tazeleyelim:
1980'de dünya Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYH) toplamı 10 trilyon dolar
iken dünyadaki finansal varlıkların toplam değeri 12 trilyon dolar idi.
McKinsney Institute'un araştırmasına göre 2007 sonunda ise dünya GSYH'sı 5.5
kat artarak 55 trilyon dolara yükselmişti. Buna karşılık küreselleşmenin
yarattığı rüzgârla finansal varlıkların değeri 16 kattan fazla artarak 196
trilyon doları buldu.
Ulagay, şimdi bu şişen balonun söndüğünü ve gayrimenkul fiyatlarındaki
düşüşten kaynaklanan servet kaybının da etkisiyle, krizden bu yana toplam servet
kaybının 52 trilyon doları bulduğunu söylüyor. Yani dışarıdan artık rüzgâr
beklemek hayal.
|