Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Bu Ne Biçim İstikrar?

Elginkan Holding'in yönetim kurulu başkanı ve vakfın yönetim kurulu başkan yardımcısı olan Ahmet Yücel Unan'la Karaköy'deki topluluk merkezinde konuşuyoruz.

Cumhuriyet Gazetesi/Leyla TAVŞANOĞLU
Bu Ne Biçim İstikrar?

b>Elginkan Holding Türkiye'nin en eski kuruluşlarından birisi. Kamuoyu Elginkan'ı ürettiği E.C.A armatürleri ve Serel sağlık gereçleriyle yakından tanıyor. Elginkan bir aile şirketi olarak kurulmuş. Hüseyin Ekrem Elginkan ilk kez 1957'de E.C.A armatürlerini hayata geçirmiş. Bu marka baba ve iki oğlunun isimlerinin baş harflerinden oluşmuş. Yani baba Ahmet Elginkan ve oğulları Ekrem ve Cahit' in isimleri. Bekâr olan Cahit Elginkan 34 yaşında bir deniz kazasında boğulmuş. Bunun üzerine Ekrem Elginkan ailenin sorumluluğunu üstlenmiş. O da hiç evlenmemiş. 1999 yılında da 75 yaşında ani bir beyin kanamasından ölmüş. Ölümünden önce de Elginkan Şirketler Topluluğu'nu vakfa dönüştürmüş.

İlginç bir benzerlik Elginkan ve Cumhuriyet gazetesi arasında kendini gösteriyor. Çünkü Cumhuriyet gazetesi de vakıf. İki kuruluşun da patronu yok. Profesyonel yöneticiler tarafından yönetiliyorlar. Elginkan Holding'in yönetim kurulu başkanı ve vakfın yönetim kurulu başkan yardımcısı olan Ahmet Yücel Unan'la Karaköy'deki topluluk merkezinde konuşuyoruz.

- Elginkan Holding'in çocukluğumuzdan beri adını duyup bildiğimiz E.C.A markasının öyküsünü anlatır mısınız?

UNAN - E.C.A Türkiye'nin ilk armatür markası. Rahmetli başkanımız Hüseyin Ekrem Elginkan inşaat işleri yaparken o tarihlerde armatür sıkıntısı çekiyor. İç pazarda armatürler kalitesiz. Dışardan gelenler su kaçırıyor. Bunun üzerine E.C.A'yı kurmaya karar veriyor. Böylece E.C.A 1957'de hayata geçiyor. E.C.A çok büyük atılımlar yaptı. Tek şirketten Elginkan topluluğu bir aralık 51 şirkete kadar büyüdü. 1990'lı yılların başlarında ise Elginkan topluluğu kimi sektörlerden çekildi. Daha açık bir deyimle, "Yatay büyüyeceğime, düşey büyüyeceğim" kararını aldı.

- Şu anda topluluğun hangi alanlarda, kaç şirketi var?

- Şu anda Elginkan topluluğunun 20 şirketi var. Alan olarak iki sektördeyiz. Birincisi yapı sektörü. Öbürü de ısı sektörü. Yapı sektöründe yedi, ısı sektöründe de yedi şirketimiz var. Bunların yanı sıra üç sermaye, iki de hizmet şirketine sahibiz. Bunlardan birisi gıda şirketi. Manisa'da faaliyet gösteriyor. Her topluluk şirketinin yemek ihtiyacını karşılar. Aynı zamanda oradaki sanayici kuruluşlara yemek satar. Yüzde 50 bizim şirketlerin, yüzde 50 de bizim dışımızdaki şirketlerin yemek ihtiyaçlarını karşılar. Bunların dışında İstanbul'da, Kartal ve Maltepe'de kentsel gelişim ve kentsel dönüşüm projeleri var. O alanlarda çalışmalarımız var. Bir iki yıl içinde orada iş merkezi, konut gibi inşaatlar yapacağız.

ECA'nın Bay Elmor'u

- Elginkan Holding'de kaç kişi çalışıyor?

- Şu anda 3 bine yakın çalışanımız var. İşçilerimizin en yoğun olduğu şirket Serel. 600 kişilik bir şirketimizdir. Serel bizim sağlık gereçleri kuruluşumuz.

Serel bir marka. Ama orada istediğimizi alamadık. Yalnız ihracatımız çok iyi. Üretimimizin yüzde 70'ini ihraç ediyoruz. Hatta seramiğin vatanı olarak bilinen İtalya'dan üç milyon Avro'luk alım yapan bir şirket teklif verdi. Herhalde yakında İtalya'ya da Serel'in ihracatına başlayacağız.

Size öbür rakamları da vereyim. 2006'da yaptığımız ciro 500 milyon dolar. Bunun 100 milyon doları ihracat. Geri kalanı iç piyasa satışları. 2007 için 150 milyon dolarlık ihracat ve 450 milyon dolarlık iç pazar satışı olmak üzere 600 milyon dolarlık bir bütçe yaptık. Ama bu yılın ilk sekiz ayı içinde seçim öncesi ve sonrası gelişmeler nedeniyle piyasalar beklemeye girdi. Şu anda 6 aylık bütçemizde yüzde 70 kadar hedefe ulaştık. İhracatta iyiyiz ancak iç pazarda sıkıntılıyız.

- E.C.A reklamlarında bütün dertleri halleden Bay Elmor figürü vardı. Bu reklam nasıl yaratılmıştı?

- Aslında ben o sırada çömezdim. Tam olarak işin içinde değildim. Ama anlatayım. Bizim Başkan (Ekrem Elginkan) kuruluşun reklama ihtiyacı olmadığını söylerdi. Ama zaman içinde E.C.A'nın piyasada daha iyi pazarlanabilmesi için bir reklama ihtiyaç duyuldu. Yurtdışında da çizgi reklam filmleri görmüş. Bunun üzerine Elmor'un müziklerini ünlü müzik ustası Selmi Andak , filmin çizgilerini de rahmetli Cumhuriyet çizeri Ali Ulvi yaptı. Türkiye'de ilk reklam çizgi filmi böylece Elginkan Grubu'nun oldu. Böyle bir ilkimiz daha var. Elmor da o zaman Elmor şirketinin müdürü olan Melih Bölükbaşı 'nı karakterize etti. Her işe koşan, her derdi halleden insan tipi.

- Türkiye'de fazla rastlanmamış bir olaydır. Siz Cumhuriyet gibi aynı zamanda bir vakıfsınız. Vakıf kurulması fikri nasıl doğdu?

- Bizim rahmetli başkanımız sıfırdan başlayıp kendi kazançlarıyla bu varlıkları elde etmiştir. Ancak o tarihlerde sadece 125 bin liralık bir kredi kullanmış. Daha E.C.A kurulmadan 1954 yılında aile meclisi toplanmış. İleride çok gelişirsek vakıf kuralım, kararı alınmış.

E.C.A kurulduktan sonra işler çok iyi gitmiş. 1985'e gelindiğinde büyük araştırmalar ve incelemeler sonucunda Elginkan Vakfı hayata geçirildi. Vakfın 34 mütevelli üyesi var. Ancak rahmetli başkanımız Ekrem Elginkan ölünce üye sayısı 33'e düştü. Ama onun yeri hâlâ korunuyor. 33 kişinin ben dahil, 14'ü değişmez üye. 8 üye şirketlerimizin temsilcileri. 12 üye de sivil toplum kuruluşlarından.

- Bunlar hangi sivil toplum kuruluşları?

- İTÜ, İ.Ü., Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ, Ege Üniversitesi, T. İş Bankası, TÜBİTAK, TSE, MKE, Manisa Belediyesi, MESS ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı. İlk vakıf yatırımı 1994'te Manisa'da rahmetli Ekrem Elginkan'ın annesinin adına Ümmühan Elginkan Teknik Eğitim Merkezi oldu. Orada ara iş gücü yetiştirmek üzere kurslar, seminerler düzenleniyor. Bu kursları bitirenlere Milli Eğitim Bakanlığı'ndan tasdikli sertifika veriliyor. Bugün bizim üç tane böyle okulumuz var. Birisi dediğim gibi Manisa'da, birisi 2003'te Bolu'da kurulan Elginkan Vakfı Teknik Eğitim Merkezi, sonuncusu da geçen yıl İzmit'te açtığımız Ahmet Elginkan Teknik Eğitim Merkezi. Bu üç okuldan bugüne kadar 130 bin öğrenci yetişti. Yine vakıf çerçevesinde okullar yapıp Milli Eğitim Bakanlığı'na bağışlıyoruz. İzmit'te yaptığımız okulun ismi Hüseyin Cahit Elginkan Anadolu Lisesi. İTÜ kampusunda Ekrem Elginkan Lisesi yaptık. Bir de Ümraniye'de Mediha Tansel İlköğretim Okulu'na iki sınıflı bir anaokulu yaptık. Kasım ayında temelini atacağımız Maltepe'de Maltepe Anadolu Lisesi'nin inşaatına başlıyoruz. Hedefimiz bu okulu 2008 öğretim yılına yetiştirmek. 1200 öğrenciye hizmet verecek. Bize maliyeti de aşağı yukarı 7-8 trilyon lira olacak.

- Son dört buçuk yıldır Türkiye'de pembe ekonomi tabloları çiziliyor. Hep ekonomik istikrardan söz ediliyor. Ama birden ABD'de mortgage krizi patlak verince bu sefer , "Ne yapalım? Bizden kaynaklanmıyor. Dış piyasalar dalgalanıyor" gibi gevelemeler başladı. Siz ekonomik gidişi nasıl görüyorsunuz?

- Türk ekonomisinin gidişi kâğıt üzerinde gayet düzgün gözüküyor. Biz sanayiciler olarak bıçak üzerinde yaşıyoruz. Bir kere sanayici dediğiniz kredi kullanır. Eximbank kredileri yüzde 14.5 faizli. Orada sıraya giriyorsunuz. Bulabilirseniz kullanıyorsunuz. Öbür bankalar hazır. Size hemen avro ya da dolar bazlı kredi veriyor. Diyelim bugün dolar kredisini 1.300 liradan alıyorsunuz. İki ay sonra dolar patlama yapar da 1.500 liraya çıkarsa borç tavana çıkıyor.

- Uluslararası piyasalardaki bu para daralmaları yüzünden dolar 2000 liraya da fırlayamaz mı?

- Her şey belirsizlik içinde. Altı aylık veriler açıklandı. GSMH 201 milyar dolar. Evet GSMH yükseldi. Ama ödenmeyen borçlar çığ gibi büyüyor. GSMH'nin büyümesi demek kişilerin cebine daha fazla para girmesi demek. Nerede bu para? Millet borçla yaşıyor. Bakın, 29 Aralık 2006'da kredi hacmi 224 trilyon liraymış.

Düşük kur-yüksek faiz politikası

- İnsanlar ihtiyaç kredisi, tüketici kredisi, otomobil kredisi, konut kredisi diye borçlandırılmıyorlar mı?

- Onları geçtim. İnsanlar normal ihtiyaçlarını bile kredi kartıyla karşılıyorlar. Biz herhalde kredi kartını kullanmasını da bilmiyoruz. Hiç ödemeyecekmiş gibi insanlar kredi kartına yükleniyorlar. Galiba çok lüks tüketime alıştırıldık. Ben çocukluğumu hatırlıyorum. Yok böyle bir şey. Okullarda Yerli Malı Haftaları düzenlerdik.

- Ama bir kısım basınımızda Yerli Malı Haftaları kutlanmasının, yerli malı tüketmenin özendirilmesinin neredeyse ayıp olduğunu telkin eden yazılar çıkmadı mı?

- Onlar öyle yazabilirler. Ama bugün artık Türkiye'de dünya kalitesinde her şey üretiliyor. Serbest piyasa ekonomisi, dedik. Bunun karşısına Çin çıktı. Çin'den her türlü mal buraya giriyor. Örneğin şu anda Türkiye'ye Çin malı armatürler giriyor. İsmini söylemeyeceğim ama aynı sektörde çalıştığımız büyük firmalar bunları ucuz geliyor diye bilmem ne markasıyla bunları getirip iç pazarda satıyorlar. Daha önceleri bunların kilosu 4-5 dolardı. Biraz mücadele ettik. Artık 15 doların altında bunlar ithal edilemiyor.

- İyi de, bu haksız rekabet değil mi?

- Açıkça haksız rekabet. Üstelik çok ilginçtir. Bunlar kalitesiz. Her şeyin üzerinde de sağlığa zararlı.

Bizim bütün ürünlerimiz hijyeniktir. Şu anda "Fiyat pazarda oluşur" diyoruz. Öyle ki yüzde 200'le çalışıyoruz.

- Düşük kur-yüksek faiz politikasını nasıl görüyorsunuz?

- Avrupa bizi kandırıyor. Buraya geliyorlar. Sizin benim paramı götürüyorlar. O paralar Türkiye'de kalmıyor. Ama aslolan o gelen paraların Türkiye'de kalmasıdır.

Geliyorlar, doları 1300 liradan bozduruyorlar. Borsaya giriyorlar. Yüzde 18-20'yle Hazine bonosu alıyorlar. Borsada bir körüklüyorlar. Tavan yapıyor. Borsadan çıkıyorlar. Borsa düşüyor. Dövize yükleniyorlar. Döviz alıyorlar. Yükselince satıyorlar. Sonra tekrar borsaya yöneliyorlar.

Böylece bizi oynatıyorlar.

- O zaman bu nasıl bir ekonomik istikrar?

- Durum kötü. Aslolan paranın Türkiye'de kalmasıdır, diyorum. Paraları alıp gidiyorlar, bizi fakirleştiriyorlar. Şimdi sıcak para politikası var ya. Bu sıcak parayı içeride tutabilmek için hükümet mecburen faizleri yüksek tutuyor. Ama bu paralar bir kaçarsa çok vahim. Bugün borsanın yüzde 70'i yabancıların elinde. Şu anda tutarın 71.5 milyar dolar olduğu söyleniyor. Bu bir kaçarsa dövizin kaça çıkacağını artık siz tahmin edin.

- Bir yandan ekonomik istikrardan söz ederken öte yandan da sıcak para odaklı bir ekonomik politika uygulanıyor. Bu bir paradoks değil mi?

- Bana göre Türkiye'nin kurtuluşu şuradan geçiyor: İhracatı yükselteceksiniz ama ithalatla değil. Şu anda bu politika yüzünden KOBİ'ler ölmüş durumda. İthalat yoluyla ara mallar ihracatımızı yükseltiyoruz. Bu durum aynı zamanda istihdamın da azalmasını beraberinde getiriyor. Ayrıca turizm sektörünün geliştirilmesi şart. 12-15 milyon turist geldi, diye çok seviniyoruz. Peki, bu gelen turistler Türkiye'ye kaç para bıraktı? Kimse ona bakıyor mu? Eskiden işçi dövizleri gelirdi. Artık o da gelmiyor.

Demek ki bizim ithalat ve ihracatımızı dengelememiz lazım. İkinci olarak da, yurtiçindeki harcamaları düzgün yapmalıyız ki insanlar bu kadar borçlanmasın. Burada çok dikkat çeken bir olay seçim ekonomisi. Seçim ekonomisini uygulamıyoruz, dediler ama bütçe çok açık verdi.

- Peki, seçim ekonomisi izleyerek sizce neler yapıldı?

- Paralar belediyelere, oraya buraya pompalandı. Bu çok tehlikeli bir gidiş. Artık birilerinin ciddiyetle bu işin üzerine eğilmeleri lazım.

Ahmet Yücel Unan
Kütahya / Simav, 1945 doğumlu. Yükseköğrenimini İTÜ Makine Mühendisliği Bölümü'nde tamamladı. İş yaşamına 1969'da Elginkan Şirketler Topluluğu bünyesindeki E.C.A AŞ'de mühendis olarak başladı. Topluluğun çeşitli şirketlerinde, değişik kademelerde görev aldı. Elginkan Topluluğu'nun 2001'de yeniden yapılanma sürecinde Yapı Grubu Koordinatörü oldu. Aynı zamanda topluluğun öbür şirketlerinde yönetim kurulu başkanı ve üyesi olarak görev aldı.

Şu anda Elginkan Vakfı değişmez mütevelli heyeti üyesi, Elginkan Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı, Elginkan Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı ve şirket müdürlüğünün yanı sıra öbür topluluk şirketleri olan E.C.A, Elper, Elsan, Valfsel, Valf, Ar, Emar, Matel, Serel, Elmor ve Eleks şirketlerinin yönetim kurulu başkanlığını sürdürüyor.

http://www.yapi.com.tr/haberler/bu-ne-bicim-istikrar_56353.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!