BR> Tek yol güçlendirme
değil
Ama iş çok daha büyük bir iş. Bugün 100 bin adet binayı,
sadece yıkılmasın, insanlar ölmesin derecesinde en alt güvenlik seviyesinde ve
en pratik şekilde güçlendirsen bile toplam maliyet 20 milyar euroyu bulur.
Diyelim bu parayı da bulduk, binaları güçlendirmeye başlayın, geleneksel
yöntemlerle mümkün değil. Çünkü sizin 100 bin bina daha yapıp insanları geçici
bir süre ile oraya transfer etmeniz lazım. Ayrıca binlerce yetişmiş eleman
gerekiyor bu iş için. Bu da çok ciddi bir plan istiyor.
Bir de 100 bin
yapının hepsinin güçlendirilmesi de gerekmez aslında. Güçlendirilecek yapı var,
güçlendirilmeyecek yapı var. Güçlendirilecek olan yapının ekonomik bir değeri
olmalı. Örneğin faydalı ömrünü tamamlamak üzere olan bir yapı için güçlendirme
masrafına girmektense o yapının yıkılıp yerine yeni bi yapının yapılması daha
ekonomik, dolayısıyla mantıklı bir çözüm olabilir. Bugün İstanbul'da öyle
bölgeler var ki, o bölgelerde kentsel dönüşüm projelerinin uygulamaya konulması
en mantıklı çözüm olacak. Bu bölgelerde İstanbul'un toprağı üst yapısını 10 kere
satın alabilecek güçte. Dolayısıyla yalnız güçlendirme değil, olası bütün
yöntemleri devreye sokmak lazım ve depreme tüm silahlarımızla topyekün
hazırlanmak durumundayız. Güçlendirme, bu yöntemlerden yalnızca bir tanesi. 100
bin yapı müdahale istiyor ama belki bunun 50 binini yıkıp yerine uydu kentler
kurmak daha anlamlı, daha ekonomik ve daha mantıklı bir yaklaşım olur.
- Bu işin maliyeti nedir?
Normalde güçlendirme
bina maliyetinin yüzde 40'ını geçtiğinde o bina hakkında yıkım kararı alınır.
Bir binayı lifli polimerlerle güçlendirmek ile betonarme duvarlarla güçlendirmek
arasında pek büyük biir fark yok. Belki biri diğerinden %5-%10 oranında daha
fazla maliyet gerektirebilir. Ancak burada vurgulanması gereken nokta şu; bu
uygulamayı binayı boşaltmadan yapabiliyorsunuz. Dolayısı ile işin sosyal yönü ön
plana çıkıyor ki bunu para ile ifade edebilmek pek mümkün değil.
Antakya'daki uygulamanın kat maliklerine maliyeti 5-6 bin lira
civarındaydı. Yalnız bu nun bir pilot uygulama olduğunu unutmamak
gerekir.
- Siyaset cephesinden ilgi var mı?
Siz
belediye başkanı olsanız, kısa vadeli yatırımlarla başarılı görünmek istemez
misiniz? Bu aynı zamanda bir sonraki dönem seçilme şansınızı da artıracak bir
yaklaşımdır. Depremin 30 sene içinde olma ihtimali var ama 30 sene sonrası
için siyasi yatırım yapmak pek olası değil. Dolayısıyla deprem riskinin
azaltılması çalışmaları ister istemez ikici planda kalıyor. Bu çalışmaların
yukarıda ifade edilen türde kısa vadede sonuç verecek çalışmalar olmadığı
ortada. Ama ne kadar geç önlem alırsanız problem o kadar büyüyor.
Biz
Türkiye için bu projeyi sunuma hazır şekle getirdik, uyguladık, tüm
platformlarda yayınladık ve hatta Euronews'in ilgisini bile çektik. Bizim
yaptığımız iş artık uygulama aşamasına gelmiştir. Yetkililerin bu projenin
farkında olmasını istiyoruz.
Nedir bu lifli polimer?
Engin Seyhan - BASF Yapı Kimyasalları Ürün Müdürü
Lifli Polimerler (FRP) geçtiğimiz yüzyılın ortalarında özellikle uzay ve
havacılık endüstrisindeki atılıma paralel olarak metal alaşımlarına alternatif
olarak sınırlı bir şekilde kullanılmaya başlandı. Kompozit malzeme
teknolojilerinde son yıllarda yaşanan gelişmeler bu malzemelerin yapı sektöründe
de kullanımına olanak verdi. Lifli Polimerler bugün boru endüstrisinde ve yapı
güçlendirme işlerinde ağırlıklı olarak kullanılıyor. Özellikle yığma ve
betonarme yapılarda gerek deprem etkilerine karşı gerekse düşey yüklere karşı
yapı elemanlarının yük taşıma kapasiteleri Lifli Polimerler kullanılarak
arttırılabiliyor. Böylece binaların güvenlik düzeyleri yükseltilerek depreme
karşı taşıdıkları risk düşürülebiliyor.
Bu teknolojinin en önemli özelliği insanların evlerini boşaltmalarına gerek
kalmadan güvenli, kolay ve hızlı olarak güçlendirme uygulamalarının
gerçekleştirilmesi. Aynı zamanda sistemin çok hafif olması binaya uygulama
sonrasında ilave bir yük getirmiyor ve deprem yüklerinin artışına neden olmuyor.
|