Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU
İLİŞKİLİ HABERLER

Yoksula Gelince Para Yok

Emeğin IMF’si!..

Küresel finansal sistemin temsilcilerini İstanbul’da bir araya getiren etkinliklerde, IMF’nin değiştiği havası basılıyor. IMF Başkanı Kahn, “hâlâ sosyalist” olduğunu ifade ediyor. Arkadaşımız Pelin Ünker’in yazdığına göre, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nın salonlarında paranın baronları Guantanamolu toprak işçilerinin “Guantanamera”sını ve

Cumhuriyet Gazetesi
Emeğin IMF’si!..

Küresel finansal sistemin temsilcilerini İstanbul’da bir araya getiren etkinliklerde, IMF’nin değiştiği havası basılıyor. IMF Başkanı Kahn, “hâlâ sosyalist” olduğunu ifade ediyor. Arkadaşımız Pelin Ünker’in yazdığına göre, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nın salonlarında paranın baronları Guantanamolu toprak işçilerinin “Guantanamera”sını ve Che’ye ağıt “Hasta Siempre”yi dinlemişler.

IMF-Dünya Bankası ikilisinin değiştiği, İstanbul toplantısının da bir milat olduğu efsanesine, bazı ekonomi ulemaları anında iman ettiler bile. Bundan sonra da sıkça duyacağınız efsaneler şöyle: IMF, artık bırakınız geçsinler, bırakınız yapsınlar safsatasından vazgeçmiş; eğitimin, sağlığın özelleşmesinden bahsetmiyormuş. IMF, kredi musluklarını, krizden kötü etkilenen ülkelere cömertçe açmış, hatta sosyal programlar uygulamaya başlamış. Dahası, eskiden faiz dışı fazla diye ümük sıkan IMF şimdi açık bütçelere toleransla yaklaşıyormuş vs.. vs.. IMF’nin artık güler yüzlü bir IMF olduğuna ilk iman edenlerden TOBB’un âkil adamlarından Güven Sak, 4 Ekim tarihli Referans’ta şöyle yazıyor: “Neden bizim çok değerli Başbakanımız eski IMF ile gölge boksu yapıyor? Neden insanlarımız Sayın Başbakanımızın varmış gibi yaptığı eski IMF’nin artık tarihe karışmış olduğunu bilmiyorlar? Medyamızda neden bu konular konuşulmuyor? Köşe yazarlarımız neden bu IMF’nin o IMF olmadığını bilmiyormuş gibi yapıyorlar? Öyle yapıyorlar işte kardeşim, ne yapalım...”

***

Şunu sormalı: “Bu kapitalizmin nesi değişti ki, IMF değişsin?” Yoksa IMF mi yukarıdan aşağıya bu eşitsizlikler düzeni küresel kapitalizmi değiştirecek? Nasıl bir sihirli dokunuşla yapacak IMF bunu? Enver Gökçe’yi yâd ederek hatırlatalım: “Demek bu hayat,/ Önce sana bana yük.. su kimin /Toprak kiminse/ Motor, elektrik, ve ışık kiminse/ Demek sultan odur.” En gelişmişinden en az gelişmişine tüm kapitalizmlerde devlete yön veren, suya, toprağa, makineye yön veren sermaye sınıfıdır, bu bir. Devletin görevi, kâr ve sermaye birikiminden başka gözü hiçbir şey görmeyen ve bu uğurda her şeyi tahrip etmeyi, krizler çıkarmayı göze alan sermayedarlara düzen sağlamaktır. Sermaye sınıfının, hem emekle çelişkilerine düzen getirmek hem de birbirleriyle itişmelerini yumuşatıp sisteme beka, süreklilik kazandırmaktır. Devletler üstü IMF, Dünya Bankası gibi kurumların da görevi, devletin ulusal çapta yaptığını küresel çapta yapmaktır; uluslararası kapitalist düzenin kendini yeniden üretmesinin koşullarını, iklimini, sermaye hiyerarşisini, işbölümünü koruyarak, yeniden-üretim şartlarını sağlamaktır.

1980’lerin neoliberal kapitalizmi, 30 küsur yıllık doludizgin sömürüsü ile dünyada önemli sermaye birikimine ulaştı. Bizzat Dünya Bankası bildiriyor: Günde 2 doların altında, çoğu Güney dünyasında, 2.5 milyar insan çalıştırıldı yıllarca… Bu sömürü çarkı, bekleneceği gibi sonunda tıkandı, krize girdi. Arkasında sadece yoksulluklar, eşitsizlikler, işsiz, aç orduları biriktirmedi, devasa afetlere yol açtı. Bütün bu sürece IMF/DB ikilisi “istikrar programları”, “uyum programları” ile eşlik etti, yol haritası çizdi. Birleşmiş Milletler’in 2009 Haziranı’nda açıkladığı felaketlerle ilgili bir raporda, dünyada 1 milyar dolayında insanın gecekondularda yaşadığı kaydediliyordu. 1975-2008 aralığında 9 bine yakın doğal felâket sonucu 2.3 milyon insan hayatını kaybetmişti. Küresel ısınma, tarımsal üretimi, suya erişimi zorlaştırıyor, yoksulluğu, sefaleti derinleştiriyor. Sorunun kaynağı belli; emperyalist tekellerin aşırı üretimi, adaletsiz bölüşümle şımarıkça tüketimi... Evet, asıl felaket, kapitalizmin bizzat kendisi... Bataklık, kapitalizm…

***

Şimdi, bu zalim, bu insafsız çark, kâr ve sermaye birikimi dürtüsünü nasıl terbiye edip de sistemi insanileştirecek? Küresel kapitalizme hükmeden finans kapitalin, kâr hırsını, balonlarla, köpüklerle yeni krizler doğuracak dürtüsünü, onun elindeki esas gücü, yani her tür üretim aracını, finansı kamuya mal etmeden, toplumsallaştırmadan, onu hangi IMF kontrol altında tutacak? Bu krizi aşmalarının tek yolu var; biraz daha gezegeni ve insanlığı feda etmek…IMF, bu saldırıyı nasıl ve neden önleyecek? O zaman sermayenin IMF’ye niye ihtiyacı olsun? Yoksa bu IMF, emeğin IMF’si mi olmaktadır!.. İyi de emeğin zincirlerinden başka bir şeyi, geçimlik parasından öte bir parası yok ki Uluslararası Para Fonu olsun!..

***

Kapitalizm kâr etmek için kirletiyor, bozuyor, yok ediyor ve krizler çıkarıyor. Sonra sıra krizi aşıp yeniden kâr etmek için yeni kurgular inşa etmeye geliyor. Her restorasyonda gezegen ve insanlık feda ediliyor… Savaşlar çıkarılıyor, halklar daha çok yoksullaştırılıp afetlere kurban veriliyor, işsizlikle açlık arşa varıyor… Kapitalizmin kendini kurtarmak için gezegenimizi ve insanı kurban etmesine karşı ne yapmalı? Cevap çok basit; gezegeni ve insanı kurtarmak için kapitalizmi kurban seçmek…

Artık anlamaları gerekir ki, bu böyle gitmez... Sermayenin aşırı üretim krizleri sonlandırılmalı, kâr ve sermaye birikiminin yerini insanlığın doğal ihtiyaçları almalı. Üretimin miktarı ve bileşimi hep bu kıstasa göre düzenlenmeli, tüketim çılgınlığı ve onun getirdiği doğa ve insan tahribatı sonlandırılmalı… Mesele IMF’yi güler yüzlü yapmakta değil, mesele IMF’nin arkasındaki sermayenin krizini aşmada da değil, mesele, “Büyük insanlığa” kan ve gözyaşından başka bir gelecek sunmayan ve sunmayacak kapitalizmi aşmakta, ve onun yıkıntıları üstüne, adil, eşitlikçi özgür bir sosyalizmi kurmakta…

IMF’nin para baronları ve onların PR’cısı ekonomi ulemaları bilirler mi “Guantanamera”nın sözlerini: “Ve zalimin biri parçaladığı için/ Beni yaşatan yüreğimi/ Dikmem ne bir ayrıkotu ne de çakır dikeni/ Dikerim bir ak gül fidanı/ Topraktaki yoksullarla ben/ Aynı yazgıyı paylaşmak isterim/Ve dağdaki ırmak beni/ Daha fazla mutlu eder denizden.”

http://www.yapi.com.tr/haberler/emegin-imfsi-_72966.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!