EMO, TEİAŞ’ın Özelleştirilmesi...
Fazla Aydınlatmadan 400 Milyon...
“Yalıtım Uygulamalarına Yatırım...
Boğaziçi Üniversitesi’nden...
Yapı Sektörü’nden Enerji Verimliliği...
Enerji Verimliliği Haftası’nda...
Enerji Verimliliği Haftası’nda...
EMO Enerji Verimliliği Haftası Basın Açıklaması
Elektrik Mühendisleri Odası, 11-17 Ocak 2021 Enerji Verimliliği Haftası nedeniyle yaptığı basın açıklamasında; "Enerji verimliliğini ilk enerji kaynağı olarak göremediğimiz ve içselleştiremediğimiz sürece, bu alanda yürütülen faaliyetler sözde kalacak ve günü kurtarmanın ötesine geçmeyecektir" dedi.
|
Elektrik Mühendisleri Odası'nın (EMO) 11-17 Ocak 2021 Enerji Verimliliği Haftası açıklaması şu şekilde: "Elektrik enerjisi, günümüzün çağdaş yaşam koşulları içinde bireysel ve toplumsal yaşamın olmazsa olmaz bir ihtiyacıdır. Ekonomik ve sosyal kalkınma için; güvenilir, ucuz ve temiz enerji arzının sağlanması noktasında enerji verimliliği büyük önem taşımaktadır. Elektrik enerjisinde verimlilik, üretimden tüketime kadar tüm faaliyet alanlarının ve üretimde birincil kaynak seçimi ile tüketim noktasında tarife yapısı tercihlerine kadar geniş boyutta ele alınmasını ve planlanmasını gerekli kılan bir konudur. 2007 yılında yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Kanunu`nun üzerinden yaklaşık 14 yıl geçmiş olmasına karşın izlenen politikaların sonucu olarak enerji verimliliğinde bir arpa boyu yol kat edilmemiş olması düşündürücü olduğu kadar da üzücüdür. Yaz saati uygulamasının yıl boyu sürdürülerek talebi artırması, dağıtım seviyesinde kayıp/kaçakların halen arzu edilen seviyelere indirilememiş olması, talep tarafı yönetiminde bir araç olarak kullanılan çok zamanlı tarife yapısının şirketler lehine düzenlenerek cazibesini yitirmesi, enerji yoğunluğunda kayda değer bir gelişmenin yaşanmaması örnek olarak verilecek konulardır. Elektrik üretimde oluşan arz fazlası verimlilik politikaları ile nasıl açıklanabilir? Özelleştirmelere gerekçe olan kayıp/kaçak tüketimde arzu edilen sonuca ulaşılamamıştır. Yaz saati uygulamasının yıl boyu sürdürülmesi şirketler lehine bir uygulamadır. Talep tarafı yönetimi enerji verimliliğinde en önemli basamaktan biridir. Enerji yoğunluğu hedefleri gerçeklikten uzak, kendi içinde çelişkilidir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı`nın 2021 yılı bütçe teklifinde, 2019 yılında 0.12 TEP/1000 dolar olan birincil enerji yoğunluğunun 2023 yılı için 0.10 TEP/1000 dolar olarak öngörüldüğü belirtilirken, aynı yıllar için 1.75 TEP olan kişi başı enerji yoğunluğunun 2.01 TEP`e yükseleceği tahmin edilmektedir. Enerji verimliliği uygulamaları ile birincil enerji yoğunluğunun düşürülmesi öngörülürken kişi başına enerji tüketiminin artıyor olması önemli bir çelişki içermektedir. Son verilere göre 2011 yılından önce iskan almış yaklaşık 9 milyon binanın sadece 309.417 adeti, yeni binaların da 879.339 adeti Enerji Kimlik Belgesi (EKB) almış durumdadır. EKB alması gereken toplam bina sayımızın 10 milyon civarında olduğu göz önüne alındığında, bina stokumuzda enerji verimliliğini artırmak bakımından yüzde 10`luk bir ilerleme sağlanması, 13 yıldır binaların ısı yalıtımı konusunda ciddi bir adım atılmadığını göstermektedir. Ülkemizin enerji verimliliği alanında önemli bir potansiyele sahip olduğu bilinen bir olgudur. Bu potansiyel; enerji yoğun sanayi üretimleri yerine katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünlerinin imalatına geçilmesi, ulaşımda elektrikli-raylı toplu taşıma altyapısının geliştirilmesi, elektrik enerjisi üretimi-tüketimi zincirindeki kayıpların önlenmesi ve birincil kaynak tercihinde yenilenebilir kaynaklara öncelik verilmesi, enerji verimliliğinin ilk enerji kaynağı olarak içselleştirilmesi ile ortaya çıkacaktır. O nedenle enerji politikalarındaki tercihlerin de bu doğrultuda ve toplumsal faydayı öne çıkaran bir anlayışla gecikmeksizin hayata geçirilmesi gerekmektedir." |

