Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

En Güzel Ev Kimin?

Mimar Mustafa Toner, neden sosyete mimarı olarak anılıyor? Türkiye’nin en güzel mekânları nerede? Ünlü müşteriler çok kapris yapar mı? Şükrü Dudu’nun berber koltuğuna bu kez mimar Mustafa Toner oturdu. Dudu, ünlü mimarın saç tasarımını yaparken, Toner de imza attığı mekânların hikâyelerini anlattı...

Gazete Haber Türk
En Güzel Ev Kimin?

Mimar Mustafa Toner, neden sosyete mimarı olarak anılıyor? Türkiye’nin en güzel mekânları nerede? Ünlü müşteriler çok kapris yapar mı? Şükrü Dudu’nun berber koltuğuna bu kez mimar Mustafa Toner oturdu. Dudu, ünlü mimarın saç tasarımını yaparken, Toner de imza attığı mekânların hikâyelerini anlattı...

- Neden mimar oldunuz?

Başka bir şey olmayı hiç düşünmedim. Babam uzun yıllar Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nin rektörüydü. Mimarlık ofisinde büyüdük. Benim oğlum da mimar oldu, inşallah kızım da olacak.

- Babanız da sizin gibi meşhur muydu?

Zamanında oldukça tanınan bir insandı. Moda Deniz Kulübü’nün başkanlığını da yaptı.

- Neden herkes size sosyete mimarı diyor?

Yaptığımız evlerin sahipleri, ofislerin konumu itibarıyla sanırım. Restoranlar da Türkiye’nin sayılı yerleri arasında, müşterileri sosyetenin elit kesmi. Mahalle mimarı değilsen sosyete mimarı olmak durumundasın.

- Tasarımlarınızı kendinize göre mi yaparsınız, yoksa müşteriyi dinler misiniz?

Mimarlıkta en önemli şey; iyi analiz etmek ve gözlemci olmaktır. Dolayısıyla müşterinin ne istediğini ve neye ihtiyacı olduğunu çok iyi tespit etmek gerekir. “Ben bunu istiyorum, tarzım bu” diye iş yapmak yanlış.

- Ama sizin de tarzınız var.

Ama o tarz, hizmet verdiğiniz kişinin ihtiyacıyla örtüşmek zorunda. Diyelim ki bir restoran yapacaksın; adam neyi, kaça, kime, nasıl satıyor? Bütün bu soruların cevabını vermen lazım.

Hülya Avşar işini düzgün yapan bir insan

- İstanbul sosyetesinden en uyumlu müşteriniz kim?

Genellikle müşterilerimle sorunum olmaz. Mesela Hülya Avşar’la çok rahat çalışmıştım.

- Hülya Avşar’ın çok iyi pazarlık ettiğini okumuştum bir internet sitesinde.

Başta öyle bir şey oldu ama kendisi düzgün iş yapan bir insan. Gerçek anlamda bir işkadını. Çok saygı duyduğum biri.

- Evini siz yapmıştınız değil mi?

Sarıyer’deki evini yapmıştım. Öte yandan bize gelen müşterinin biraz kaprisli olmasını da doğal karşılıyorum.

- Çünkü parası var.

Yani, bir de bu zevk işi. İhtiyaçtan gelmiyor. Tabii ki kapris yapacak. O kadarını kabul etmezsek zaten bu işi yapmamak lazım.

- Bettina Hakko’nun evini beş yılda bitirdiğiniz doğru mu?

Daha bile uzun sürmüş olabilir. En az beş yıldır.

- Kuş mu kondurmanızı istedi, nedir ki?

Karışan, görüşen çok oluyordu. Ev de çok büyüktü, birçok şey yapmaya imkân veriyordu. Mutfak aşağıya indi, yukarıya çıktı, salon yer değiştirdi.

- Türkiye’deki en iyi ev kimin?

“En iyi ev” diye bir şey yok. Bu herkese göre değişen bir şey. Beğendiğim evleri soracak olursan, “Sahibini en iyi yansıtan, içinde rahat hissettiğin, keyif aldığın evler” derim. Mesela Cem Boyner’in Ayvalık’taki evi, yine benim yaptığım Ömer Dinçkök’ün Bodrum’daki evi de öyledir.

- Mekân olarak nereyi beğenirsiniz?

Paper Moon. Seneler geçti, hâlâ tadını kaybetmedi. Öyle mükemmel bir dekorasyonu var ki. Demode olmadı. Gün geçtikçe de güzelleşiyor hatta.

- Şimdi İstinye Park’taki Masa revaçta.

Evet. Masa’yı biz yaptık. Lokasyonu çok iyi.

- İstinye Park’ta çok yer yaptınız değil mi?

İstinye Park’taki Hillside’ı yaptık. Daha önce de Fethiye’deki Hillside Otelini yapmıştık. O otel 800 küsur yataklı enteresan bir mekândır. Bu kadar yatak olan bir otelde butik hizmet anlayışını geliştirmiş ve bundan dolayı da dünyada üniversitelerde ders olarak okutulmuş bir yerdir. Ama tabii bu durumda en büyük başarının sahibi Hillside’ların CEO’su Edip İlkbahar’ındır.

-Yurtdışında projeleriniz var mı?

Katar ve Sofya’da iş yapıyoruz.

- Restoran işine de girmiştiniz.

Restoran işi, tekne almak gibi müthiş zevk alıyorsun. Ama İzzet Çapa olmasaydı paçamı kurtaramazdım. Şimdi saç sakal birbirine karışmış, sokaklarda geziyor olabilirdim. İzzet’e devrettik, Long Table oldu. Çok başarılı, inşallah daha da iyi gider.

- İstanbul’da en çok nerelerden keyif alırsınız?

Bebek’te o trafiğe girmek yerine, Cihangir’de ara sokaklarda gezmeyi tercih ederim. Dolmabahçe’deki çay bahçesinde oturmak, fotoğraf çekip çay içmek, çok daha keyifli.

New York'ta bir restoran yapmayı çok isterim

- Keşke “Şu binayı yapsam” dediğiniz bir yer oldu mu?

New York’ta bir restoran tasarımı yapmayı çok isterim. Özellikle orada çünkü en iddialı mekânların şehri orası.

- İnşallah yaparsınız, daha yaşınız çok genç.

İnşallah. Mimarlık bir yaşam ve görgü şekli. Görmemiş adamın yapacağı mimarlıktan hayır gelmez. Mesela lokanta yapmak için; yemek yemeyi bilmen, sevmen lazım. Ev yapmak için ev görgüsü ve bilgisi gerekir. Ben yaşadığım, doğduğum çevre dolayısıyla şanslıydım.

Peru'ya gitmek istiyorum

- Kimler var grupta?

İskender Atakan, Bettina Hakko, Celal Çapa. Çin’e, Afrika’ya, Kamboçya’ya gidiyoruz. Her sene 10-12 gün seyahat edip dünyayı görmeye çalışıyoruz.

- Görmediğiniz yer kaldı mı?

Henüz Güney Amerika’yı görmek kısmet olmadı. Peru ve Brezilya’ya gitmeyi çok istiyorum.

- En son nereye gittiniz?

En son Kenya ve Tanzanya’ya gittik.

- Sizin 50 yaş partiniz çok konuşuldu.

Sanki marifet gibi... 50 yaşına girdik işte.

- O kırmızı pantolonlar filan, neler yaşandı partide...

Bir konsept olsun istedik. Kırmızı olursa, mutlu oluruz dedik. Sağ olsun herkes elinden geldiğince giyindi.

http://www.yapi.com.tr/haberler/en-guzel-ev-kimin_75114.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!