br />
Güneydoğu’nun geleceğinde iki kentin rolü
Her iki kentte Güney Doğu bölgemizde yer alıyor. Her iki kentte bu bölgenin
geleceği, ama aynı zamanda Türkiye’nin geleceği için çok önemli kilit kentler.
Birisi 1980’lere kadar Türkiye’nin kalkınmış kentleri arasında ilk ona girerken,
bugün, bir taraftan, ‘yaşanabilirlik endeksi’nde ve ‘rekabet endeksi’nde son
sıralarda yer alıyor, diğer taraftan da, Türkiye’nin en önemli sorunu olan ‘Kürt
Sorununa’ çözümün kilit mekânı.(1) Diğeri, son yıllarda gösterdiği
vizyon-irade-çaba temelindeki performansla çok önemli bir ‘Anadolu Kaplanı’
konumuna ulaşmış, ve bu konumunu sürdürmeye çalışan bir kilit kent. Güney
Doğu’nun, ama aynı zamanda, Türkiye’nin geleceğinin, kent ölçeğinde, çok önemli
bir boyutunu oluşturan bu kentlerimiz, Diyarbakır ve
Gaziantep . Yaşanabilirlik endeksinde, bir zamanların en
kalkınmış kentlerinden Diyarbakır 81 il içinde 79. sırada , Gaziantep 40. sırada
çıkıyor. Rekabet endeksi sıralama sında Diyarbakır 67. sırada, Gaziantep ise 32.
sırada bulunuyor. Ekonomik etkinlik ve canlılık endeksinde Diyarbakır 42. sırada
yer alırken Gaziantep 17. sırada yer alıyor. İnsan sermayesi endeksi açısından,
yani öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, ortalama bitirilen okul yılı, okuma
yazma oranı ve ÖSS başarısı açısından her iki kentte en kötü performansa
sahipler; Diyarbakır 71. sırada iken, Gaziantep 67. sırada yer alıyor.
Diyarbakır’ın bu performansının nedeni kendisi değil; temel
neden ‘Kürt Sorunu’ dediğimiz çok-boyutlu sorun. Diyarbakır bu
sorunun, aynı zamanda da soruna çözümün simge ve kilit kenti. Bu sorunun
yaşandığı tüm Güney Doğu ve Doğu Anadolu kentleri yaşanabilirlik ve rekabet
endeksinde son sıralarda yer alıyorlar. Bu nedenle, Diyarbakır’ı tekrardan
kazanmak, sadece bir kenti kazanmak değil, bu bölgeyi tekrardan kazanmak,
dolayısıyla Kürt Sorunu’na çözümde çok önemli bir adım atmak anlamına geliyor.
29 Mart yerel seçimleri öncesi, altını çizerek söylemeliyiz ki, önemli olan
Diyarbakır’da seçim kazanmak değil; aksine Diyarbakır’ı kazanmak; Diyarbakır
yoluyla, bölgeyi kazanmak; böylece de, Kürt Sorunu’na çözümde başarı sağlamak .
Diyarbakır’ı kazanmak gibi, bu bölgenin önemli sanayi ve ticaret merkezi
Gaziantep’in başarılarına da kulak vermeliyiz. Gaziantep’in kalkınmasına el
vermeliyiz. Bu kentlerimizi bölgenin ‘kilit kent havzaları’ olarak tanımlayarak
bölgesel/yerel kalkınma üzerinde odaklanmak, bu kentleri dinlemek, ve destek
vermek, başta AKP hükümeti olmak üzere, diğer siyasi partilerin ana amacı
olmalıdır.
Diyarbakır: ‘Kürt Sorunu’na çözüm için kilit
Diyarbakır çok rahatlıkla bir ‘kent havzası’na dönüşebilir; çevre kentlerin
de kalkınmasına ve dönüşümüne katkı verebilir. Bu nedenle de, Diyarbakır’da
yerel seçimleri kimin kazanacağı değil, Diyarbakır’ı kazanmak önemli .
Diyarbakır insanı, bu gerçeğin bilincinde; konuşuyor, tartışıyor, talep
ediyor.
Diyarbakır çarpık da olsa kentleşiyor; büyük oranlarda yoksulluk ile işsizlik
sorunlarıyla, orta sınıflaşmayı beraber yaşıyor; Kürt soruna çözümün simge,
kilit kenti; Türkiye ve Ortadoğu için stratejik öneme sahip bir kent .
Diyarbakır, hem Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılan kapısı, hem de Avrupa Birliği
(AB) projelerinden ve fonlarından en çok payı alması nedeniyle ilgi odağı olmuş
bir kent.
Diyarbakır özellikle son dönemdeki ticari başarısı, kentsel dönüşüm projeleri
ve Ortadoğu ile iletişim üzerindeki iddiası ile farklı bir Anadolu kenti modeli
çiziyor. Bu yönüyle diğer parlayan Anadolu kentlerinden kendini ayrıştırırken
bir yandan da Anadolu’daki dinamizme katkıda bulunuyor. Küreselleşen ekonomide
kentin ticaret koridoru ve merkezi olma yoluyla kentsel rekabetçiliği
sağlayabileceği düşünülürken, bölgesel piyasaların işleyişini belirleyen dinamik
bir aktör olduğu da gözlemleniyor.
Son dönemde terör ve çatışma sonucu tüm iç dengeleri bozulmuş Diyarbakır,
gelecek için umut vadeden bir kilit kent, daha doğrusu bir ‘kent
havzası’. GAP Bölgesel Kalkınma Programı çerçevesinde
ve AB’nin desteği ve yönlendirmesi sonucunda kentte hızlı bir şekilde kalkınma,
ekonomik ve sosyal şartlarda iyileşme, kültürel mirasın korunması, çevre
koşullarının iyileştirilmesi ve genel yaşam koşullarının düzeltilmesi için yoğun
çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda kentin tarihi açısından önem taşıyan
Gazi Caddesi Rehabilitasyon Projesi yürütülüyor. Aynı zamanda
kentin kaldırımlarının engellilere uygun olarak tasarlanması için de çalışmalar
var. Hem GAP hem de AB desteğini arkasına alan kentte yapılacak çok şey var
ancak bu süreçte aktörler arası diyalog oldukça önemli.
Diyarbakır’ın ekonomi profiline bakıldığında sanayi sektöründen ziyade,
ticaret ve hizmet ağırlıklı sektörlerin öne çıktığı görülüyor. Kentin ticari
gelişimi açısından sınır ticaretinin geliştirilmesi büyük önem arz ediyor.
Kentte ihracat yapan firmaların yüzde 55’e yakın kısmı Irak’a ihracat yap arken,
Ortadoğu ve Ön Asya ülkelerine ihracat yapan firmaların oranı ise yüzde
70’yakındır. DTSO Eski Başkanı Mehmet Kaya, bölgenin ekonomik yapısını iyi
bildikleri için, Avrupa’daki hatta Uzakdoğu’daki iş adamlarının da Diyarbakır
üzerinden Irak’a ticaret yapmaya çalıştıklarını söylüyor. Bu bağlamda Diyarbakır
, ticaret koridoru olmanın ötesinde, son yıllarda elde ettiği fuarcılık
anlayışıyla , bölge piyasalarının işleyişi ve dinamiklerini de belirleyen, adeta
bölge ticaretinin kurallarının yeniden yazıldığı kritik toplantılara, fuarlara
da ev sahipliği yap an bir kent. Öyle ki, Ortadoğu’nun fuar ve kongre merkezi
olmaya kararlı görünen Diyarbakır, 2009’da 20 fuar organizasyonuna ev sahipliği
yapmayı planlıyor.
Diyarbakır’ın bir bölge merkezi olarak hizmet sektörü ile ön plana çıkmasında
, bölgeye hizmet eden havaalanının varlığı, Büyükşehir statüsünde olması,
bölgenin en büyük üniversitesinin ve merkezi yönetim kuruluşlarının birçoğunun
bölge merkezlerinin kentte konumlanması gibi faktörlerin önemli etkisi var .
Kentte gelecek vadeden sektörler mermer ve turizm olarak görülüyor. Bu ekonomik
dönüşümün yanı sıra, Diyarbakır, küreselleşme süreçlerinin etkisiyle sosyal ve
kültürel alanda da değişim yaşıyor. Kent küresel piyasalara başarı ile entegre
olurken, Diyarbakırlıların yaşanan değişimle birlikte zihniyet değişimine de
uğradıkları düşünülüyor. DTSO Eski Başkanı Kaya, Diyarbakır’da çok önemli bir
zihinsel değişimin artarak devam ettiğini ifade e denlerden biri.
Diyarbakırlılar için tabu olan birçok konunun, mesela kimlik gibi, sorgulanmaya
başlandığını ve küreselleşme ile birlikte iyi yaşam standartları nın öneminin
farkedildiğini belirtiyor. Kaya, insanların artık Kürt kimliklerinin dışında
kentle ilgili sorunlara da ilgi göstermeye başladığını ifade ediyor. Özellikle
2000’li yıllardan itibaren, Diyarbakır’da kent bilinci oluşması, kentli
bireylerin kentlerine sahip çıkarak, bilinçlenerek sorgulayan ve talep eden
bireyler olmalarına yol açıyor. Özetle , Diyarbakır küreselleşmenin ilk ve en
büyük etkisini, kentlilik bilinci gelişimi vasıtasıyla yaş ıyor. Farklı kimlik
çatışmaları ile önceki yıllarda bölünmüş olan kent nüfusu , 2000’li yıllar ile
birlikte Diyarbakırlı olma ortak paydası etrafında buluşuyor. Yoksulluk ile orta
sınıflaşma, kimlik ile bireyleşme, çarpık kentleşme ile vizyon-irade-çaba
eş-zamanlı var oluyor Diyarbakır’da. Diyarbakır, çok rahatlıkla bir kent
havasına dönüşebilir; çevre kentlerin de kalkınmasına ve dönüşümüne katkı
verebilir. Bu nedenle de, Diyarbakır’da yerel seçimleri kimin kazanacağı değil,
Diyarbakır’ı kazanmak önemli . Diyarbakır insanı, bu gerçeğin bilincinde;
konuşuyor, tartışıyor, talep ediyor; hükümetin, siyasi partilerin, hepimizin bu
sesi dinlememiz gerekiyor.
E. Fuat Keyman: Koç Üniversitesi / Berrin Koyuncu
Lorasdağı: Hacettepe Üniversitesi
|