Hizmet ve İnşaat Sektöründe Yavaşlama İstihdamı Vurdu
Ekonomide sanayi çarklarının yavaşlaması ve büyüme hızının düşmesi işsizliği artırdı. İşsizlik geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0.2 puan arttı. 2008 Haziran döneminde yüzde 9 olarak açıklanan işsizlik oranını inşaat ve hizmetler sektöründeki işsizler tetikledi. Hizmetler sektörü 84 bin işsiz, inşaat sektörü ise 37 bin işsiz verdi.
Büyüme ve sanayi üretimindeki yavaşlama istihdamı da
etkiledi. Özellikle inşaat sektöründeki durgunluk istihdamı da etkiledi ve bu
sektörde işsiz kalanların sayısı arttı. Hizmet sektöründeki işsizliğin artışı da
dikkat çekti. Hizmetler sektöründeki işsizlik oranının artmasında, iç talebin daralması ile
zora giren ve kapanan şirketler etkili oldu. Zor bir yıl geçiren ve yılın ikinci
çeyreğinde sadece yüzde 0,9 oranında büyüyen inşaat sektörü haziran döneminde
yeni istihdam da yaratamadı. Sanayi sektöründe işsiz kalanlar geçen yıla göre
değişim göstermedi. Tarımdaki işsizlik oranı da bu seneki kuraklığın etkisiyle
artış gösterdi ve 145 bin kişiye ulaştı. İşsiz sayısındaki artışa karşılık
istihdam edilenlerin sayısı da arttı. Yılın geri kalanında büyüme ve sanayi üretimine ilişkin olumsuz beklentiler, işsizlik probleminin devam edeceği yönünde olumsuz sinyaller de veriyor. Yıllardır çözülemeyen işsizliğin, durgunluğun da etkisiyle kronik seviyesi olan yüzde 9'lardan daha da yukarı çıkması muhtemel görünüyor. Geçen aylarda açıklanan Türkiye ekonomisinin 3 yıllık yol haritası "Orta
Vadeli Program"da bile hükümetin işsizlikte yakın bir dönemde çözüm bulamayacağı
ifadesi yer almıştı. İşsizlik öngörüleri beklentileri karşılamaktan uzak olan
programda 3 yıl içinde sadece 1.3 milyon kişiye yeni istihdam yaratılması
öngörüldü. Programın hedeflerine göre işsizlik 2009'da yüzde 9,8 olacak. 2010 ve
2011 yıllarında ise yüzde 9,7'nin altına düşemeyecek. Yani işsizlik sorunu
yakıcı olarak varlığını korumaya devam edecek. Artık giderek yapısal bir sorun
haline dönüşen işsizlik, önümüzdeki dönemde 2001 krizi öncesindeki yüzde 7'lik
işsizlik oranının da yakalanamayacağının bir göstergesi haline
geliyor. |