Boğaziçi Köprüsü’nün 2007’de hizmete açılan
ışıklandırma sistemi yine bakımdan geçti. Aydınlatma armatürleri daha modern ve
tasarruflu olanlarıyla değiştirildi. İstanbul Boğaz’ın ünlü rüzgarında, 160
metre yükseklikte ince tellerin üzerinde yapılması gereken bakım ise Türkiye’de
yeni yeni gelişen endüstriyel dağcılara düştü.
Özellikle büyük şehirlerde bina yüksekliklerinin giderek
artması, yurt dışında oldukça gelişmiş olan İple Erişim (Rope Access) işini
ülkemize de getirdi. Kadir Sağlam ile Melih Köse tarafından kurulan ve dağcılık,
kaya tırmanışı, dalış ve yamaç paraşütü yapan 10 gencin hizmet verdiği TOUR-K
firması da bunlardan biri. TOUR-K’nın son işi ise Boğaz’ın gerdanında oldu.
Karayolları ile Philips’in ortak projesiyle yapılan Boğaziçi Köprüsü
ışıklandırmasında kullanılan binlerce led lamba, boğaz rüzgarı ve köprüdeki
titreşim nedeniyle sık sık bozulunca yardıma şehrin dağcıları yetişti.
Karayollarının etrafına tel geren, plazaların iletişim kablolarını döşeyen,
barajların çevresine set ören ya da AVM’lerin tabelalarını asan gençler 1 ay,
günde 8 satlik çalışma sonunda ışıklandırma sistemini yeniledi. 169 metrelik
köprü ayaklarına çıkan TOUR-K elemanları, dağcılık teknikleri
kullanıyor.
Yaptıkları işin, büyük kentlerdeki ihtiyaçlardan doğduğunu ve
her geçen gün bu ihtiyacın arttığını belirten Kadir Sağlam "Uluslararası
Dağcılık ve Tırmanış Federasyonu (UIAA) onayladığı teknik malzemelerin
kullanıyoruz. Öncelikle kendi güvenliğimizi sağlıyoruz. Bizler sıradan işleri
çok yükseklerde ve riskli yerlerde yaparken üst düzey önlemlerle ve teknik
bilgiyle riski yok ediyoruz" dedi.
Milli dağcı ve yamaç paraşütü eğitmeni Melih Köse de endüstriyel
dağcıların ulaşılamayan yer kavramını kaldırdığını söyledi. Boğaziçi Köprüsü’nde
kendilerin,i en çok rüzgarın zorladığını belirten Köse "Aşağı düşecek en ufak
bir el aleti ya da montajı yapılan parça akan trafikte büyük kazaya hatta
ölümlere sebep olabilir. Bu nedenle en üst düzeyde dikkat ve önlemlerle çalışmak
zorundayız" dedi.
|