Ekonomik kriz insanları hem işlerinden hem de
yerlerinden ediyor. İş bulma umuduyla yıllar önce Anadolu’dan büyük şehirlere iş
bulma umuduyla göç eden yüz binlerce kişi kriz gerekçesiyle işini kaybettiği
için tekrar memleketlerinin yolunu tuttu. Türkiye’de 6.5 milyona ulaşan
işsizlerin yaklaşık yüzde 20’sine denk gelen 1 milyon 300 bininin bulundukları
yerlerden göç edebileceğine dikkat çekiliyor. Uzmanlar köylerine dönecek
işsizlerin buralarda da hayvancılık ve tarım bitirildiği için tutunma
şanslarının olmayacağına dikkat çekerek, Türkiye’de işsizlik yüzünden büyük bir
sosyal patlamanın yaşanacağını vurguluyor. Birleşmiş Milletler Ekonomik İşler
Bakanlığı ise ekonomik kriz nedeniyle göçmen işçilerin sayısının 2010’da 214
milyona ulaşabileceği uyarısında bulundu.
DİSK: Bir yere sığınma dönüşü
DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, Türkiye’nin tersine göçü
kaldıracak, yeniden dönüştürecek kapasitesi olmadığına işaret ederek, “Tarımdaki
milli gelir payının düştüğü bir noktada köye dönüşlerin daha vahim sonuçlar
çıkaracağına inanıyorum. Oralarda insanların geçimlerinin sürekliliğini
sağlayacak şartlar maalesef yok. Bir projeye dayalı bir geri dönüş yok. Bir yere
geçici olarak sığınma dönüşleri bunlar. Sürekli bir dönüş değil. O anlamda ciddi
bir travma yaşanıyor” dedi. Çelebi, kriz bahanesiyle işten çıkarılan ve büyük
şehirlerde kirasını bile karşılayamayacak insanların yüzde 20’sinin göç
edebileceğini öngördüklerini dile getirerek, Türkiye’nin normalinde Doğu’dan göç
almaya alıştığını, ancak bundan sonraki süreçte göçlerin Batı’dan Doğu’ya
olacağını söyledi. Çelebi “İnsanlara daha ilkel şartlarda yaşama koşulları
dayatılıyor. İnsanların reel olarak aldıkları paralarla büyük şehirlerde geçinme
şansları yok. Şehirde kalanların çoğunun işportacılık yaptığını görüyoruz.
Pazarda bir şeyler satıyorlar. Günü kurtarma peşindeler. Ayrıca aile içi şiddet
de işsizlik nedeniyle her geçen gün tırmanıyor. Tablo vahimdir. İstihdam odaklı
hiçbir proje üretilmiyor” dedi.
KESK: Toplumda tahribat olacak
KESK Başkanı Sami Evren, Türkiye’de insanların iş bulma
umudunun kalmadığını belirterek, korkunç bir tablo ile karşı karşıya olunduğunu
vurguladı. Evren, işlerini kaybedenlerin köylerine dönmesi ile toplumun
dokusunda da tahribatlar meydana geleceğine işaret ederek şu değerlendirmeyi
yaptı:
“İlk etapta işten atılanların bir kısmı tazminatlarını alabildi. Onlar bu
tazminatların büyük bir bölümünü harcamış oldular. İnsanlar sığınabilecekleri
sosyal dayanışma içinde kendi köyleri, kendi yakınlarının yanına gidiyorlar.
İşsizlik fonundan yararlanılan 6 aylık süre de doldu. Yaz dönemi olduğu için
tarım işçiliği konusunda çalışanlar oldu, muhtemelen onlar da sonbaharda yine
işsiz kalacaklar. Bütün bunlar düşünüldüğünde sonbaharda var olan bütün
olanaklarını kaybedecek büyük bir kesimle karşı karşıya kalacağız. Bu durumdaki
insanların metropollerde tutunması çok zor olacak. Ama bu insanlar köylerine
dönseler de bunları kucaklayacak bir sistem yok. Tarım ve hayvancılık ölmüş.
Köyde onları bekleyen üretime dönük herhangi bir olanak yok. Hükümet önce
yoksullaştırıp sonra yönetme peşinde.”
Köye dönüş geçici alternatif olur ya sonrası?
Koç Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Deniz
Yükseker, kriz nedeniyle göç edecek aileleri gittikleri yerlerde iyi
bir yaşamın beklemeyeceğini vurgulayarak, tersine göçün çok iyi bir alternatif
olmayacağını, sadece kısa süreli geçinme için başvurulacak bir yöntem olacağını
söyledi. Türkiye’de hükümetin uyguladığı politikalar açısından da köy yaşamının
artık kendini finanse etmediğine dikkat çeken Yükseker, kriz ile göç ilişkisi
konusunda şu yorumu yaptı:
“Kriz oldu işsizlik arttı diye geçmişte yaşanan göçün tam tersi olacak
diyemeyiz. Yeni göç desenleri ortaya çıkacaktır. Ege ve Akdeniz’de ihracata
yönelik ürünler olduğu için canlı bir tarımsal üretim var. Bununla birlikte İç
Anadolu’nun bazı kesimlerinde tarım ekonomisi zaten 10’dan fazla senedir çok
gerilemiş durumda. Doğu ve Güneydoğu’da olağanüstü halin olduğu dönemi
düşünürsek 15 yıl önce yaşanan bir zorunlu göç var. Bazı yöreler de var ki
çatışmalı ortam hâlâ devam ediyor. Oralara tersine göç zaten etkin şekilde
gerçekleştirilemez. Son 10 sene içinde sanayi kentlerine gelmiş olanların
tersine göçlerinin daha fazla olacağını öngörüyorum. Ama geri dönüş bir şey
ifade etmeyecek. Okul yok, tarlalar yok, hayvancılık bitmiş
durumda.”
|