Biz bir zaman yolculuğu yaptık ve 9 bin yıl öncesine gittik,
Çatalhöyüklülerin evlerine konuk olduk. Onların binlerce yıl
önce yaşadıkları evlerini, ocaklarını, mezarlarını, duvar resimlerini,
takılarını, mutfak araç gereçlerini gördük. Görmekle kalmadık, evlerinin
özelliklerini, yaşam biçimlerini öğrendikçe, nasıl yaşadıklarını da hayal ettik.
Yolu olmayan köylerinde, evlerine gitmek için damdan dama geçişlerini, damlarda
oturup sepet örmelerini, dama açtıkları delikten, merdivenlerden inerek
evlerinin içine girmelerini, ölülerini yaşadıkları yere çukur açarak
gömmelerini, odalarının duvarlarını nasıl süslediklerini, evleri eskidikçe nasıl
yarıya kadar yıkıp üste yenisini inşa ettiklerini, neler yediklerini,
avlanmalarını, ocaklarında yemek pişirmelerini gözlerimizin önüne getirmeye
çalıştık.
Çatalhöyük’te her yaz, Shell’in desteğiyle çocuklar için
“Arkeoloji Yaz Atölyesi’’ düzenleniyor. Bu yılki yaz okulunun
son gününe Zeynep de davet edilince birlikte inanılmaz bir deneyim yaşama
fırsatı elde ettik. Arkeolog Gülay Sert’in koordinatörlüğünde
düzenlenen yaz atölyesi, bir gün sürüyor. Her güne 20 çocuk katılıyor. Gün,
Gülay Sert’in çocuklarla Çatalhöyük üzerine söyleşi yapmasıyla başlıyor.
Çocuklar, barkovizyon eşliğinde Çatalhöyüklülerin yaşam biçimlerini,
inançlarını, evlerini öğreniyorlar. Çatalhöyük Deneysel Arkeoloji Evi’nin
gezilmesinden sonra sıra, en heyecanlı bölüme, kazı alanı gezisine geliyor. Kazı
alanından ister çocuk olun ister yetişkin etkilenmemeniz mümkün değil. Sanki bir
zaman yolculuğu yapıyor ve 9 bin yıl öncesinin yaşam alanına giriveriyorsunuz.
Ören yeri incelemesinden sonra çocuklar, kendileri için özel olarak
hazırlanmış kazı alanında çalışıyorlar. Önce toprağı kazıp, kovalara dolduruyor,
sonra bu toprağı eleyerek buldukları kemik, deniz kabuğu, obsidyen parçalarını
daha sonra uzmanlar tarafından incelenmesi için naylon torbalara dolduruyorlar.
Kazı alanında epey ter döktükten sonra öğle yemeği molası veriliyor ve ardından
da atölye çalışması başlıyor. Çocuklar, kilden, Çatalhöyük kaplarının,
figürlerinin ve duvar kabartmalarının benzerlerini yapıyor, kumaş üzerine
Çatalhöyük mühürlerini uyguluyorlar.
Arkeoloji Yaz Atölyesi’ne katılan
çocuklar, gün sonunda, Gülay Sert’in ve kazı başkanı Ian Hodder’in imzalarının
bulunduğu “Kültürel Emanetlerin Koruyucusu” belgeleri ve unutulmaz anılarla
Çatalhöyük’ten ayrılıyorlar.
Gülay Sert, ilki 2004 yılında Tarih
Vakfı’nın yürüttüğü Akdeniz’de Tarih öncesi Eğitim, Öğretim ve Planlama Projesi
çerçevesinde gerçekleştirilen “Arkeoloji Yaz Atölyesi” ile amaçlarının
arkeolojiyi sevdirmek olmadığını vurguluyor. Sert, “Asıl amaç bu tür yerlerin
farkına varmaları, tahribatı önlemeleri. Bu yıl hem öğrencilere hem öğretmenlere
yönelik oldu. Öğretmenlerin katılımı çok önemli. Onlar öğrencilerine de
anlatacaklar burada gördüklerini” diyor.
Her öğretmenin 40 öğrencisi olsa
daha geniş bir kitleye hitap edilmiş oluyor.
20 ülkeden 100 arkeolog kazı yapıyor
Dünyanın en eski kentsel yerleşim alanlarından biri olan Çatalhöyük, 9 bin
yıl önce kurulmuş. Konya’ya bağlı, Çumra ilçesinin 11 km kuzeyinde, Küçükköy’ün
yakınlarında bulunan Çatalhöyük, farklı yükseklikte iki tepe düzü olan bir tepe
şeklinde. Bu iki yükseltisi nedeniyle çatal sıfatını almış. Çatalhöyük 1958
yılında İngiliz arkeolog James Mellaart tarafından keşfedilmiş, 1961-1963 ve
1965 yıllarında kazısı yapılmış. Yüksek tepenin batı yamacında yapılan
araştırmalar sonucunda 3 yapı katı açığa çıkarılmış. Dörtgen duvarlı evlerin
duvarları birbirine bitişik. Ortak duvar yok, her evin kendi bağımsız duvarı
var. Evler ayrı ayrı planlanmış ve ihtiyaç duyulunca yanına başka bir ev
yapılmış. Evlerin bitişik duvarları nedeniyle şehirde sokak bulunmuyor. Ulaşım
düz damlar üzerinden gerçekleşiyor.
Bina yapımında kullanılan malzeme kerpiç, ağaç ve kamış. Evler tek katlı ve
damda açılan bir delikten merdivenle evlere giriliyor. Her ev bir oda ve bir
depodan oluşuyor.
Odaların içinde dörtgen ocaklar, duvarların ön kısımlarında taban
döşemesinden yüksekliği 10-30 cm. arasında değişen şekiler ve duvar içinde
dörtgen nişler bulunuyor. Duvarlar sıvalı, sıva üzeri beyaza boyandıktan sonra
sarı, kırmızı ve siyah tonlarda resimler yapılmış.
Çatalhöyük’te 1996 yılına kadar kazı yapılmamış; bu yıldan itibaren İngiliz
Arkeoloji Enstitüsü tarafından Ian Hodder başkanlığında kazılara yeniden
başlanmış. Halen 20 ülkeden 100 arkeolog alanda kazı çalışması yapıyor.
Kazı buluntularının bir bölümü Konya Arkeoloji Müzesi’nde ve Ankara Anadolu
Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor. Kalan buluntular ise depolarda koruma
altına alınmış durumda.
|