Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Küçük Burjuvanın Güçle İmtihanı

Kızılırmak projesi hem planlama ve inşaat açısından yanlış ve keyfidir hem de 'içme suyu kriterleri açısından' tehlikelidir.

Küçük Burjuvanın Güçle İmtihanı

üçük burjuvazinin en temel sınıfsal karakterlerinden biri, güce tapmadır. İkincisi ise buna bağlı kararsızlığıdır. Üçüncü temel karakteristik özelliği ise ürkek olmasıdır. En ajitatif söylemlerden birdenbire en ılımlı "bilimsel" makale "mıymıy"lığına yelken açabilirler. Onu bir gün "iktidarı taşlarken" görürseniz, ertesi gün mutlaka muhalefeti ezen "çizmeleri" alkışlarken görebilirsiniz. Bu onun tercihi değil, "kaderi"dir. Yani doğası, huyu suyu böyledir. Bu türün en tehlikelisi ve akıl çeleni ise "aydınlar" arasında olanlarıdır. Çünkü her iki tarafın tezlerini de bilirler. Her iki tarafın "jargonu"nu rahatlıkla kullanabilirler. Çeneleri işler, elleri kalem tutar. Bütün bunları yaparken de kendini bile inandırdığı bir "tarafsızlığı" veya "bilimsel" bakış açısını kullanırlar. Aslında kendi de bilmez ne söylediğini. Çünkü onu belirleyen, tümüyle "rüzgârın yönüdür".

Bütün bu değerlendirmeleri yapmamızın sebebi geçen hafta Radikal İki'de çıkan ve Ankara'ya Ekim 2007'den beri, "ha aktı, ha akacak!" denen Kızılırmak suyuna ilişkin bir değerlendirmedir. Yazıda ileri sürülen teze göre, "Ankara'ya gelecek Kızılırmak suyu, 'zor köpürerek' çamaşıra zarar verebilirmiş; içme suyu olarak yumuşatılamazmış; boru şebekesini kısa sürede tıkayabilir; ciltte, saçta lekeler yapabilirmiş; sebze ve et yemekleri kolay kolay pişmez, metalik ve acı bir tadı olurmuş, tuzlu olduğunda diyabet hastaları hiç tuz kullanmasa da olumsuz etkilenirmiş (yani böbrekleri daha kısa sürede iflas eder demek istiyor), ishal olayları artarmış, ancak zamanla (Kaç çocuk ve bebek ölümünden sonra? Yazar bunu açıklamamış) bu etkisi azalırmış'.

Ama bu durumun "zehirli, öldürücü, kanserojen, mutajen" gibi abartılı sonuçlara yol açması beklenmemeliymiş! Abartılı sonuçları iddia eden "zındık ve münafıkların(!)" kim olduğunu merak eden okuyucu, www.tudef.org.tr sitesine bakıp, bunları tanıyabilir demeyi unutmuş saygıdeğer bilim adamımız.

Aynı bilim adamamız, suyun "anayasasını" yazmış biridir. "Su eylemleri" sırasında yazdığı anayasasında; İçme kullanma suyu standartları bir bütün olup, bir tek değer
veya özelliğin bile uymaması, o suyu 'içilemez' niteliğe düşürür. Bu sular, 365 gün boyunca bir saniyeliğine bile olsa standartlarda izin verilen en düşük kalite değerlerinin altına düşemezler. Hiçbir su kaynağı, 'içilemez' kaydı düşülerek, kamuya sunulamaz vb şeyler diyordu. Anayasasının kanunları çabuk değişmiş.(!) Gelelim şimdi yıllarca DSİ tarafından izlenmiş, kaydı tutulmuş, projesi çizilmiş, finansmanı bulunmuş, ama Melih Gökçek tarafından "ihalesini ben yapmayacaksam olmaz" denilerek reddedilmiş Gerede projesi ve Kızılırmak suyuna. (9 Mart 2004 Melih Gökçek imzalı ASKİ ret yazısı)

Kızılırmak projesi planlama ve inşaat açısından yanlıştır ve keyfidir. Çünkü, Ankara'nın ilk içme suyu Master Plan Raporu DSİ'ce 1968'de yapıldı ve Ankara'nın 2020 yılına kadar olan uzun vadeli su temin programı ortaya konuldu. Bu plan çerçevesinde yapılması gereken tesislerden; Çamlıdere Barajı Eğrekkaya Barajı, Akyar Barajı işletmeye alınmış bulunuyor. Ancak Çamlıdere Barajı'nı besleyen Gerede sistemi (Işıklı+ Körler Regülatörleri-İsale Hatları vb.) 2003 yılı itibariyle bitirilmesi gerekirken yapılmadı. Çünkü ASKİ'nin tüketiciden topladığı para, Gökçek tarafından şehir içi otoyol, köprü, şelale, sünnet düğünü, alternatif Ulusal bayram kutlamalarına harcandı.
Çamlıdere Barajı'nı besleyen Gerede ile ilgili DSİ tarafından alternatifli araştırmalar yapıldı. Ankara'ya yılda 289.000.000,00 m3 su sağlayacak proje 1. aşamasının maliyeti yaklaşık 238.000.000.00 dolar. Oysa Gökçek'in şehir içi otoyol, köprü yapımına yasadışı harcadığı para 350.000.000 dolar. Grede projesini öneren DSİ; Kızılırmak alternatifini 2050 yılına ertelendi. Gerekçesini ise, "Ekonomik ve teknik şartların yanında ve Kızılırmak havzasındaki kirlenmeye yol açan etkenlerin zaman içerisinde denetim altına alınacağı ümidi gibi faktörler" olarak raporunda belirtti.

Kızılırmak suyu "içme suyu kriterleri açısından" tehlikelidir. Çünkü, Kızılırmak suyunun "zehirli" olduğunu yalnız biz söylemiyoruz. Ankara dergisinin 137. sayısında, Kızılırmak suyunu arıtamayacaklarını itiraf eden ASKİ eski Genel Müdürü İhsan Fincan, "Biz Kızılırmak suyunu karıştırarak vereceğiz" diyor. Aynı dergide, Kızılırmak suyundaki sülfat litrede 300-330 miligram deniliyor. Sülfat zehirdir. Kızılırmak suyunda bulunan sülfat oranı 336,8 mlgr/L'dir. Oysa Sağlık Bakanlığı standardlarına göre; 1. kalite suda bulunması gereken sülfat oranı 25mg/L. Halihazırda Ankara suyundaki sülfat oranı 21 mg/L, klorür ise 8 mg/L olup, Kızılırmak suyunda 239 mg/L dir. Fazla klorür kanser yapıcıdır. Mevcut sudaki sertlik oranı 8,5'tir. Kızılırmak suyunda ise sertlik oranı 45,4'tür. Standardı ise 6,5 ile 8,5 arasındadır. Kızılırmak suyunda bakır, flor, kurşun, arsenik, alüminyum vb. ağır metaller vardır.

DSİ Genel Müdürlüğü'nün 2005 yılında yayımladığı ve Kızılırmak üzerinde kurulu bulunan "Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Gölleri ve Havzalarında Kirlilik Araştırması" raporunun "Tartışma ve Sonuçlar" bölümünde şöyle deniliyor: "Kızılırmak suyu, II. sınıf su kalitesindedir. (s. 191) Kirlilik araştırmaları kapsamında bölge halkında görülen rahatsızlıklar doğrultusunda (epidemi esas alınarak) belirlenen mikroorganizmalar ve içme suyu kirlilik parametrelerinde belirtilen indikatör mikroorganizmalar incelendi, baraj göllerinin bakteriyolojik açıdan kıta içi II. sınıf su kalitesinde olduğu ve içme suyu olarak kullanılamayacağı belirlendi (s. 199). Mikrobiyolojik ölçüm sonuçları da Hirfanlı ve Kesikköprü barajları sularının bakteriyolojik açıdan kıta içi II. sınıf su kalitesinde olduğu ve içmesuyu olarak kullanılamayacağını gösteriyor (s. 213)".

Bütün bu gerçekler ortada iken, hâlâ bilim, insanlık ve tarafsızlık adına, "Abartmayın canım, su sağlıklı, yatırım doğru ve normal" diyecek kim var? Türkiye küçük burjuvazisinin, bugünlerde su sınavından sınıfta kaldığını söylemek, abartılı bir yargı olmayacaktır.

Radikal İki
Aliİ ÇETİN: TÜDEF (Tüketici Dernekleri Federasyonu) Genel Başkanı

http://www.yapi.com.tr/haberler/kucuk-burjuvanin-gucle-imtihani_59466.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!