Sadece kişisel tarihimin yok edilmesine değil tepkim.
Evet, Fatih’teki okulda, okuduğum yedi yıl boyunca ‘çevrenin’ tepkisini,
baskısını hep hissettik. Fatih-Draman gibi tarikatlarca ‘yalıtılmış’ bir yerde,
yatılı kızlı-erkekli öğrencilere eğitim veren, üstüne üstlük Türkiye
Cumhuriyeti’ne, Atatürk İlke ve Devrimleri’ne ve özellikle laiklik ilkesine
bağlı nesiller yetiştiren okul, ‘o çevreler’ için bir ‘fuhuş yuvası’ydı.
Galatasaray Lisesi, Osmanlı’ya devlet adamı yetiştirmesi
için kurulmuştu. Darüşşafaka yani ‘şefkat yuvası’ için de
Ziya Paşa, Abdülhamid’e şunu önermiş: “Çok
savaş yaşıyoruz, yetim kalan çocuklardan fakir ama zeki olanlara devletimizde
görev alabilecek eğitimi verelim.”
1873 yılından beri varlığını sürdüren Darüşşafaka,
Cumhuriyet ile birlikte ‘aydın gençler’ yetiştirme ilkesini benimsedi. Başka
örneği var mıdır bilmiyorum: Osmanlı’da okulun doğal başkanı ‘sadrazam’dı,
Cumhuriyet ile birlikte ‘başbakan’. Darüşşafaka Cemiyeti Doğal Başkanı, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan döneminde, okulun eski yeri Fatih’teki
binaları imam-hatip olmasına karar verildi.
Nereden nereye gelindiğini anlatayım: Maslak’taki modern kampüse taşınınca,
eski binaların bulunduğu alan Ziraat Bankası tarafından
‘Bankacılık Yüksek Okulu’ yapılmak üzere 1993’te yaklaşık 10
milyon dolara satın alındı. Yüksek okul yapılamadı, Ziraat Bankası’nca uzun
yıllar arşiv ve depo olarak kullanıldı. Sonra Ziraat Bankası, kullanmadığı bu
alanı Milli Emlak’a devretti. Oradan Hazine’ye
bağışlandı. Hazine de, iki yıl kadar önce Milli Eğitim
Bakanlığı‘nın kullanımına verdi.Ülkemizde okul ihtiyacı olduğu için,
Milli Eğitim Bakanlığı başvuruları değerlendirdi ve başvurular arasında
İLİM YAYMA CEMİYETİ’ni seçti.
Hüseyin Çelik’in Milli Eğitim Bakanlığı döneminde de, geçen
yıl İlim Yayma Cemiyeti’nin burayı Fatih Sultan Mehmet İmam Hatip
Okulu yapılmasına onay verildi. Bakanlık müdür atadı, bizim eski
yatakhanelerin yerine ‘yurt’ hizmeti verme amacıyla da İlim Yayma Cemiyeti yurt
müdürünü belirledi. Tabii ki fark var, burası sadece erkek öğrenciler için
imamhatip olacak.
Bir tarih yok ediliyor. Darüşşafaka Maslak’ta eğitimine devam ediyor ama
Darüşşafaka adı Fatih’ten siliniyor. Okulun önündeki Darüşşafaka Caddesi’nin
ismi şimdilik kalıyor. Sadece benim, bizim değil bir Cumhuriyet tarihi yok
ediliyor. Darüşşafaka’nın binası kendi kaderine bırakılmalı mıydı? Elbette
hayır. Okul olmalıydı.
Dev Atatürk panosu
İstanbullular bilir, Fatih’teki bizim Darüşşafaka’nın 15’e 25 metre
büyüklüğünde dev bir Atatürk panosu var-dı. Gündüz de, ışıklandırıldığı için
gece de tüm Galata, Beyoğlu, Haliç’ten görülürdü. Şimdi hali içler acısı. Demir
konstrüksiyon paslanmış, elektrik sistemi çoktan yok olmuş.
Sadece Atatürk panosu mu? 1873 yılında yapılan, 1874’te eğitime hizmet
vermeye başlayan tarihi bina birinci derecede tarihi eser. Özelliği açısından
Topkapı Sarayı’ndan farkı yok. Dahası 2 bin 800 metrekarelik taban alanlı, dört
katlı kâgir-ahşap bina büyüklük açısından Türkiye için nadir tarihi eserlerden.
Galatasaray’ın Beyoğlu’ndaki tarihi binası cemiyetince baştacı ediliyor. Bizim
tarihi bina İlim Yayma Cemiyeti’nin insafına bırakılıyor. Bitmedi. Tarihi
binanın hemen yanındaki ‘L’ şeklindeki bina ANITKABİR’in mimarlarından Emin
Onat’ın imzasını taşıyor.
İmam ihraç edecek
Darüşşafaka’nın Fatih’teki tarihi eser binasıyla birlikte biri 1953 yılında
Emin Onat‘ın imzasını taşıyan ve bir başkası da 1973’te inşa edilmiş üç binanın
olduğu kampüsü ‘imam-hatip’ olarak kullanacak İlim Yayma Cemiyeti, yüzde 30’u
Türkiye’den yüzde 70’i diğer Müslüman ülkelerden çocukları alıp, burada
eğitecekmiş. Türkçe, İngilizce, Arapça ve Farsça dillerinde eğitim yapılacak ve
mezunlar da yurtdışında imam olarak görev alacakmış. Başbakan Erdoğan‘ın (ki
kısa bir arşiv taramasında İlim Yayma Cemiyeti ile birlikte epey haber olduğunu
gördüm, yarın bu konuya devam ederiz. Nitekim mevcut Milli Eğitim Bakanı Nimet
Çubukçu‘dan önce bu görevde olan Hüseyin Çelik onca başvuru arasında, okulun
yerini İlim Yayma Cemiyeti’ne verilmesini tercih etmiş.) desteğiyle birlikte
İlim Yayma Cemiyeti, eğitime başlamak için gerekli onarım-inşaat için çoktan
geri sayıma geçmiş.
Ziraat: Masraflı olurdu
Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar’a sordum,
‘bankanın mülkiyetindeki Darüşşafaka yerinin niye devredildiğini.’ Şöyle cevap
verdi: “Sadece Darüşşafaka değil, benzer birkaç gayrimenkul daha vardı. Satışa
sunmamıza rağmen, alıcı bulamıyordu. Vergi avantajı açısından, Milli Emlak’a
devredip, aktiften çıkardık.” Can Akın Çağlar şunları da söyledi:
“Burasının bankacılık yüksek okulu yapılması doğru bir karar değildi.
Bankanın merkezi Ankara’dayken, İstanbul’da okul olmaz. Hem sırf ana yapıyı
korumak için 10 milyon TL gerekiyordu. Sadece korumak için, kullanıma yönelik
bile değil.”
|