ızılay’da Yüksel Caddesi ile Konur
Sokak’ın kesiştiği noktada bulunan Mülkiyeliler Birliği Vakfı
binasının, yönetimi tarafından yıkılarak yeniden yapılmak istenmesi
tartışma yarattı. Mülkiyeliler Birliği Başkanı Ali Çolak,
binaların 1971 yılında vakfa devredilirken, içerisinde toplantı, okuma ve
konferans salonları, kütüphane ve Mülkiye Müzesi gibi sosyal alanda proje
yapılmasının istendiğini belirtti. 1978’de Vedat Dalokay’a bir
proje yaptırıldığını ancak finansman güçlüğü nedeniyle bunun hayata
geçirilemediğini söyleyen Çolak, daha sonraki dönemlerde her yönetimin buna “el
attığını” ancak “bunu yarım bıraktığını” kaydetti. Çolak, o dönemlerde binalarla
sürekli oynandığını ve bir yerinin yıkılırken bir yerinin yapıldığını dile
getirdi. Üç yıl önce de mekân ihtiyacının karşılanması konusunda bir
zorunluluğun ortaya çıktığını anlatan Çolak, şöyle konuştu:
“Bu
kendiliğinden ortaya çıkmadı. Birliğin sosyal ve kültürel olarak yeniden
yapılandırılması gerekliydi. 1971 yılında tespit edilmiş ihtiyaçların artık
ertelene ertelene çözülemeyeceği açığa çıkmıştı. Gerekli incelemeleri yaptık.
Binaların mevcut haliyle sorunun çözülemeyeceğini belirledik. Amacımız mekân
kazanmak iken binaların korunması halinde kazanmanın ötesinde mekânların
kaybedildiğini gördük. Çünkü ana bina dört ayrı bloktan oluşuyor. Bu 4 bloğun
ikisinin yıkılması gerekiyor. Çünkü bunlar kaçak bölümler. Üstlerindeki sonradan
ilave edilmiş katların yıkılması gerekiyor. Binanın o şekilde güçlendirilmesi
gerekiyor. Otel bloğunda da otopark problemi nedeniyle bunun fiilen yapılamaması
gibi bir durum var. Dolayısıyla herhangi bir şekilde otel bloğu için tadilat
veya güçlendirme imkânsız.”
Çolak, proje
kapsamında, bodrum katının konferans, tiyatro ve sergi salonu olacağını, giriş
katı ile bahçe ve birinci katın mevcut haliyle korunacağını dile getirerek,
kalan son üç katta, okuma, dinlenme, konferans ve toplantı salonları, kütüphane
ve yönetim bürolarından olacağını ifade etti. Başkan Çolak, “Burası rant
merkezine, bir lokanta ve otel işletmeciliğine dönüşmüş. Burayı sosyal ve
kültürel anlamda yeniden yapılandırıyoruz. Rant eksenli değil, tam tersine
ranttan bir kaçış söz konusudur. Sosyalliğe, kültüre dönüş söz konusudur” diye
konuştu. Binanın yıkılmasıyla buradaki anıların yok olacağı yönündeki
eleştirilere de yanıt veren Çolak, şunları kaydetti.
“Aydınlar
Dilekçesi’nin yazıldığı oda diye bir rivayet ortaya atıldı. Böyle bir oda yok.
Bu tartışmaların başladığı oda da şu an restoran. Bu oda restoran hale
getirildiği zaman neden hiç kimse itiraz etmedi... 1993 yılında Çarşamba
Söyleşileri’nin yapıldığı Tuzcuoğlu Konferans Salonu yıkılıp yerine otel
yapılırken, anıları varsa niye buraya sahip çıkmadılar... Sadece geçmiş
anılarımızla avunmak durumunda değiliz. Kendimize, ilerici, çağdaş olma, toplumu
modernleştirme gibi misyonları yüklüyorsak bu toplumun daha kat edeceği çok
mesafe var. Daha yazacağı çok aydınlar dilekçesi var. Bunların yeniden daha
güçlü üretilmesine herkes destek vermeli.”
‘Genel kuruldan
kaçırılıyor’
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Öğretim Elemanı ve eski Mülkiye Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Dr. Serdar
Şahinkaya ise bu yıkıma karşı çıkıyor. Mülkiyeliler Birliği’nin, sadece
Mülkiyeliler için değil, Mülkiyeli olmayan pek çok aydın için de hatıralarıyla
sevip saygı duydukları bir yer olduğunu dile getiren Şahinkaya, şunları
kaydetti:
“2010 yılı Mart
ayında yapılacak genel kuruldan önce binalarımızı mutlaka yıkmak niyetinde olan
yönetim, bu iş için hukuka ve Mülkiye geleneklerine aykırı davranmaktan
çekinmemekte ve bu kadar önemli bir konuyu genel kuruldan ısrarla kaçırmaktadır.
Mülkiye topluluğu tarafından onaylanması mümkün olmayan böyle bir yönetim
anlayışı sonucunda vakfımıza ait mal varlıkları ciddi bir tehdit altında ve
kaybedilme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Öncelikle bu tehlikeden kurtulmak ve
bizlere emanet edilen binalarımıza hep birlikte sahip çıkmak için tüm
üyelerimizi göreve çağırıyoruz.”
Şahinkaya, binanın katılımcı bir süreç
dahilinde “Nasıl bir Mülkiyeliler Birliği binası” sorusunun doğru olarak
yanıtlanarak somut ihtiyaçlarına göre mevcut binaların korunarak içlerinin
yeniden düzenlenmesinin gerektiğini belirtti.
|