ABD mortgage piyasasındaki zararını tarımsal emtia piyasasında
yüklü pozisyonlar alarak kapamaya çalışan spekülatör yatırımcılar gıda
fiyatlarının tavan yapmasına neden oldu. Şimdi de çelik, bakır, çinko gibi
sanayi emtiası piyasasına yapılan yatırımlar büyük sanayicilerin gözü gibi
sakındıkları projelerinden bile vazgeçmelerine neden olmaya başladı.
ABD dolarının kan kaybı ile başlayan alternatif yatırım
arayışında iyice şişen hammadde fiyatları dev çelik şirketlerinin maliyetlerinin
bir anda katlanmasına neden oldu. Her sene maden şirketleri ile çelik devleri
arasında karşılıklı görüşmelerle ayarlanan ve geçen sene yüzde 65 olarak kabul
edilen demir cevheri fiyatlarındaki artış bu sene yüzde 71 olarak kabul edildi.
Çelik üretiminde demir cevheri dışında kullanılan kok kömürü ve levha çelik
fiyatları ise neredeyse ikiye katlandı. Aralarında geçen sene birleşerek
dünyanın en büyük çelik şirketi olan ArcelorMittal'in de bulunduğu çelik
şirketleri artan maliyetlerinin çaresini müşterilerine yansıtmakta buldu. Hal
böyle olunca son 6 ay içinde küresel çelik fiyatları yüzde 40 ila yüzde 50
arasında yükseldi. Çeliğin ton başına fiyatı küresel krizin başlaması sonrası
120 euroya kadar çıkınca ise gemicilikten, petrol ve doğalgaz aramalarına kadar
Türkiye'den Çin'e, ABD'den Venezüella'ya dünya çapında bir çok proje bir bir
iptal edilmeye başlandı.
Köprü ve ev inşaatları bile iptal
ediliyor
Türkiye'de inşaatçılar çelik üreticilerinin fiyatlarında
indirime gitmesi için 8 şehirde birden 15 günlük eyleme hazırlanıyor.
Hindistan'da ise yüksek çelik maliyetleri yüzünden hükümetin en önemli
projelerinden olan bir köprünün inşaatı iptal edildi. Hintli müteahhitler ise
ana girdileri olan çeliğin giderek pahalanması karşısında düşük gelirliler için
yapılan konut inşaatlarını iptal etmeye ya da ertelemeye başladı. Hintli
müteahhitlet hükümetten çelik fiyatlarının önümüzdeki 3 ay içinde dondurulmasını
talep ederken, Venezüella'da Chavez hükümeti çelik fiyatlarını kontrol altına
alabilmek için ülkenin en büyük çelik üreticisini kamulaştırdı ve çeliğin
yurtdışına satışına da sınırlama getirdi. ABD'li petrol şirketleri ise artan
çelik fiyatları yüzünden petrol arama çalışmalarının riske girmesinden
yakınıyor.
Aralarında Güney Koreli Daewoo gibi gemicilik sektörü
liderlerinin, NTCH gibi cep telefonu operatörlerinin ve RoyalDutchShell gibi
petrol devlerinin de bulunduğu bir grup şirket projelerini iptal etmeye
başlayanlar arasında gösteriliyor. Hammaddede küresel arzın giderek düştüğü bir
dönemde ABD'de yaşanan mortgage krizi sonrası küresel yatırımcının değişen risk
algısı zaten emtiaya olan talebi artırmıştı. Üzerine Çin, Hindistan ve diğer
gelişmekte olan piyasalarda yaşanan hızlı sanayileşme süreci eklenince hem demir
cevheri gibi hammddelerin hem de çeliğin fiyatındaki patlamalar kaçınılmaz
oldu.
Çeliği ucuza üretmek için nikeli
azalttılar
The Wall Street Journal'a göre bu çelik fiyatlarının henüz zirve
yapmamış hali. Hatta dünyanın en büyük çelik üreticisi olan ArcelorMittal'in
CEO'su Lakhsmi Mittal bir konferansta "Çelik fiyatları henüz zirve yapmadı,
gördüğümüz şey sadece artan maliyetlerin her ay çelik fiyatlarına yansımasından
ibaret" açıklaması ile dikkat çekmiş, küresel çelik fiyatlarının daha da
artacağı beklentilerini artırmıştı. Küresel çelik piyasasını tekel sayılabilecek
kadar belli başlı dev şirketlerin yönetiyor olması ise havacılık sektöründen,
inşaata, gemicilikten telekomünikasyona kadar bir çok sektörden müşterinin
pazarlık gücünü kısıtlıyor. ArcelorMittal Avrupa'daki satışlarını demir cevheri,
enerji ve ulaştırma maliyetlerini sebep göstererek yüzde 20 artırdı ve ton
başına 120 euroya kadar yükseldi.
Çelik şirketleri de kısa vadede kârlı gibi görünseler de bu
durumdan rahatsız. The Wall Street Journal'ın haberine göre yüksek fiyatlarının
satışlarını olumsuz etkilemesinden korkan çelikçiler kendi içlerinde yeni
önlemler almaya başladı. Bir çoğu maden şirketlerinden demir cevheri satın almak
yerine kendileri demir cevheri madenlerini almaya ve işletmeye başladı. Nippon
Steel gibi Japon çelikçiler bu ay maliyet kesintilerinde gaza basacaklarını,
hatta işten çıkarmalara bile gideceklerini duyurdu. Bazı çelik şirketleri ise
ürettikleri çeliği nasıl daha ucuza mal edebilecekleri ve müşterilerinin
alüminyum ya da plastik gibi daha ucuz ikame mallara kaymasını nasıl
engelleyebilecekleri üzerine kafa yoruyor. Finlandiyalı üretici Outokumpu artık
çelik üretirken daha ucuza mal olması için daha az nikel kullanıyor. Şirketler
dışında hükümetler de ihracat yasakları ile çeliğin iç piyasadaki fiyatını sabit
tutmaya çalışıyor. Ancak uzmanlara göre tüm bu önlemler etkisini gösterene kadar
çelik fiyatları yüksek kalmaya devam edecek.
Sektörlere etkisi
İnşaat bir ay sonra zorlanacak
Fiyat artışlarından olumsuz etkilenen sektörlerin başında gelen
inşaatta, en çok kullanılan yuvarlak ve çekme demirlerde ekimden itibaren ton
başına yüzde 110'a varan oranlarda artışlar oldu. Fiyat artışlarının durmaması
ya da zararlarının giderilmemesi, birçok müteahhit, inşaat malzemeleri
tedarikçisi ve taşeronu düşündürmeye başladı. "Bu bir afettir" diyerek inşaat,
otomotiv ve beyaz eşya sektörleri için acil önlem alınması uyarısında bulunan
Türk Mühendisler Birliği Başkanı Bülent Gürsoy, "Kimse farkında değil ama
tahminen bir ay sonra inşaat başta olmak üzere otomotiv ve beyaz eşya
sektörlerinde felaketler olacak. İnşaatta kullanılan yuvarlak ve çekme olarak
tabir edilen demirlerde ekimden itibaren ton başına yüzde 110'e varan oranlarda
artış var. Beş blok bina yapmak için 5 milyon YTL'lik demire ihtiyacınız varsa,
şu anda bu demire 11 milyon YTL ödüyorsunuz. Bu demirleri satmaya bile kalksanız
kimse almaz" dedi.
Otomotive haziran sonrası yansır
Ağırlıklı stokla çalışan ve yılın ikinci büyük alımını haziranda
yapacak olan otomotiv sektörünün, fiyat artışından kaynaklanan sorunları yaz
aylarında hissetmeye başlaması bekleniyor. Ege Otomotiv Derneği Genel Sekreteri
Kasım Gündüz, sektörün endişeli bir bekleyişte olduğunu belirterek şöyle
konuştu: "Şu an kapasite düşüşü yok ama asıl acısı haziran-temmuz sonrası
çıkacak. Sektörde yan sanayici daha çok AB'ye ihracat yapıyor. Rakibimiz Çin,
Hindistan ve Mısır'ın ise demir üreticileri ile sabit fiyatlarda 10 yıllık
anlaşmalar yaptığını duyuyoruz. İçerde Erdemir gibi işletmelerden alım yapamayan
bazı yerli firmalar, yurtdışından ucuz hammadde ithal ediyor. Bu da yerli ara
malı üreticisini vuruyor. Çok kısa sürede otomotivde sacın ve metalin
kullanıldığı yürüyen aksam ve kaporta imalatı yapan 30-40 bin civarında firmada
büyük sıkıntı olacak. Sektörün ortalama 2-3 milyon kişiye istihdam sağladığı
düşünülürse, uzun vadede istihdamda nasıl bir sıkıntı yaratacağı da ortaya
çıkar."
Vestel nihai ürün fiyatını yüzde 3
artırdı
Beyaz eşya sektörünün en temel hammaddesi sac fiyatları ise son
altı ayda ton başına yüzde 70 arttı. Bu durum nihai ürün fiyatlarına da yansıdı.
Vestel İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül, sacın beyaz eşya üretiminin en temel
hammaddesi olduğunu belirterek şunları söyledi: "Beyaz eşya üretiminde sac
herşey demek. En temel hammadde olan sactaki bu fiyat artışı, maliyetlere de
yansıyor. Bunun da nihai ürün fiyatlarına yansımaması kaçınılmaz. Biz de bir
süredir fiyatlarda ufak ufak artışlar yaptık. Beyaz eşya ürün fiyatlarında yüzde
2-3 oranında artışlar uygulamaya başladık. Burada önemli olan bir diğer nokta
da, tüketicinin bu artışları nasıl karşılayacağı. İleride tüketim talebinde de
bir daralma olabilir. Şu an için bir sorun yok ama sonra ne olur
bilemem."
|