Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

"Rehberin En Önemli Katkısı, Kapalı Site Fikrini Kırmak Oldu"

Bir çırpıda sıralanabilecek onlarca yanlışlık ve mağduriyete rağmen, Fikirtepe'nin dağarcığımıza eklediği olumlu girişimler de yok değil. Nef ve Kentsel Strateji tarafından kurulan Kentsel Vizyon Platformu tarafından hazırlanan Fikirtepe Kentsel Tasarım Rehberi de bunun örneklerinden biri. Sıla Akalp ile Fikirtepe'yi ve rehberi konuştuk.

1 "Rehberin En Önemli Katkısı, Kapalı Site Fikrini Kırmak Oldu" Sıla Akalp

Yerel bir yayın olan Fikirtepe Haber'in 30 Kasım'da attığı başlıklardan biri 'Dönüşüm Sancısı, Fikirtepe'ye Kış Geri Döndü!'ydü. Kadıköy Belediye başkanı Aykurt Nuhoğlu, Fikirtepe ve Çevresi Kentsel Dönüşüm Dernek Başkanı Yasin Bektaş, Dumlupınar Mahalle Muhtarı Ahmet Gediz, Fikirtepe Mahalle Muhtarı Halil Erdoğan'ın güncel değerlendirmelerine yer verilen haber; başlangıçta bir umut olan Fikirtepe'nin nasıl bir yılgınlığa dönüştüğünün de bir özetiydi.

Ancak bir çırpıda sıralanabilecek onlarca yanlışlık ve mağduriyete rağmen, Fikirtepe'nin dağarcığımıza eklediği olumlu girişimler de yok değil. Nef ve Kentsel Strateji tarafından kurulan Kentsel Vizyon Platformu tarafından hazırlanan Fikirtepe Kentsel Tasarım Rehberi de bunun örneklerinden biri. Fikirtepe’nin geleceği için ‘vizyon planı, mahalle tasarımı, rehber, çapraz finansman yöntemi ve yoğunlaşma odakları’ önerilerinin dile getirildiği bir gazete röportajıyla ilk adımları atılan rehberin sürece en önemli katkısı; yatırımcıların kapalı site fikrini kırmak ve onları, tüm yayaların dolaşımına açık olan geçirgen bir yapı tipolojisinin daha iyi bir yatırım aracı olduğu, daha iyi bir kentsel çevre yarattığına ikna etmek olmuş.

Kentsel Vizyon Platformu koordinatörü ve Kentsel Strateji ortaklarından şehir plancısı Sıla Akalp, bugün Fikirtepelilerin de sahiplendiği rehber için, "Yatırımcılar ve dernek ile yaptığımız toplantılar, bu tür çalışmalara başlamadan önce tasarım rehberlerinin hazırlanmasının gerekliliğinin anlaşılmasını sağladı. Rehber fikri ve tasarım yaklaşımı algılandı" diyor.

Fikirtepe Kentsel Tasarım Rehberi’ni ortaya çıkaran süreç nasıl başladı?

Fikirtepe’nin 2005 yılında hazırlanan nazım imar planında ‘özel proje alanı’ olarak belirlenmesiyle başlayan süreç, 9 yıldır çeşitli aktörler tarafından yürütülmeye ve yönetilmeye çalışılıyor. Sonraki planlarda ‘kentsel dönüşüm alanı’ ve en son ‘riskli alan’ olarak tanımlansa da, planın içeriği ve Fikirtepe’nin geleceği pek de değişmiyor.

A. Faruk Göksu ile birlikte İstanbul’a karşı sorumluluk hisseden şehir plancıları olarak, dışarıdan ve yetkisiz de olsak, yapıcı eleştiriler ve öneriler geliştirerek planda gördüğümüz sorunlara çözüm bulmaya çalıştık.

Nef ve Kentsel Strateji tarafından kurulan Kentsel Vizyon Platformu olarak, ‘Kentsel Tasarım Rehberi’ çalışması hazırlamak için gönüllü olarak yer almamız, Fikirtepe’nin geleceği için ‘vizyon planı, mahalle tasarımı, rehber, çapraz finansman yöntemi ve yoğunlaşma odakları’ önerileri geliştirdiğimiz bir gazete röportajıyla başladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın talebiyle, sorunların çözülmesi için ne yapılabileceği konusunda çalışma yapmaya başladık.


Bu sırada Fikirtepe projesi ne aşamadaydı?

2013’ten, yani geçen yıldan bahsediyoruz. Projenin ilk gündeme gelmesinin üzerinden 8 yıl geçmiş, yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda ve yatırımcılar ile Fikirtepeliler ada bazında görüşmeler yapmaktaydı. Bazı adalar yatırımcılarla yazılı ya da sözlü olarak anlaşmış, kira yardımı alanlar ya da alamayanların yanısıra kiracıların çoğu, sürecin belirsizliği nedeniyle evlerini boşaltmıştı. 4,14 emsal geçerliydi. Yatırımcıların ise çoğu mimari ekipler ile ada bazında tasarım çalışmalarını tamamlamış ya da devam etmekteydi. Mimari ofislerin ise birbirlerinin projelerinden haberi yoktu.

Nasıl bir yetki verildi size?

Bakanlığın İstanbul’daki Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü ile birlikte bu çalışmayı başlattık; hukuki bir karşılığı olmasa da, sözlü olarak bir yetki verilmiş oldu bize. Plana ilişkin yaptığımız öneriler, farklılaşan karakter bölgelerinin tanımlanması, ulaşım sisteminin iyileştirilmesi, yeşil ve kamusal alanların arttırılması, mahallenin can damarı olan yeşil bir merkez yaratılması ve yapılar arasında uyum sağlanmasına ilişkin bir kodlamaydı.

Bir şehir plancısı olarak Fikirtepe planlarına baktığınız zaman ne gördünüz?

Öncelikle, ‘imar planlaması’ yaklaşımı ile hazırlanan bu planın günümüzde geçerliliği yok. İstanbul metropolünün merkezindeki, alt ve üst yapısı çarpık, çok sayıda aktörün aktif yer aldığı; hepsinden de önemlisi, yaklaşık 40 bin kişinin yaşadığı bu alanı imar planlama yaklaşımıyla dönüştürmek yerine, yaşamları da dikkate alarak, proje yönetimi yaklaşımı ile iyileştirmek gerekli.
 
İkinci temel sorun, aşırı yoğunluk. Bugün Fikirtepe’nin emsali yaklaşık 1,8. Yolların, adaların ve mahallenin taşıma kapasitesi tartışılmadan, Kadıköy’ün mevcut emsali olan 2,07 iki katına çıkartılarak 4,14 emsal hesaplanmış. Biz buna ‘emsalsiz emsal’ diyoruz. Çünkü Fikirtepe’nin örnek bir kentsel dönüşüm projesi olması amaçlanarak, piyasa şartlarında kendiliğinden dönüşebilmesi için verilmişti bu yoğunluk.

Bu emsalle nüfus 140 bine çıkıyor. Bu nüfusun ihtiyaç duyacağı kamusal ve yeşil alan, altyapı, ulaşım sistemi ve Fikirtepe’nin E5’e ve Kadıköy’e nasıl bağlanacağı soruları sorulmalı.

Üçüncü konu, planda belirtilen kullanımların türleri. İmar planında yalnızca Hasanpaşa ve Göztepe kavşağı çevresi ticari alan olarak görünse de, plan notları ile 61 yapı adasının tamamında birer tane alışveriş merkezi inşa etmek mümkün. Değil Fikirtepe’nin, İstanbul’un bu kadar alışveriş merkezini kaldırma kapasitesi var mı?

Dördüncü sorun ise donatı alanlarının dağılımı. Her yapı adasının yüzde 25’inin donatı alanı olması zorunlu. Mimari projelerin neredeyse tamamı donatı alanını havuzlu yeşil alanlar olarak tasarlamış, çevresini yapılarla çevreleyerek, erişilmez hale getirmişti. Okul, sağlık, ibadet alanı gibi ihtiyaçları kim karşılayacak? Ya da hangi yatırımcı hangi donatı alanını yapacak?  

Yapı tipolojileri arasında uyum olmaması konusu da var. Kapalı site olarak tasarlanan adalarda genel yapı tipolojisi, ticari baza ve 3 kuleydi. Kadıköy gibi apartman tipolojisinin olduğu alanda, hem çevredeki yapı tipolojileri ile hem de yeni yapılar arasında uyum konusu tartışılmalı. Yüksek topografya ve İstanbul’un ilk yerleşim alanı olması da diğer gerçekler.

Bu farkındalık size nasıl bir zemin sundu, rehber nasıl hazırlandı?

Öncelikle, rehberi hazırlarken imar planını değiştirme şansımız yoktu. Ada bazında mimari projeler ise neredeyse tamamlanmıştı. Böyle bir ortamda rehber hazırlamak hareket alanını çok kısıtladığından, minimum müdahale ile en doğru kentsel stratejileri geliştirmeye çalıştık. Bunlar, Fikirtepe’nin kalbini oluşturmak, mahalle içinde yeşil bağlantıları kurmak, Kadıköy’le bütünleştirmek, ulaşım sistemini iyileştirmek, kamusal alan dağılımını ve türlerini belirlemek, karakter bölgelerini farklılaştırmak gibi stratejik dokunuşlardı. Kentsel tasarım ekibi ise farklı adalardaki yapılar arasında nasıl uyum sağlanacağına ilişkin tipoloji kodları yazdı.

Kentsel stratejilerin rehbere dönüştürülmesinde KCAP ofisiyle bitlikte çalıştık. Ofisin daha önceki benzer bir deneyimi, Hamburg liman bölgesindeki HafenCity dönüşüm projesi. Farklı geliştiriciler tarafından geliştirilen yapılar arasında ve kamusal alanlarda tasarım bütünlüğünün korunduğu ve tasarımın ortaklaştırıldığı, ama yatırımcıya da gerektiği kadar esneklik tanınan, master plan tasarım ve yönetim yaklaşımı açısından iyi bir proje.

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3
http://www.yapi.com.tr/haberler/rehberin-en-onemli-katkisi-kapali-site-fikrini-kirmak-oldu_126753.html

Read Comment Section
1 Yorum Yorum Yaz
  • Daha rehber hazırlamaya başlamadan önce kabul edilen bir durumdan söz ediliyor şöyleşide; "...Öncelikle, rehberi hazırlarken imar planını değiştirme şansımız yoktu. Ada bazında mimari projeler ise neredeyse tamamlanmıştı. Böyle bir ortamda rehber hazırlamak hareket alanını çok kısıtladığından, minimum müdahale ile en doğru kentsel stratejileri geliştirmeye çalıştık..." Üst ölçekli bir bakış açısına dayalı oldugu iddia edilen sözkonusu rehberde bu kabullerle gerçekten neye varılabileceği görmek için 9 yıl beklemek mi gerekliydi? Yasal bir dayanak ve sözleşme olmadan -hoş olsa, onun da bir anlamı olmayabiliyor çoğu kez- baştan her şeyi yanlış kotarılmış bir "kentsel dönüşüm" rehberinin minimum müdahale içermesi ne demektir? Bu tür bir rehberin nasıl bir yol göstericiliği olabilir ki? Son olarak tüm paydaşları için bir fiyasko olmuş 9 yıllık süreçten projeye özel olmayan ve bir rehbere yakışacak kazanımların ne olduğunu açık yüreklilikle ifade edilmesini bekler-d-im. Kolay gele cümleten. YANITLA
1 yorumdan 1 tanesi gösteriliyor. 
Yorumunuzu ekleyin
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!