Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Şangay Geleceğe Koşuyor

Çin, insanlık tarihinin en büyük kentsel dönüşüm projesini gerçekleştirme yolunda adım adım ilerliyor. Ve bu da en çok ülkenin kozmopolit kenti Şangay’da belli oluyor. Nüfusu 18 milyona varan kentin, 2020’de 25 milyon insanı barındıracağı öngörülüyor.

yapi.com.tr



br/> Çin, insanlık tarihinin en büyük kentleşme projesini gerçekleştirme yolunda adım adım ilerliyor. Ve bu da en çok ülkenin kozmopolit kenti Şangay’da belli oluyor. Nüfusu 18 milyona varan kentin, 2020’de 25 milyon insanı barındıracağı öngörülüyor.

Modernitenin kalesi olarak adlandırılan Şangay için, ulusalcı lider Chiang Kai-shek 1927'de şu yorumda bulunuyor: "Şangay’ın yükselişi ya da düşüşü yeni neslin tamamının doğumu ya da ölümü demektir” .


Çin bugün insanlık tarihinde görülen en kapsamlı şehirleşme organizasyonunu yürütüyor ve Şangay yaşadıkları yeri daha fazla para kazanma arzusu duyarak terk eden ihtiraslı köylüleri, dünyanın dört bir tarafından gelen meraklı turistleri mıknatıs gibi çekmeye devam ediyor.

Şangay kent müzesini bir kere ziyaret etmek şehrin ihtiraslı yükseliş öyküsünü anlamak için yeterli. Müzenin bütün bir katını ayırdığı kent maketine yakından bakıldığında göze çarpan çok sayıdaki transparan ya da beyaz bölgenin henüz inşa edilmemiş binaları temsil ettiği görülüyor. Bu model Şangaylı şehir plancılar tarafından 2020 yılı için öngörülen yapılaşmayı yansıtan bir model.



Şangay'ın mimarisi yıllar içinde bir çok değişiklik gösterdi. Sömürge dönemine ait batılı malikaneler, küçük, alçak evler şehirde 19. yüzyıl boyunca hüküm süren dış etkileri yansıtan yapılar olurken, 20. yüzyıldaki ulusalcı dönem boyunca Çin’e özgü bir tarzla, çok katlı, pagoda (kayaya oyulan tapınak) çatılı binalar çoğaldı. 90’ların başında Deng Xiaoping tarafından yürütülen ekonomik reforma bağlı olarak, Şangay inanılmaz bir değişim hızı gösterdi. Zhongsan yolu boyunca sıralanan ve yüzyılın ilk yarısında batının en prestijli firmalarına ev sahipliği yapan, 1950’lerde Komünist Parti kurumları tarafından kullanılan görkemli binalar, şimdi yine Çin borsasının önemli birleşenleri haline gelen batılı şirketleri ağırlıyor.

Kentin bu hızlı değişiminde coğrafi konumunun etkisi büyük. Şehrin 1843’te dış ticarete açılmasından birkaç gün sonra Şangay’a gelen İngiliz botanist Robert Fortune'un “Çin İmparatorluğu'na açılan ana kapı” olarak yorumladığı Şangay, aynı zamanda ülkenin dünyaya açılan penceresi. Bu konum, kentin mimarisinde de denizaşırı ülkelerden alınan ilhamı da açıklıyor.


Şehrin mimarisi de dışarıya doğru olan bu açıklığın ve karışık tarihinin göstergesi. Doğu ve batı mimarisinin birleştiği kentteki "shikumen" evleri, taş yapılı, teraslı binalar olma özellikleriyle batılı gelenek ve komünal Çin stilinin öne çıkanları olarak göze çarpıyor.





Bugün, Şangay’ın inşaat sektörü yine bir patlama içinde. Bu kez şehirde, kentin küresel bir finans merkezi olma özelliğine vurgu yapan, dev gökdelenler boy gösteriyor.
Bir "süper güç" olarak Çin’in ekonomik ve siyasi yükselişine odaklanan uluslararası bakış, ülkede gerçekleştirilen değişimin beklenenin çok ötesinde olduğunu kabul ediyor. Çin’deki bu emsalsiz büyüme dünya mimarisinin yıldız isimleri için önemli bir oyun alanı. Bir nevi "mimarinin vahşi batısı” olarak görülen bu akımda yer alan star mimarların yapıları her geçen gün çoğalıyor.

Yirmi yıl önce tarım alanı olan Pudong, bugün fütüristik tarzıyla Şangay'ın çehresinde yükselen binalarıyla meşhur bir bölge.

Çin 2020 yılına kadar, öngörülen büyüme kapsamında, köyden kente göçle başedebilmek için 400 yeni kent yaratmayı planlıyor. Bu plana göre 20 yıl boyunca her yıl 20 şehir inşa edilecek. Bu şehirlerin her biri farklı bir mimari anlayışla yapılacak. Şangay’da yapımına beş yıl önce karar verilen plan uyarınca, ulaşım altyapısının yetersizliğine rağmen 9 yeni uydukentin yapımı ise sürüyor.

Çin’in şehirlerini değiştiren inşaat patlamasının kurbanları yerliler oluyor. İsviçre kökenli sivil toplum organizasyonu “The Center on Housing Rights and Evictions” Çin hükümetinin geçtiğimiz 10 yıl içinde 3. 7 milyon kişiyi tahliye etttiğini söylüyor. Bu mecburi tahliyelerin çoğu Çin’in yeni ekonomisinin sembolü Şangay’da gerçekleşiyor. Resmi rakamlara göre 1991 ve 2003 yılları arasında, neredeyse 1 milyon Şangaylı ev sahibi ev değiştirmiş. Şangay’ın ünlü limanı Bund yakınlarında bu değişim kolaylıkla izlenebiliyor.


Çin’in en renkli şehri Şangay'ın dönüşüm olarak da algılanabilecek değişim süreci: ümit, korku, ihtiras ve nostaljiden beslenen edebiyatına da yansıyor.
Avustralya'da yaşayan ödüllü yazar Brian Castro da Şangay’dan ilham alan yazarlardan biri. Castro, otobiyografik özellikler taşıyan romanı Şangay Dansı'nda, 30'lu yıllarda Şangay'a gelen sefa düşkünü babasının geçmişine yaptığı yolculuğu anlatıyor. “Burası benim içim masalsı bir yer, babamın da rüya dünyası” diyor 1953’te Hong Kong’da doğan Avrupa-Asya melezi yazar Castro. Tabii Şangay, bugün Castro’nun atalarının yaşadığı hayal dünyasından çok uzakta bir görüntüye sahip.

Dedektiflik-gerilim öyküleri yazan Şangaylı yazar Qiu Xiaolong, Şangay'ı Çin’in geçirdiği değişimlerin aynası olarak görüyor. Yazar, favori roman kahramanı şiir sever dedektif Müfettiş Chen aracılığıyla, sıradan insanların bu değişime nasıl yakalandıklarını anlatıyor. Şehirle birlikte değişmeye başlayan Chen, eski günleri özlemekten kendini alamıyor. Ve bir çok Çinli gibi değişimin iyi ya da kötü olduğuna karar veremiyor. Yazar bu kurguyu "Şangay her yeni trende uyum sağlıyor, değişiyor. Değişimin tam anlamının bu olduğunu sanmıyorum" cümleleriyle açıklıyor.



Genç Çinli okurların sevdiği kadın yazarlardan Mian Mian, Şangay’ın Çin’in en gelişmiş şehri olduğunu düşünüyor. "Bugün çağdaş bir yazarsam bunu Şangaylı olmaya borçluyum" diyen Mian Mian'a göre Şangay kaprisli bir şehir. Mian Mian "Şangay dişi bir şehir. Haftasonları yağmur yağıyor diyelim, yağmur ne kadar şiddetli olursa kulüplerde o kadar fazla insan oluyor. En iyi partiler en uzun süren yağışlar sırasında yapılıyor. Burada yaşamayı seviyorum çünkü burası düşüncelerimi değiştiriyor, bir çok ilginç insan buraya gelip gidiyor. Hepsi de Şangay’ı çılgın bir tatil şehri ya da gelecekten gelen bir kent olarak görüyorlar. Hiçbir yere gitmeye ihtiyacım yok, burada dünyanın her yerinden insanla karşılaşabiliyorum" diyor.


Şangay geleceğe doğru hızla koşuyor. İçinde bulunduğumuz çağla başa çıkmaya çalışan Şangaylılar, geçmişi unutma pahasına yeni bir yarın yaratmanın modernist abidesi olarak yeni şehirlerini yaratmaya hızla devam ediyor.

Orjinal metin içinhttp://www.npr.org/templates/story/story.php?storyId=6610882" tıklayınız.

http://www.yapi.com.tr/haberler/sangay-gelecege-kosuyor_50356.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!