TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı
Necati Uyar, Rize'de yaşanan sel felaketine
barındırdığı yanlışlar nedeniyle Karadeniz Sahil Yolu'nun neden
olduğunu belirterek, "Karadeniz Sahil Yolu`nun set oluşturduğu tüm Karadeniz
kentlerinde benzer sel baskınlarının yaşanmasının kaçınılmaz hale geldiği
görülmektedir" dedi. Rize'de yaşanan sel felaketine ilişkin yazılı bir açıklama
yapan Uyar, 2009 yılında Giresun kent merkezinde yaşananları anımsatarak,
"Yapılaşması yoğun ve plansız, altyapısı yetersiz, dere yatakları yapılaşmış,
dere üstleri kapatılmış, heyelana dayanıksız zemin yapısına sahip Karadeniz
kentlerinin önüne aşılmaz bir set çekerek, kentleri baraj gölüne dönüştüren
Karadeniz Sahil Yolu`ndan kaynaklı can ve mal kayıplarına her yağışta kaçınılmaz
olarak yenileri eklenmektedir" diye konuştu.
Karadeniz Sahil Yolu projesine yönelik eleştirilere kulak tıkayan
sorumluların felaketler sonrası da suskun kalmayı tercih ettiğini ifade eden
Necati Uyar şöyle devam etti:
"Oysaki yapılan itirazları, eleştirileri görmezden gelerek Karadeniz Sahil
Yolu`nu kentler ile Karadeniz arasına çeken, Karadeniz kentlerini bir yandan
denizden kopartırken, diğer yandan kentleri sel baskınlarına mahkûm hale
getirenler yaşanan felaketlerin başlıca sorumlusudur.Dere yatakları ve vadiler
ile deniz arasına girerek, sistemin işlerliğini ortadan kaldırmış olan Karadeniz
Sahil Yolu, yoğun yağışlarda yağmur sularının denize deşarjını kaçınılmaz olarak
engellemektedir. Karadeniz, kentler, sahil yolu ve dereler bugünkü haliyle
yerlerinde kaldıkça, hatalardan vazgeçilerek önlem alınmadıkça, Karadeniz
kentleri açısından sel baskınlarından kaynaklı can ve mal kayıpları ‘kader`
değil, aymazlığın doğal sonucudur.Karadeniz Sahil Yolu`nun kent ile Deniz
arasından geçtiği tüm kentlerde, zemin katlarda yaşayanların, kentte işyeri
sahibi olanların yağmurlu gecelerde uyuması giderek olanaksızlaşmaktadır.
Karadeniz Bölgesi gibi yılın büyük bölümünde yağış alan bir coğrafyada bu durum,
yaşayan milyonlar için uykusuz gece sayısının geçen her gün daha da artması
anlamına gelmektedir. Karadeniz Sahil Yolu yerinde durdukça, Karadeniz
kentlerinde dere yataklarının yanı sıra sokaklar, parklar, meydanlar ve okullar
da büyük risk altındadır. Karadeniz kentlerinde yağmurlu havalarda çocukların
okula gönderilmesi de giderek zorlaşacak, okul saatlerinde yaşanan en küçük
yağışlar dahi evlerde endişeli bekleyişlere neden olacaktır."
Kentler ile Karadeniz arasındaki set kaldırılmalı
Şehir Plancıları Odası Başkanı Uyar, bir başka felaketin yaşanmaması için
öncelikle sel baskınlarının başlıca nedeninin ‘Karadeniz Sahil Yolu` olduğunun
kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Alınması gereken önlemleri sıralayan Uyar
"Yolun kent içi geçişlerinin alternatifleri hızla projelendirilmeli, kentler ile
Karadeniz arasındaki set ortadan kaldırılmalı, yağmur sularının ve kentte
yaşayanların Karadeniz`e erişimi kolaylaştırılmalıdır" dedi.
Kent ile deniz arasına set çeken Karadeniz Sahil Yolu`nun yanı sıra, kent
içindeki derelerin üstlerinin kapatılması, çevresinin yapılaşmaya açılması, dere
yataklarının betonlaşmasının da can ve mal kayıplarının artmasındaki önemli
neden olduğuna vurgu yapan Uyar, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
"Yerel rant baskısına direnemeyen dere yatakları mutlaka özgürleştirilmeli,
yapılaşmadan arındırılmalı, üstü kapatılan derelerin açılması için yapılması
gereken çalışmalar kısa süre içinde tamamlanmalıdır. Kent içinden geçen dereler
üzerinde var olan köprü, menfez vb. alt yapı tesisleri bilimsel veriler temel
alınarak yenilenmeli, suyun doğal akışını kolaylaştıracak, engel oluşturmayacak
biçimde yapımları sağlanmalıdır. Karadeniz`de yapılan her yeni deniz dolgusunun,
gelecekte ortaya çıkması olası bir felaketin ön adımı olduğu bilinciyle hareket
edilmeli, denizlere yönelik insan eliyle yapılan müdahalelerin, bölge
ekolojisinde ve coğrafyasında zincirleme değişimlere neden olacağı
unutulmamalıdır. Başta karayolu için yapılan dolgular olmak üzere, Karadeniz
sahilinde sürdürülen tüm dolgu çalışmaları durdurulmalıdır. Son yıllarda
sayıları hızla artan HES inşaatları, derelerin doğal yapısında bozulmaya, bitki
örtüsünde tahribata neden olmasının yanı sıra, sel baskınlarında suya karışan
malzemenin de artmasına neden olmaktadır. Derelerin doğal ortamında bozulmaya
neden olan HES uygulamalarına son verilmelidir. Bölgede başta çay üretimi olmak
üzere, tercih edilen tarım türü heyelanlara ve önemli toprak kayıplarına neden
olmaktadır. Doğal bitki örtüsünde değişime ve tahribata neden olan
uygulamalardan, orman açmalarından, çay, fındık vb. yeni tarım alanı
oluşturulmasından kaçınılmalıdır. Karadeniz Sahil Yolu ve yapılan diğer
yanlışlar, her yağışı sele, her seli felakete dönüştürmeye başlamıştır. Konu ile
ilgili tüm kurumları ve yetkililerini görevlerini yapmaya, can ve mal
kayıplarına neden olan yanlışlarından dönmeye çağırıyoruz."
|