BR> Sulukule üzerinden rant
sağlanıyor
Otomobilini temizleyen altmışlı yaşlarda bir adam
konuşmalara katılıyor. “Burası Neslişah Mahallesi, Sulukule değil. Biz de
Sulukuleli değiliz. Rant sağlamak amacıyla bu mahallenin de Sulukule olduğu
söylendi durdu. Bu nedenle bizim de evlerimiz elimizden alındı,”
diyor. Bu sözleri mahallede dolaşırken birkaç çocuktan daha
duyuyoruz. “Gittiler iyi oldu da onların yüzünden bizim evler de yıkılacak.
Sulukule diyerek bizim evleri de yıkacaklar.”
Çocuklar da büyükler kadar
dertli. Sulukule’ye yakın Neslişah mahallesi evlerinin boşaltılıp bir kısmının
yıkılıp sonra da öylece bırakılmasından kimse hoşnut değil. “Boş evlere şimdi de
tinerciler giriyor. Okula gidip gelirken bile endişe içindeyiz. Başımıza ne
gelecek diye korkuyoruz. Mahalle sabahları tinercilerin, köpeklerin pisliği
nedeniyle çok pis kokuyor. Yıkacağız yıkacağız dediler burada oturanları
çıkarttılar, yıkmadılar,” diyor zayıfça bir çocuk.
Her an yıkılacakmış
gibi duran evlerden birine giriyoruz. Ev çok pis kokuyor. Etraf çöp içinde.
Sürgünle gidenlerden kalmış olsa gerek, yıkıntıların içinde ne ararsanız var.
Koltuk, ayakkabı, terlik, sandalye…
Karagümrük, Sulukulelileri
ağırlıyor
Karagümrük diye bilinen Sulukule’nin hemen yukarı
mahallelerinde hayat hâlâ sürüyor. Evleri yıkılanlar buralara taşınmış. Orada da
hayata renkli bir şekilde tutunuyorlar. Havanın soğuk olmasına hiç aldırmayan
Çingeneler halı yıkıyor. Güneşin yüzünü göstermesi yetiyor onlara. Ellerine bir
bez alıp başlıyorlar evlerini temizlemeye, şarkılarla türkülerle. Kibariye
söylüyor:
“Tepecikli mi, Kuruçaylı mı, Kasımpaşalı mı, Menemenli mi,
Murta kerimi Bursalı mı? Eyy güzeller güzeli, eyy melekler meleği, söyle bana
kimsin sen?”
Cana yakın tavırları sizleri iyice yaklaştırıyor onlara.
“Akşama sünnet düğünü var şu aşağıdaki evde. Oraya gelin!” diyor kömür karası
gözleri olan bir kadın. Çok geçmiyor sünnet kıyafetini giymiş annesiyle birlikte
mahalleyi gezip büyüklerin elini öpen çocuk geliyor, sanki Hint racaları gibi
giydirilmiş. Nasıl gururlu, uçuyor havalara. Mahalledeki diğer çocuklar hemen
sünnet olacak çocuğun etrafını sarıyor. “Allah damatlığını da görmeyi nasip
etsin” “Maşallah maşallah” sözleri çocuğu öperek söyleniyor.
Hep uzaktan
seyrettiğimiz bu insanların içine girdiğinizde onların korkutucu bir tarafı
olmadığını siz de anlayacaksınız. Sulukule Roman Kültürünü Koruma ve Dayanışma
Derneği Başkanı Şükrü Pündük:
“Herkes buradaki insanlara tepeden
bakıyor. İçlerine girin korkmayın yemeyiz sizi. Birlikte çay için sohbet edin
bizimle. Bakın göreceksiniz biz öyle dışarıdan göründüğü gibi korkutucu insanlar
değiliz. Üzerimize geçirilmiş kılıftan bambaşka insanlarız. Biz de sizinle
Türkiye’de yaşıyoruz. Epimiz aynı avayı soluyoruz. Korkularınızı yenin,
tabularınızı yıkın. Girin içimize.”
|