Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

"3. Köprü mü, Nefes mi?"

İstanbul Boğazı’na Üçüncü Köprü mü?....Nefes alabilmek için yeşil alanlar mı?... Hızla değişen ve küreselleşen dünyada hiç olmadığı kadar yaygın bir iletişim, etkileşim ve tüketim ağı içinde yaşadığımıza dikkat çeken Sema Atay, "Türkiye’de politikacılar ve hükümetlerin genel yaklaşımına göre, doğal araziler = boş alanlardır, ekonomik olarak

NTV
1 "3. Köprü mü, Nefes mi?"

BR>
Türkiye’de ve özellikle İstanbul’da 3.köprü dayatmasına benzer - bilimsel bir ön araştırma yapılmadan – yalnızca ekonomik amaçlarla gerçekleşen çok sayıda dev yatırım örneği bulunuyor. Bunlardan yakın zamandaki çarpıcı bir örnek, İstanbul’da Ömerli Havzasına inşa edilen Formula 1 (F1) tesisleridir. 2000’li yılların başlarında, Formula 1 tesislerinin İstanbul’un yalnızca en önemli su kaynağı değil, aynı zamanda Önemli Bitki Alanlarından*1 biri olan Ömerli Havzasına yapılacağı duyuldu. Bu duyum üzerine, bilim adamları, uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları bilimsel verilere, ulusal ve uluslar arası çevre koruma kanunlara dayanan gerekçelerle bu kararın yanlış olduğunu anlatmaya çalıştı. Mektuplar, dilekçeler, raporlar ve benzeri bilimsel yayınlarla yetkililere ulaşmaya çabaladı. Hükümet yetkililerinden uzun bir süre, bu kararın arkasında olduklarından başka, hiçbir açıklama gelmedi: gösterilen bunca tepkiye rağmen, görüş alışverişi veya alternatif yer arayışı konusunda hiçbir uzlaşmaya gidilmedi. Sonunda 2003 Eylül’de Başbakan Recep Tayip Erdoğan Ömerli Havzası fundalıklarının kalbine F1 tesislerinin temelini attı. Böylece F1 tesislerinin bulunduğu bölgenin yapılaşmasının da temelini atmış oldu. F1 tesisleri 2005 Ağustos’ta yine Başbakan tarafından resmen açıldı ve ondan yalnızca 3-4 yıl sonra tesislerin ekonomik açıdan büyük bir hata olduğu anlaşıldı (Büyük Türk aptallıkları: Formula 1 Münir, M., Milliyet, 2008). Peki F1’in İstanbul’un en önemli su toplama havzasının fundalıklarını yok etmesinin çevresel değeri hesaplandı mı? Bu hatadan kaynaklanan tahribatın bedelini kimler, nasıl ödedi? Bu örnekten devam ederek, 3.köprü inşaatı ile İstanbul’un kuzeyindeki yeşil alanların zarar görmeyeceği, çevre ve bağlantı yollarıyla bölgenin daha fazla yapılaşmaya açılmayacağının kim garantisini veriyor?

Şehirlerin en büyük tehlikelerinden biri olarak gösterilen iklim değişikliği ile savaşmanın en iyi yolu biyolojik çeşitliliği ve doğal alanları korumaktır. Bu nedenle, daha fazla taşıt trafiği, enerji tüketimi, hava kirliliği ve gürültü demek olan 3. köprüye karşı, İstanbul’un kuzeyinde kalan son yeşil alanlar,

  • Doğal bitki örtüsü ile toprağın erozyonunun önlenmesidir,
  • Su kaynaklarının korunması ve doğal su döngüsünün  düzenlenmesidir,
  • Atmosfere karışan ve sera gazı etkisi yaratan zehirli gazların emilmesi/ azalması,
  • Tozun ve gürültünün azalmasıdır,
  • Betonlaşmadan ötürü giderek daha fazla ısınan şehrin serinleme noktalarıdır.
İstanbul’da yaklaşık 2500 doğal bitkinin yetiştiği ve bunlardan yaklaşık 40 tanesinin endemik (yalnızca buraya özgü) olduğu biliniyor. İstanbul’da 7 Önemli Bitki Alanı (ÖBA)*1 belirlenmiştir, bunlardan biri 3.köprü yapımı planlanan Boğaziçi’nin kuzey bölümüdür (ÖBA No. 9). Çoğunlukla bozulmadan kalmış bu bölüm küresel ve Avrupa ölçeğinde önemli orman, maki, fundalık, kayalık, kumul alan ve sulak alan habitat çeşitliliği içeriyor. Bu habitatlar ülke çapında nadir yaklaşık 40 doğal bitkiye ev sahipliği yapıyor: bunlardan beş tanesi uluslar arası Bern Sözleşmesi*2 kapsamında Türkiye’nin korumakla yükümlü olduğu bitkilerden. Ayrıca Boğaziçi ve çevresi, Boğaziçi Kanunu (1993), Doğal Sit Alanı (1995), Tabiatı Koruma Alanı (1987) ve Yaban Hayatı Koruma Alanı gibi resmi koruma statüleri ile koruma altında bulunuyor.

İstanbul’un kuzeyine yapılacak 3. köprü yalnızca hükümeti, İstanbul’luları değil aynı zamanda Boğaziçi’nden geçen göçmen kuşları da ilgilendiriyor. Boğaziçi, başta yırtıcı kuşlar ve leylekler olmak üzere, göçmen kuşlar için Avrupa’nın en önemli kuş göç yollarından biri, Önemli Kuş Alanı (ÖKA)*3. İstanbul’un kuzeyinde son kalan ormanlar göçmen kuşların konaklaması açısından büyük önem taşıyor. Göçmen kuşlar, özellikle son yıllarda, Boğaziçi’ni geçmeden önce, gece konaklamak için göç yolundan daha da uzaklaşmak zorunda kalıyor. Geniş çayırlık ve fundalık gibi açık alanların yapılaşması özellikle leylekleri,  ormanlık alanların azalması yırtıcı kuşları etkiliyor. Bu kuş türleri Avrupa Birliği Kuş ve Habitat Direktifi ve diğer uluslar arası/ulusal doğa koruma sözleşme ve yönetmelikler kapsamında koruma altında bulunuyor.

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3
ETİKETLER: çevre
http://www.yapi.com.tr/haberler/3-kopru-mu-nefes-mi_84841.html

Read Comment Section
1 Yorum Yorum Yaz
  • Tabi ki 3. köprü neden... yetersiz yollar ve sıkışan trafik hesap edildiğinde çalışan ve trafikte bekleyen araçların oluşturduğu hava kirliliği (stres, ekonomik zarar, gürültü, hastalar vs.saymıyorum) köprü için kesilen ağaç sayısının 2 katı başka yerde dikilerek bu zarar da bertaraf edilebilir. sonuç ulaşım şart!!! YANITLA
1 yorumdan 1 tanesi gösteriliyor. 
Yorumunuzu ekleyin
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!