Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Basilico'nun Fotoğraf - Mimari Arakesitindeki Görüşleri




Gabriele Basilico 29 Mart 2005 tarihinde İtalyan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ve Berlin ile Beyrut’da yaptığı çalışmalardan örnekler verdiği sunuşu sonrasında kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Basilico’ya ilk olarak fotoğraflarında neden insan unsuruna yer vermediği ve bunun bilinçli bir tavır olup olmadığı soruldu. Fotoğrafın 160 yıllık tarihinde iki ana hat üzerinde geliştiği belirten Basilico sözlerine şöyle devam etti: “Bunların ilkinde insan gözlemin merkezine konmuştur (portreler ve foto-röportajlarda olduğu gibi). Diğerinde ise yine merkezde insan vardır ancak bunu insanı göstermeden yapar. Mekan daha ağırlıklıdır. Mekanın kendini anlatmasına fırsat verilir... Mekan insanların yarattığı birşey zaten. Mekan incelendiği zaman insanın deneyimlerini algılamak mümkün. Ben gerçeğe, işaretlere bakıyorum, bir mekanın kişiliğini buradan çıkarmaya çalışıyorum. Görüneni ve görünmeyeni, ikisini birden ortaya koymaya çalışıyorum. Herkesin gördüğünün dışında bir şey görüp duygusal ve algısal bir kışkırtma yaratmayı başarıyorsam o zaman bu benim işimi anlamlı kılan bir başarıdır. Fotoğraf sanatçısı olarak mekana öncelik veriyorum ve insanları mekanlar anlatsın istiyorum. Bu konuda her zaman fotoğraf ikonografisi bana yardımcı olmuştur. Hepimiz mesleğimizi ustaların eserlerini inceleyerek öğrendik, H. Cartier Bresson gibi ustaları. Diğerlerinin aksine mekanı değil insanı merkeze alan ustaları da inceledik. İnsan ve mekanın kusursuz bir deneyim yaşadığı fotoğraflar az sayıdadır. İnsan genelde ön plana çıkar. O yüzden mekanı anlamak istiyorsak bana kalırsa insan hareketini biraz askıya almak, boşluğu okumak gerek. Ben boşluğu “bomboşluk” olarak algılamıyorum, dolu kabul ediyorum”. Özellikle Beyrut fotoğraflarıyla hatırlanan Basilico’ya savaşta zarar görmüş alanlarda fotoğraf çekmenin nasıl bir duygu ve deneyim olduğu da soruldu. Basilico fotoğrafçının sosyal sorumluluğuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “ Fotoğraf sanatının amaçlarından birinin, zorunluluğunun etik olarak belirli bir mesafe koyarak belgelemek olduğunu düşünüyorum. Fotoğraf çok hassas bir konu, bir imgeler uygarlığında yaşıyoruz, imgelerin bir gücü var. Medyada, iletişim sektöründe çalışan fotoğrafçılar olarak gerçeği alt üst etme yeteneğine sahibiz. Ama adı artık gerçek olmuyor, manipüle edilmiş bir şey oluyor. Bazı insanlar bu konuda daha yetenekli ve karışıklık yaratabiliyor. Fotoğraf ise bana göre etik olarak çok derin zorlukları, sorumlulukları olan bir sanattır. Fotoğrafın, içinde bulunduğu durumlara çok karşı, dünyanın kötü yanlarını gösteren yargılar barındırdığını söylemeliyim. Bir ihbar olarak fotoğraf söz konusu olabilir. Benim neslimdeki fotoğraf sanatçıları özellikle çalışmalarını görüntülerin eleştirel yönden yapılanmasına yönlendirdiler. 80’li 90’lı yıllarda ortak bir davranış söz konusuydu. Kent dışları, banliyöler, kriz alanları yansıtılıyordu.... Ama bunlara her zaman estetik bir bakış açısı olacaktır “ Bir diğer soru, Basilico’nun fotoğraflarında mekanları yansıtma tarzıyla ilgiliydi. Fotoğraflarında neden perspektif kurallarına ve belli bir bakış açısına sıkı sıkıya bağlı kalıdığı şeklindeki soruyu Basilico şu şekilde cevaplandırdı: “Ben kusursuz olma saplantısına sahip bir insanım. Bu mekan fotoğraflarımda da varolan bir gelenektir. Şehir mekanlarından bahsedildiğinde sözlerimde genelde bir gramer vardır. Düşeylik zaten varolan bir gerçek gibi algılanır, tartışılmamalıdır. Tabi bu, mekandan başka bakış açılarıyla istifade edemeyiz anlamına gelmiyor. Ortagonal düşey bakış zaten mimari çizimin de çok temel bir noktasıdır ve kusursuz bir yönü vardır. Teleobjektif kullanıldığı zaman başka bakış açıları da kullanılır. Düşeylik her zaman bir güvendir, insan dikey durduğu zaman dengededir. Bu kişisel bir seçim de olabilir. Özellikle mimarlar dahil bir grup insan, çok klasik davranışlıdırlar. Fotoğraflarının hep profesyonel ve oturaklı olmasını isterler. Ben algısal ilgimi bu düşey şarttan yola çıkarak kullanmaya çalışıyorum. Her zaman var diyemem ama bazen ortadan kalksa da çok nadiren bunu kaybederim. Benim için bu bir pencere, ben bu pencereden bakarım. Bir tür dikdörtgendir, düşey olarak durur ve ben de oradan bakarım. Ama bu bir kural değildir, pekâlâ aşılabilir. Basilico Berlin’deki değişimle ilgili izlenimlerini şöyle anlattı: “Berlin bir mimari mitolojidir. Yeniden yapılanma kavramıyla tarihi belgesi çok zarar görmüştür. Özellikle trafiğin çok yoğun şekilde akması ciddi sorun yaratıyor. Hem doğuda hem batıda yaşanan bir sorun bu. Çok çağdaş, özellikle doğu kısmında geleceğin şehri gibi bir görüntü kendini gösteriyor. Yeniden inşa edilmesi ve özellikle enternasyonel tasarım zihniyeti kendini gösteriyor. ... Berlin’e üç defa daha ziyarette bulundum, üçünü de 2000 yılında gerçekleştirdim. İlki mart ayındaydı, inceleme yapmak, bilgi almak, görüş açılarını tespit etmek istedim. Kentin tarihini ve dönüşümlerini öğrendim. İkinci ve üçüncü ziyaretlerim ise haziran ve ağustos ayları arasında oldu. Bu gerçek bir fotoğraf kampanyasıydı. İlgimi özellikle şehrin doğu kısmına gösterdim... Berlin’de taştan bir kent konseptine uygun binalar var. Postdamer Platz hala açık olan bir şantiye. Daha ziyade bana bir Amerikan şehrini hatırlatıyor. Benimkisi parça parça yapılmış bir çalışma denebilir, belgesel üslupta ve otobiyografik olarak yapılmış bir çalışma demem gerekir buna. Yeniden doğmuş bir Avrupa başkentinin baştan sona analizi anlamında bunu kullanmak gerekir. Benim belgeleme saplantım, benim işleme yöntemim, çalışmak, seçmek, kentin sadece bazı bölgelerini ele almak, sorumluluk almak ve bunları anlatmak. Bütün kenti anlatmak mümkün değil ve anlamı da yok. “ Basilico fotoğraflarıyla anlatmaya çalıştıklarını da şöyle aktardı: “...Sanki gökyüzünün kalmasını istiyorum ve sadece mekanı aktarmaya çalışıyorum. Sanki mekanı çıplak görmek istiyorum, üzerinden birkaç giysi daha çıkararak özünü elde etmeye çalışıyorum. Bu bazı kişilerde melankoli yaratabiliyor, bazılarındaysa bende yarattığı hisleri yaratıyor. Yani bir çizgisellik ve doğrusallık görüntüsü aktarıyor.” Hazırlayan: Sena Özfiliz


http://www.yapi.com.tr/haberler/basiliconun-fotograf---mimari-arakesitindeki-gorusleri_95249.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!