BR> DASK havuzunda biriken kaynak niye
kullanılmıyor?
Prof. Dr. Haluk Eyidoğan (Türkiye Deprem
Vakfı Genel Sekreteri, Ulusal Deprem Konseyi Başkanı): Vatandaşımız
depremle ilgili az, çok ya da deprem hiç olmayacak şeklinde bir tartışmanın
arasında kalmış durumda. O hale geldi ki; beklenti şuna dönüştü halkımızda: 'Bir
Mesih çıkacak, vatandaşa deprem olmayacak ya da deprem şu gün şu saatte şu
büyüklükte olacak' diyecek. Halkı böyle bir beklentiye sokmaya kimsenin hakkı
yok. Fay tartışmalarından dönüşümü konuşmaya vakit bulamadık.
Türkiye'de
1999 yılından beri hâlâ ödediğimiz deprem vergileri var. Bu vergilerle ilgili
dedikodular var. Mevcut havuz var ise neden kullanılmıyor? Bundan daha büyük bir
hâsılat olabilir mi? Biz Ulusal Deprem Konseyi raporunda, DASK havuzunda biriken
meblağın her sene yüzde 15-20'sinin Türkiye'de deprem risklerinin azaltılması
için ilgili fonlara kullanımı konusunda bir öneride bulunduk. Aslında hiç kimse
kentsel dönüşümden sonra oluşacak ranta karşı değil. Rantın bölüşülmesindeki
tereddütleri ifade etmek istiyoruz.
İBB, önemli bir çalışma yaptırdı.
Avrupa ve Anadolu yakası sismik mikro bölgeleme çalışması. Her yakanın jeofizik,
jeoteknik ve jeofizik haritası çıkarılan ve deprem sırasında o noktalarda ne tür
hareketler olacağını ortaya çıkaran çok değerli bir çalışma. Çalışmalar bitti.
Belediyelere dağıtılıyor. Bunun resmileştirilmesi lazım.
Deprem
Master Planı uygulansaydı kentsel dönüşüm hayat bulacaktı
"Bir
kentin riski sadece yapılarının yıkılması değildir. Çok sayıda risk konusu
bulunmaktadır. Bunlar özel bir şekilde planlanmalıdır. 2003 yılında
hazırladığımız İstanbul Deprem Master Planı'nda tüm bunları izah ettik. 4
üniversite ve 20 disiplinin hazırladığı raporun özünde İstanbul'un afete,
depreme nasıl hazırlanacağına dair anahtar ipuçları bulunuyor."
- Prof. Dr. Murat Balamir (OrtaDoğu Teknik Üniversitesi Öğretim
Üyesi): Bugüne kadar İstanbul'da dönüşüm için çok büyük kaynaklar
harcandı. Anayasanın temel anlayışı vatandaşını korumak ve kollamaktır. Dönüşüm,
bir kamu sorumluluğudur. Belli bir tehlike alanında oluşturulacak dönüşüm için
belirli bir yasal zorunluluk gerekiyor.
Bir kentin riski sadece
yapılarının yıkılması değildir. Çok sayıda risk konusu bulunmaktadır. Bunlar
özel bir şekilde planlanmalıdır. 2003 yılında hazırladığımız İstanbul Deprem
Master Planı'nda tüm bunları izah ettik. Bu plan 4 üniversite ve 20 disiplinin
bir araya gelmesi ile hazırlandı. Toplam 1.300 sayfalık bir rapor. Bu planda
özünde İstanbul'un afete, depreme nasıl hazırlanacağına dair anahtar ipuçları
bulunuyor. Yönetimler, bu planı faaliyete geçirseydi dönüşüm hayat bulacaktı. Bu
konuda önce bir uzmanlar grubunun çalışma yapması gerekiyor. Hukukçular,
iktisatçılar, plancılar, mühendisler, sosyologlardan oluşan uzman grubu neler
yapılmalı, yasalara nasıl işlenmeli bunu irdelemeli.
Türkiye, Hint
Okyanusu'ndaki tsunamide büyük bir kampanya ile bağışta bulundu. İstanbul için
böyle bir kampanya yapılsa İstanbul'un ihtiyaç duyduğu bu tür dönüşüm alanları
ile ilgili kaynak rahatlıkla bulunur. Bu kaynak sayesinde vatandaştan alınacak
aylık geri ödeme planları da 100 liranın altına düşüyor. Maliyetleri bireysel
borçlanma ile çözebiliriz. Aidat öder gibi bu proje yapılabilir. Yasal birtakım
düzenlemeler ile bu sağlanabilir.
Kentsel yenileme ve dönüşümün
katılımlı yapılması önemli. Yerel topluluk, bu dönüşümde aktif rol almalı.
Platformlar kurulmalı. Kimler ilgili ise kimlerin çıkar ve sorunu var ise bu
platformda yer almalı. TOKİ'nin ciddi bir sorunu var. Yapılarında tasarım diye
bir şey yok, çok çirkin. Bu yapıları 20 yıl sonra nasıl dönüştüreceğiz? Avrupa
bunun yöntemini buldu. Maliyet çıkarmadan yarışmaya çıkarak yapıları daha güzel
inşa edebilirler.
|