Bize Her Gün Deprem!

Hürriyet'ten Eyüp Serbest'in haberine göre, Sultangazi Cebeci Mahallesi’ndeki taşocakları yıllardır ölüm ve toz toprak saçmaya devam ediyor. Derinlikleri yüzlerce metreyi bulan taşocaklarının son kurbanı da AK Parti Sultangazi İlçe Başkan Yardımcısı Hüseyin Kolçak’a ait Deniz Madencilik’te başına taş düşen işçi Umut Alagöz (23) oldu. Mahalle sakinleri yıllardır taşocaklarının kapatılması için mücadele ediyor ancak bir arpa boyu yol alabilmiş değiller. Mahallede imzalar toplanıyor, İstanbul Valiliği, Sultangazi Kaymakamlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde protesto eylemleri düzenleniyor. Ancak seslerini duyan yok. Cebecililer, ölen işçilerin ailelerine yüklü miktarda kan parası ödendiğini ve böylece susturulduklarını söylüyor. Kayaları parçalamak için patlatılan dinamitler nedeniyle de sürekli sarsıntılar oluyor.

‘Her yer toz’

Mahalle sakini Gülşah Çalık, “Bizim mahallede her gün deprem oluyor” diye özetliyor yaşananları. Semtte her yer toz içinde. Herkes bu durumdan şikâyetçi. Bir de kamyonlardan. Cebeci’de 17 taşocağının gece gündüz çalıştığını, toza karşı düzeneklerin maliyet nedeniyle çalıştırılmadığını iddia ediyor:

Akciğerden ölüm

“Mahallede binlerce kamyon var. Sokaklarımıza park ediyorlar, taciz olayları yaşanıyor. Taşocakları gece de çalışıyor. Sesten uyuyamıyoruz. Toz nedeniyle mahallede herkes akciğer hastası. Nefes darlığı çekiyorlar. Burada her yer gri. Dinamit atılınca evlerimiz sallanıyor. Her gün bir ölüm yaşanıyor neredeyse.”

20 yıldır mahallede oturan Kübra Büyükkahraman anne ve babasının taşocaklarından çıkan tozdan hastalanıp öldüğünü anlatıyor. Balkonundaki tozları gösteren Büyükkahraman, “Ben de nefes alamıyorum.Taşocakları herkese para dağıtıp ağızlarını kapatıyor” diye iddia ediyor.

Dinamitle yatıp kalkıyoruz

Doğma-büyüme Cebecili İbrahim Bülbül (35) anlatıyor: “Herkes astım. Çocuğumun böbreklerinden taş çıktı. Doktor ‘Nerede yaşıyorsunuz’ diye sordu. Taş ocağının yanında oturduğumuzu söyleyince ‘Ondandır’ dedi. Ağabeyim oksijen maskesiyle yaşıyor. Kimse nefes bile alamıyor. Dinamitle yatıyor, dinamitle kalkıyoruz. Öyle sarsıntı oluyor ki evlerdeki fayanslar dökülüyor. Misafirliğe gelenler deprem oldu sanarak dışarı kaçmaya çalışıyor.”

Çimento fabrikası da yapıyorlar

Recep Demirbaş’ın evi taşocaklarının hemen karşısında. Demirbaş, binaların patlamadan etkilendiğini, kamyonların hiçbir trafik kuralına uymadığını anlatıyor: “Şimdi de çimento fabrikası yapıyorlar. O fabrikadan çıkacak tozu hayal bile edemiyorum. Herkes gitmeyi düşünüyor.”