Foto: Metin Pala (AA)
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 2011 yılı ithalat rakamlarını
değerlendirdiğin basın toplantısında, 2011'de 240,8 milyar dolar ithalat
yapıldığını hatırlattı. İthalatın rekor kırdığını belirten Çağlayan,
''İhracatımız rekor kırdığı için ne kadar mutluysak, ithalatımızın kırdığı
rekordan da o kadar rahatsızız ve bu konuda da çok ciddi ve somut çalışmalar
yapıyoruz'' dedi.
Çağlayan, asıl sorununun, her fırsatta ifade ettiği, bugün de söylediği gibi
TL'nin değerli olmasının yaratmış olduğu komplikasyon olduğunu, sorunun, ihracat
değil ithalat üzerindeki etkiden kaynaklandığını söyledi.
Zafer Çağlayan, ''İthalattan bahsedilmiyor' diyenlere bir kez daha şunu ifade
etmek istiyorum ki madem ithalattan bahsedilmiyor, o zaman neden haziran ayından
beri ithalatı azaltıcı önlemler alınıyor? Bunu bir sorun olarak görmesek neden
Merkez Bankası, neden BDDK ve neden hükümetimiz ithalatı azaltıcı önlemler
alalım? İhracatımız rekor kırdığı için ne kadar mutluysak, ithalatımızın kırdığı
rekordan da o kadar rahatsızız ve bu konuda da çok ciddi ve somut çalışmalar
yapıyoruz'' diye konuştu.
Geçen yıl Türkiye'nin ithalatının 173,1 milyar dolarlık bölümünün yüzde
71,9'u (enerji dahil) ara malları, 37,3 milyar dolarlık bölümünün yüzde
15,5'inin yatırım malları, 29,7 milyar dolarlık kısmın yüzde 12,3'ünün tüketim
mallarından meydana geldiğini anlattı.
Çağlayan, en çok ithalat yapılan ilk 10 ülkeyi Rusya, Almanya, Çin, ABD,
İtalya, İran, Fransa, Hindistan, Güney Kore ve İspanya olarak sıralayarak, bu 10
ülkenin toplam ithalat içindeki payının ise 138,9 milyar dolarla, yüzde 58
olduğunu kaydetti.
İthalat yapan firma sayısı
2011 yılında 65 bin 323 firmanın ithalat yaptığını açıklayan Çağlayan, şu
bilgileri verdi:
''Bunların 32 bin 793'ü 100 bin dolar ve altında ithalat yapmış olup,
bunların gerçekleştirdiği toplam ithalat değeri ise sadece 864 milyon dolardır.
Yani ithalatçılarımızın yarısı, toplam ithalatımızın sadece binde 4'ünü
gerçekleştirdi.
Ancak diğer taraftan, sadece 59 firmamız, 500 milyon doların üstünde ithalat
yaptı ve bunların gerçekleştirdiği toplam ithalat değeri ise 96,7 milyar dolar
oldu. Yani, ithalatımızın yüzde 40'ını, sadece 59 firmamızın ithalatları
oluşturdu. Bu 59 firmanın ikisi kamuya, kalan 57'si ülkemizin en büyük özel
sanayi firmasına ait. 2010 yılı ile 2011 yılı kıyaslandığında ise, 100 bin
doların altında ithalat yapan gruptaki toplam ithalat sadece yüzde 7 oranında
artarken, 500 milyon doların üzerinde ithalat yapan gruptaki toplam ithalat
artışı yüzde 53 düzeyinde oldu.''
Çağlayan, üreticilere şöyle seslendi:
''Ürünlerinizdeki kaliteyi, kalite imajını, marka gücünüzü artırırsanız, hem
iç piyasadaki yabancı rakiplerinizin önüne geçeceksiniz, hem de dışarıdaki
ihracat gücünüzü artıracaksınız. Önümüzdeki dönem, bu konuda başarılı olanın öne
çıkacağı bir dönem. Ya ARGE, ÜRGE, inovasyon ve marka yatırımlarınızı
artıracaksınız ya da maliyet baskısı altında üretime devam edeceksiniz.
Birincisini yaparsanız, bundan hem siz hem halkımız hem de Türkiye ekonomisi
büyük fayda görecek. İşte bu nedenle biz Ekonomi Bakanlığı olarak ARGE ve marka
konusunda ihracatçılarımıza ve üreticilerimize ciddi teşvikler veriyoruz.''
İthalat artışının nedenlerinin hepsinde kontrol güçlerinin bulunmadığını,
ancak yaptıkları çalışmalar bulunduğunu dile getiren Çağlayan, şunları
kaydetti:
''Türkiye'nin üretim yapısının değişmesi gerektiğini ve bizim buna önayak
olabileceğimizi düşünüyoruz. Bazı malların Türkiye'de üretimi yok ya da
yetersizse o zaman hem yerli hem yabancı yatırımcıları bu alanlarda yatırıma
teşvik edebileceğimizi düşünüyoruz. Türkiye'de bulunmayan maden ve tarım
ürünlerinin bulunduğu ülkelerdeki tesislerin Türk girişimciler tarafından satın
alınabileceğini düşünüyoruz. Türk üreticisinin ARGE, marka ve ÜRGE yatırımlarına
daha fazla ağırlık vereceğini ve kaliteli Türk malı imajının güçleneceğini
düşünüyoruz.''
Çözüme yönelik yapılan çalışmalar
Çağlayan, yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi vererek, Girdi Tedarik
Stratejisi (GİTES) ile sanayinin ihtiyaç duyduğu girdilerin tedarikinde
sürekliliğin sağlanması ve etkinliğin, verimliliğin artırılması, ihracatta
rekabet gücünün iyileştirilmesinin amaçlandığını söyledi.
Şu ana dek demir-çelik, otomotiv, kimya, makine, tekstil, tarım
sektörlerindeki çalışmaları tamamladıklarını ve eylem planlarını
hazırladıklarını belirten Çağlayan, artık sıranın bu eylem planlarını yürürlüğe
koymaya geldiğini bildirdi.
Çağlayan, ''Eylem planları önümüzdeki günlerde EKK, ardından YPK'ya
götürülerek Hükümet Planı haline getirilecektir'' dedi. Birkaç gün içinde
kamuoyu ile paylaşmayı planladıkları yeni teşvik sistemiyle hem cari açığı
azaltmayı hem üretimi az ya da yetersiz olan ürünlere yönelik yatırımları
artırmayı amaçladıklarını dile getiren Çağlayan, gerek Yatırım Ortamını
İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) aracılığıyla, gerek yeni teşvik
sistemiyle özellikle ithalatını yaptıkları ürünlere dönük doğrudan yabancı
yatırımları artırmak için çalıştıklarını bildirdi.
İthalat haritası
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, üzerinde uzun zamandır çalıştıkları ve bu
hafta sonuçlanan İthalat Haritası çalışmasının Türkiye'de ilk kez yapıldığını ve
bugüne kadar ithalat konusunda hiçbirinin bilmediği sonuçları gün yüzüne
çıkardıklarını bildirdi.
Çağlayan, çalışmaya ilişkin şu bilgileri verdi:
''Üretim yapan 12 bin firmanın, ithalat yapan 13 bin firma, yani toplam 25
bin firmanın üretim, ihracat, ithal girdi, yurt içi satış verileri tek tek
incelendi. Bunun için toplamda 13 milyon satır veri işlendi ve sonuçta çok
karmaşık firmalar arası ekonomik ilişkiler ağının bir haritası çıkartıldı.
Çalışma ile 2008-2011 yılları arasında toplamda 25 bin firmanın bütün
verilerini analiz ettik. Bu 25 bin firma 2011 yılında 660 milyar liralık
ticaret, 388 milyar liralık üretim, Türkiye'nin ihracatının yüzde 72'sini,
Türkiye'nin ara ve yatırım malı ithalatının yüzde 83'ünü gerçekleştiren
firmalardır. Çalışmanın en önemli yanı ilk defa bu kadar kapsamlı bir büyüklük
üzerinde Türkiye'nin ithalat yapısının analiz edilmesinden kaynaklanmaktadır.
Çalışmada Türkiye'deki 12 bin imalat firması 36 farklı sektör altında
sınıflandırılmıştır. İmalatçıların birbirleri ile ve dış ticaret firmaları ile
aralarındaki ekonomik ilişkiler Maliye Bakanlığı verileri ile tespit edilmiştir.
Firmaların ithalat ve ihracat verileri ise TÜİK verileri esas alınarak tespit
edilmiştir. Böylece tamamen reel veriler baz alınarak her bir sektörün ithalat
bağımlılık oranı tespit edilmiştir.
İthalat haritası çalışması ile Türk sanayinin ne kadarlık bir ithalat
bağımlılığı gösterdiğini ilk defa ortaya koyma imkanı elde ettik. 2011 yılında
Türkiye'de yapılan 100 dolarlık üretim için 43 dolarlık ara ve yatırım malı
ithal edilmiştir. Yani 2011 yılı sonu itibari ile Türk sanayinin, imalatının
ithalata bağımlılık oranı yüzde 43'tür. 2008 yılından itibaren bu oranının nasıl
gelişim gösterdiğini incelediğimizde, 2008 yılında yüzde 41 olan oranın, 2009'da
yüzde 38'e düştüğünü, 2010 yılında ise yüzde 40'a ulaştığını
görmekteyiz.'' Sektörler bazında ithalat
bağımlılık oranları
Bakan Çağlayan, 36 sektör bazında ithalat bağımlılık oranını ayrı ayrı
belirlediklerini belirterek, ithalat bağımlılık oranının gübre üretiminde yüzde
72, demir-çelik sektöründe yüzde 69, kimyasallarda yüzde 56, motorlu kara
taşıtlarında yüzde 51, tekstilde yüzde 43, beyaz eşya ve tüketici elektroniğinde
yüzde 40, gemi ve tekne imalatında yüzde 34, mücevherat ve değerli taş
sektöründe yüzde 29, demiryolu araçlarında yüzde 27, metal eşyada yüzde 27,
makinede yüzde 25, hazır giyimde yüzde 19, mobilyada yüzde 11 olduğunu
bildirdi.
Çalışmada yalnızca her bir sektörün üretimde ne kadar ithal ara ve yatırım
malı kullandığı tespiti ile yetinildiğini, her bir ürünün içindeki tüm parçalar
dahil ne kadarlık bir ithalat yapıldığının cevabının da bulunduğunu belirten
Çağlayan, bu oranları sektörler bazında tespit ettiklerini
söyledi.
|