Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, sanayi
atıkları ve yoğun hava kirliliği nedeniyle Dilovası’nda
kentsel dönüşüm projesi uygulamaya hazırlanıyor. Projenin
hayata geçmesi konusunda hiçbir mazeret kabul etmediğini söyleyen
Erdoğan Bayraktar, kanun hükmünde kararname ve kentsel dönüşüm
kanunu ile kamulaştırma, bazı yerleşim yerlerinin ve fabrikaların taşınması
konusunda kararlı görünüyor. Eylem palanına göre sorunun kaynağının tespiti için
3 ayda bir toplanıp, bir yıl boyunca tüm mevsimsel değişimleri masaya yatırarak
bilimsel inceleme yapacak olan özel bir kurul oluşturulacak.
Evrensel Gazetesi'nden Vedat Yalvaç ve
Gülşah
İmrek'in haberine göre, Dilovası halkını kaygılandıran ise bundan
önce yaşanan kentsel dönüşüm projeleri. Ayrıca Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun çevre kirliği üzerine
yaptığı araştırmalardan dolayı AKP’nin Kocaeli Büyükşehir
Belediyesi ve Dilovası Belediyesi tarafından dava
edildikten sonra, “Burada çevre kirliliği var” denilerek, bir kentsel dönüşüm
projesinin ortaya atılması bu kaygıyı iki katına çıkarıyor.
‘Sanayileşmenin her türlüsü meşru olmaz’
Ekoloji ve Sağlık Derneği (EKOSTER), çevre konusunda bir
duyarlılık ve bilinç yaratmak için 2005’ten beri Dilovası’da çalışma yürütüyor.
Dernek Başkanı Ercan Teker Dilovası’ndaki fabrikaların ağır
kimyasallar ürettiği için halk üzerinde önemli etkileri olduğunu, bunun da
yıllar önce yapılan araştırmalarla tespit edildiğini belirterek, “Tabii ki
sanayileşme de her şeyden önce belli bir kural çerçevesinde yapılması gerekiyor.
Ticaretin her türlüsü meşru olmadığı gibi sanayileşmenin de her türlüsü meşru
olmamalıdır. Doğaya ve insan sağlığına zarar veren fabrikaların gerekirse
üretiminin durdurulması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Dilovası’daki kirliliğin sadece Dilovası’nı etkilemediğini, tüm Marmara’yı
etkilediğini vurgulayan Teker, “Dilovası’ndaki bir kirlilik tüm Marmara
Bölgesi’ni etkiliyor. Bu yüzden bir araştırma yapılacaksa tüm Marmara bölgesinde
yapılması gerekiyor. Biz Dilovası’nın sürekli kanser haberleriyle gündeme
gelmesinden rahatsızız açıkçası. Çünkü kanser bir neden değil sonuçtur. Neden,
insanlığı, doğayı hiçe sayan üretim anlayışlarıdır. Ben eminim ki, İzmit’teki
Yalova’daki Bursa’daki kanser oranı Dilovası’ndaki kanser oranına yakındır.
Bakanlığın kentsel dönüşüm projesini basından takip ettiğim kadarıyla olumlu bir
çalışma. Ancak ayrıntılarını hiç bilmiyorum. Basından takip ettiğimiz kadarıyla
özellikle çevreye etkisi fazla olan, emisyon oranları yüksek sanayi tesisleri
tespit edilip onları Dilovası’ndan tahliye etmeyle ilgili bir çalışma
düşünülüyor. Bu bizim yıllardır ifade ettiğimiz bir konudur. Sorunun çözülmesi
için her şeyden önce sorunun kaynağının tespit edilip, kaynağından çözülmesi
gerektiğini düşünüyoruz.” diye konuştu.
Hükümetin kararları çelişkili
Erdoğan Bayraktar’ın ortaya koyduğu projenin net anlaşılabilmesi için raporun
incelenmesi gerektiğini söyleyen Teker, “Eğer bu projede Dilovası taşınmak
isteniyorsa biz buna karşı çıkarız. Dilovası’da yeni yaşam alanları
parklar bahçeler, daha iyi konutlar yapılacaksa biz bunu destekleriz. Buranın
tahliyesi sadece konutların taşıması değil, aynı zamanda buradaki insanların
yıllardır kurmuş olduğu dostlukları, komşuluklar söz konusu. Dolayısıyla bu
taşınma insanlar üzerinde bir tahribat oluşturur” dedi. Halk Sağlığı Ana Bilim
Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun çalışmalarına da değinen Teker şunları
söyledi;
“Bir sorunu çözmek için o sorunu tespit etmeniz gerekiyor. Bu da bilim
adamlarının görevidir. Burada bilim adamlarının yaptığı çalışmaları yadırgamak
yerini onları dikkate alıp, çözüme yönelik şeyler yapılması gerekiyor. Prof. Dr.
Onur Hamzaoğlu’nun yaptığı çalışmalar değerli çalışmalar. Bir yandan siz çevre
sorunu yok diyorsunuz, diğer taraftan da çevre sorunları var diye mastır planlar
açıklıyorsunuz, Çevre Bakanlığı nezdinde bir takım girişimlerde bulunuyorsunuz.
Bu bir çelişkidir.”
Kentsel dönüşüm göç demektir
Feridun İşçimen 6 yıldır Dilovası’nda yaşıyor. Projenin
getireceği yarar ve zararın iyi görülmesi gerektiğini söyleyen İşçimen, “Yani
bir bütün olarak ele alınmalı. Kentsel dönüşüm çevre baz alınarak yapılıyorsa, 5
yıl önce de söylemiştim, bilinçli sürgün etme politikası var demektir. Kentsel
dönüşüm demek, halkın buradan göç ettirilmesi, Dilovası’nın sanayiye rant olarak
sağlanması demektir. Kentsel dönüşüm uygulanırken burada bulunan, tapusu olmayan
fabrikalarının da kaldırılması söz konusu olacak mı? 2 B orman yasasından
yararlanarak alınan tapu üzerinde, 50 yıllık bir sözleşme ile devam ediyor.
Buradaki herkes çok iyi biliyor ki buradaki yerleşim alanının tamamı tapusuz.
Buradaki tapusuz evler yıkılacak ve buradaki halk göç etmek zorunda kalacak. Bu
proje nasıl gerçekleşecek, halk mağdur olacak mı, olmayacak mı yetkililerin bir
açıklama yapması gerekiyor. Tapusuz arsada dairesi olan kişinin durumu ne
olacak? Bunun iyi irdelenmesi gerekiyor. Kentsel dönüşüm iyidir, ancak
buradaki insanlar mağdur edilmeyecekse iyidir. Acil eylem planı deniliyorsa
öncelikli olarak, çevreyi ve doğayı kirleten fabrikaların kapatılması gerekiyor”
diye konuştu. “Çevrecilerin daniskasıyım” diyen Başbakana seslenen İşçimen,
“Buyurun gelin burada bir çevre katliamı var, bu katliamda en önde siz yürüyün
biz de arkanızdan gelelim” dedi.
İnsanlar mağdur edilmesin
Dilovası Turgutlu Mahallesi Muhtarı Mehmet Şirinbaş, ilçenin
üç tarafının kapatıldığı ve hava alamayacak duruma getirildiğini vurgulayarak,
“Dilovası’nda en temiz havanın olduğu yerde organize sanayi kurulmuş durumda.
Kentsel dönüşüm buradaki çarpık olarak yerleşmiş olan fabrikaları da ortadan
kaldıracaksa iyidir. İnsanlarımızı mağdur etmemek şartıyla yapılırsa olumlu
karşılarız” şeklinde konuştu.
|