- Yaşanan sosyal sıkıntılar nedir?
- Sosyal alanların kaybolması komşuluk ilişkilerini zayıflatmış. Gecekondu mahallelerinde sokak ya da ev önleri buluşma alanları olarak kullanılırken TOKİ’nin yaptığı konutlarda bunlar hiç düşünülmemiş. Bezirganbahçe’de birtakım yeşil alanlar var ama bunlar da işlevsel olmaktan uzak. Buraya taşınanlar aynı sitede oturan tanıdıklarıyla görüşüyor. Gecekondularda yıllarla birlikte komşuluk da hemşerilik kadar önemli hale gelmiş. Yeni konutlarda aileler bu açıdan da sıkıntı yaşıyor; apartmanda tanımadıkları komşularla gerilimler yaşandığı söyleniyor. Ayrıca TOKİ konutlarının tümü 100 metrekarenin altında ve iki odalı. Ancak evde yaşayan kişi sayısının ortalama 7 ile en fazla ve ortalama yaşam süresinin en düşük olduğu mahalle de burası.
- Başıbüyük ve Derbent gibi fiziksel direniş yaşanan yerlerde bir farklılık söz konusu mu?
- Başıbüyük’te uzun süre direniş olmuştu ve dönüşümün yönünü de önemli ölçüde etkiledi. Mevcut uygulamalara ve mağduriyete dikkat çekildi. Ayrıca, dönüşüm baskısının yaşandığı ilçelerde, AKP’nin elinde olan belediyelerin yerel seçimlerde el değiştirdiği dikkat çekiyor. Ancak Derbent’teki sorun çözülemedi.
Tarlabaşı soylulaşıyor!
- Tarlabaşı’nda yürütülen politikaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- İstanbul’da tarihi bölgede yer alan Cihangir, Galata gibi bölgeler piyasa içinde dönüştü, soylulaştı. Ancak benzer dönüşüm Tarlabaşı’nda kendiliğinde olmadı; buradaki binaların büyük bir kısmı çok daha mütevazı koşullara sahip ve ciddi bir rant artışına izin vermiyor. Bu nedenle Tarlabaşı, tepeden verilen bir kararla dönüşüm alanı ilan edildi. Hatta “piyasa içinde geri kalan alan dönüşmezse buraları da benzer projelerle dönüştürürüz” deniliyor. Tarlabaşı’nda yaşayanların büyük bölümü İstiklal Caddesi’nde çeşitli kayıt dışı işlerde çalışıyor. Tarlabaşı’ndan merkeze uzak bir yere taşındıklarında bu işlerin çoğunu bulamayacaklar. Türkiye’de konut politikalarında hep mülkiyetten yana bir tavır sergilendi; ucuz ve erişilebilir kiralık konut konusunda çözüm geliştirilmedi. Ancak 5366 sayılı yasadaki “acele kamulaştırma” yetkisi mülkiyeti de tartışmalı hale getirdi; yani bazılarının mülkiyeti “daha az kutsal”. TOKİ’nin dönüşüm bölgelerinde mülk sahiplerine üç seçenek sunuluyor; ya binalarını belirlenen fiyatlara satıp gidecekler, ya kendi mahallelerinde yapılacak olan daha lüks konutların yüksek bedelini borçlanma yoluyla ödeyecekler ya da kendi mahallelerinden farklı bir yerde yapılan ve daha uygun fiyatlı TOKİ konutlarına yine borçlanarak geçeceklerdir. Bu üç seçenek de bu mahallelerde yaşayanlar için ciddi bir çözümsüzlüğe yol açıyor.
Kadınlar eve kapanıyor
- Dönüşümün kadınlar üstündeki etkisinden bahsedebilir misiniz?
- Kentleşmeyle kadınların işgücünden çekildiği anlaşılıyor. Bizim araştırma yaptığımız mahallelerde de bu durum geçerli. Ancak merkezi nitelikte ve iş olanaklarının daha fazla olduğu bölgelerde kadınların işgücüne katıldığı ve sosyal sigorta dahi olabildiği gözleniyor. Tozkoparan ve Derbent’te kadınların diğer mahallelere göre daha avantajlı olduğu açık. Bu mahalleler ayrıca birinci nesil göçmenlerin yaşadığı yerler ve iş olanaklarının daha fazla olduğu dönemlerde işgücüne katılabilmişler. Ulaşım olanakları da önemli bir rol oynuyor; Aydınlı’nın kentten kopuk olması, toplu ulaşımın sınırlı olması kadınların çalışmalarını da sınırlamış. Sosyal ilişkilerin kaybı kadınların hayatını daha fazla etkileyen unsurlar. Bildiğiniz gibi kadınların iş hayatına katılmasını kolaylaştıran kreş, bakımevi gibi kurumlar yaygın değil ve pahalı. Sosyal ilişkileri yoluyla bu sorunları çözerek çalışabiliyorlardı. Yıllardır yaşadıkları sosyal ilişkilerden kopmak onları bire bir etkiliyor. Bezirganbahçe’deki görüşmelerde kadınların izole bir yaşam sürdükleri sonucu çıktı.
|