Libya Yatırımı
Libya'da uzun süre çalışmadıklarını ancak 2005'de TML şirketiyle birlikte
büyük nehir projesi adı verilen ve çölden sahile su getirmek için yapılan büyük
projede 500 milyon dolarlık bir kontrat imzaladıklarını belirten Özdemir, işin
yüzde 75'ini bitirdiklerini, bütün problemleri de neredeyse aştıklarını ve 8 ay
içinde de teslim edeceklerini belirtti.
Ancak Libya'da olayların patlaması üzerine nasıl sonuçlanacağını bilmedikleri
bir döneme girildiğini ifade eden Özdemir, şunları kaydetti:
''Bu projenin hükümetin, Libya'nın mutlaka sahipleneceği ve ortada
bırakılmayacağı kesin. Libya'da yaptığımız işin kalan kısmı şu andaki Tekfen
portföyünün yüzde 6.5'u civarında. Dolayısıyla bizim için Libya pazarının
kaybedilmesi veya Libya'daki risk çok önemli bir risk teşkil etmiyor. Çünkü
değişik ülkelerde şantiyelerimiz ve yatırımlarımız var. Libya'yı o nedenle
bekleyip göreceğiz. Oradaki ekipmanımızın önemli bir kısmı sigortalı. Şu anda
ekipmanı düşünmüyoruz. Libya'da çalışmakta olan 1.600 kişi var. Bunların 400'ü
Libyalı, 1.200'ü değişik ülkelerden geliyordu. 407 Türk çalışan vardı. Öncelikli
olarak Libyalılar ayrıldı. Kalan kişileri çeşitli baskın ve yağmalardan dolayı
çöldeki büyük şantiyede topladık. Orası sahile bin kilometre uzakta. Oradan
getirmek için girişimlerimiz oldu ama maalesef başarılı olamadık. Şimdi onları
sahile getirmek için bir çalışma yapıyoruz. İnşallah onları feribotlara
yetiştireceğiz. Kriz masasına döneceğim, onları bir an önce Türkiye'ye getirmek
birinci düşüncemiz. Ondan sonra ne olur bilemiyoruz. Bundan sonra tartışılması
gereken Türk müteahhitliği açısından Libya'da fırtınadan sonra ne olacak.
Herhalde oradaki yatırımlar devam ettirilecek mi ettirilmeyecek mi? Oradaki
mallar, eşyalar, makineler, ekipmanlar ne olacak. Karşımıza kim çıkacak. Bunlar
önemli sorular ve bütün müteahhitlik firmalarının sorusu. Nereden bakarsanız
bakın 20 milyar dolar mertebesinde şu anda devam eden bir iş var. Bu rakam 15 de
olabilir 25 de... Bunun halli konusunda hükümetimizin de mutlaka bize yön
göstermesi ve yardımı çok önemli. Tek başımıza gidip orada bir şey yapmamız
mümkün değil. Bugüne kadar başarılı bir kriz yönetimi oldu, bundan sonra da
müteahhitlerin ne yapacağına hep beraber karar veririz.''
Özdemir, Türk firmalarının dünyada var olabilmesi için mutlaka kabuk
değiştirmesi gerektiğine işaret ederek, ''Bizim büyük firmaların daha büyüyerek
komple iş yapar, marka satar hale gelmesi lazım. Onun için Türkiye'deki
müteahhitlerin bu kabuğu değiştirmesi bu tahta çıkmaları lazım. Aksi takdirde
biz hep taşeronluk işleri yaparız, fazla karlı olmayan büyük rekabetlerin olduğu
işleri yaparız. Daha fazla büyüyerek devletlerarası iş yapar hale gelmesi, Türk
müteahhitlik sektörünü daha güçlü hale getirecektir'' dedi.
Rönesans Holding
Rönesans Holding CEO Hüseyin Esenergül de 1994'de Rusya'da kurulan şirketin,
inşaat, gayrimenkul ve enerji üretimi olmak üzere 3 faaliyet alanı bulunduğunu,
2009'un kriz yılı olması nedeniyle şirketleri açısından hem büyüme, hem küçülme
yılı olduğunu ve küçülmeyi önlemek adına Rönesans inşaatı yeni pazarlara açma
kararı aldıklarını belirtti.
Bu pazarlar arasında Libya, Katar, Bahreyn, Suudi Arabistan ve
Türkmenistan'ın ön sırada yer aldığını ve önce Libya'da ardından da
Türkmenistan'da yüklü ihaleler kazandıklarını anlatan Esenergül, inorganik
büyümeyi de hedefleyen şirketin yeni şirketler satın alma politikasını sonucunda
2009 yılı sonunda Avusturya'da ikinci en büyük şirketin yüzde 10.22 hissesini
satın aldığını ve bu şirketle birlikte yüzde 50 ortaklıkla kurdukları yeni
şirketin 2010'da Libya'da biri stadyum, birisi de yüksek bina olmak üzere iki iş
aldığını belirtti.
Esenergül,
henüz bu işlere başlanmadığını, Libya'nın toparlanmasını beklediklerini
bildirdi. Şirketlerinin Libya'da 180 Türk çalışanı olduğunu ancak olayların
başlaması üzerine Mısır üzerinden bu işçilerin Türkiye'ye döndüğünü, diğer
şantiyelerde topladıkları yaklaşık bin çalışan için de 2 uçak hazır ettiklerini,
bugün yarın tüm operasyonun tamamlanmış olacağını kaydetti.
|