br />
‘İETT arazisinden 1.1 milyar TL’
İETT arazisinin ihalesi iptal edilmedi diyorsunuz? Nedir
kastınız?
İETT arazisi, üç yıl önce satıldı ama yargı süreci geciktirdi. Derken satın
alan Sama Dubai ekonomik darboğaza girdi, ödemelerini yapamadı. İhaleyi iptal
etmedik, umudumuz vardı. Parayı kasaya koymak istiyoruz, 1 milyar 156 milyon TL
büyük para. Ulaşımda kullanacağız. Gecikmeden dolayı ciddi ekonomik sıkıntılar
çektik, faizler ödedik. Birileri herhalde engel olmaktan mutlu. Araziyi alan
firmanın kurduğu tüzel kişilik el değiştirecek ve araziyi devredebilecek.
Nitekim şimdi, “Projeyi devam ettirelim, tüzel kişiliği devir alalım” diyen
yabancı talipler çıktı ortaya. Bunu kaçırmayız, görüşmelerimiz sürüyor. Alan
artık nasıl değerlendirir tek kule mi yapar, çift kule mi onu bilemem.
‘Konser de olsun, opera da, AKM düğün salonu mu?’
AKM’nin önündeki hukuki engeller kalktı. Ve sizin projeniz kabul
görmedi
AKM, Kültür Bakanlığı’na bağlı, oranın yıkılıp yandaki otoparkla
birleştirilip, salonları, sinemaları ve cafe’leriyle bir kültür merkezi haline
gelmesini istedim. 24 saat yaşayan bir yaşam alanı haline gelebilirdi. Şehrin
belediye başkanı, İstanbullu hemşehrisi, Taksim çocuğu olarak isteğim bu
yöndeydi. Ama Anıtlar Kurulu, mevcut haliyle onarım ve güçlendirme izni verdi.
70-80 milyon TL harcayacaklar. Terasına bir lokanta koyacaklar. Kimse kusura
bakmasın, bu haliyle bırakın kent estetiğini, ihtiyacı bile karşılamayacak.
Konser salonu ayrı bir şeydir opera ayrı. Hem opera hem konser aynı salonda
olmaz, akustiği bile farklıdır. Düğün salonu mu bu? Düğün de olsun, bayii
toplantısı da!
‘İstiklal Caddesi yenileniyor, pembe mozaikler geliyor’
İstiklal Caddesi’nin yenileceği doğru mu? Döşediğiniz taşlarda
çökmeler var.
İstiklal Caddesi’nin altında eskiden yapılmış bir yağmur ve atık su tüneli
var. Tarihi özelliği yok ama boşluklu bir yapı. Tramvaya yakın yürüdüğünüzde bir
titreme hissedersiniz. Sekiz santimlik granitler koymamıza rağmen bu titreşim
yüzünden, taşlar devamlı oynadığından yer yer kalktı. Şikayetler buradan
kaynaklanıyor. Ar-Ge birimimiz yeni bir malzeme keşfetti, kararını verdik. Bu
hafta uygulamasını yapacağız. Bir daha kırılma olmayacak. Mozaik tarzında asfalt
karışımlı bir malzeme çünkü. Tren yolu pembemsi, diğer yerler gri ve yeşilimsi
renkte mozaik tarzında olacak. İçinde cam da bulunduğu için parlayacak. Ticareti
etkilemeden bölüm bölüm yapılacak ve sadece gece çalışılacak.
“TRT arazisi yakında satılacak”
İnan Kıraç, Tarlabaşı’ndaki TÜYAP ve TRT binasının olduğu vahada
devasa bir kültür kompleksi oluşturmak istiyordu.
14 bin metrekarelik hisseli bir yer. 4/5 hisse bizim, 1/5 de TRT’nin. TRT
kendi arsasında bina yapmış. Beğenmediğim bir bina. Sayın Kıraç, görüşmeye
geldi, bir konser salonu yapmak istediklerini söyledi. Kültür merkezi olabilecek
projeye “Evet” dedik. TRT, kendi özel yasasından dolayı arsasının satışını
yapmak durumunda. “Büyükşehir olarak biz almayız, siz satışını yapın” dedik.
Yakında satışa çıkıyorlar. Biz de kendi yerimizi yakında ihaleye çıkaracağız.
İhaleye sayın İnan Kıraç da, isteyen herkes de girebilir. İnan Bey, “TRT
binasıyla bütün olarak girmek isterim” diyor. O bölümü TRT ile çözmesi lazım.
Biz kendisinin almasını çok isteriz.
‘Eşimle mutfakta karşılaşıyorum’
Aileniz hakkında konuşalım isterim biraz? Çocuklarınız ne iş
yapıyor?
Büyük oğlum Hüseyin Ersan, Saray lokantalarını takip ediyor. Küçük oğlum Ömer
ve kızımın eşiyle birlikte bir de su yalıtım firması kurdular, New York’a
ihracat yapıyorlar. Namlı Şarküteri’nin şubesini de açtı. Kızım Kübra ilahiyat
okudu. Aydınlı Tekstil’in sahibinin küçük oğlu Ömer’le evlendi. Kızım ve damadım
giydiriyor beni. Giyinmeyi severim, Allah bana böyle kaliteli giyim markaları
olan damat verdi. Kızım da gıda işine girdi, Wuffel’in şubesini açtı. Oğlum
Ömer, Koç Üniversitesi’nde öğrenciyken, okulun food court’unda Pigastro adlı bir
şirket kurdu, şubeler veriyor. Yanında 300 kişi çalışıyor. Kapta mısır sattığı
‘Corn in Cup’ markasını yarattı. 50 franchase verdi. Ömer, şirketi kurarken borç
istedi, karşı çıktım, “Okul bitmeden ticarete atılma” dedim. “Baba senden borç
istiyorum akıl değil” dedi. Siyaset istemedi hiçbirisi. En üz üç torun istedim
hepsinden. Büyük gelinim Göksu’nun başı kapalı, küçüğün başı açık.
Yoğunluktan Özleyiş Hanım’la evde geç saatlerde mutfağa su içmeye giderken
falan karşılaşıyorum. (Gülüyor) Hayata onunla başladım. Üç çocuğunda nikâhını
ben kıydım. Eşim sosyal hizmetlerde çok çalışır. Kadın Koordinasyon Merkezi’nin
fahri başkanlığını yapıyor. Herhalde 500 yoksul genci evlendirmiştir. Gittiği
yerlerde duyduğu her sorunu bana aktarır, sahadaki kolum gibidir. Öne çıkmayı
sevmez ve bana sadece İstanbul’un trafiği yüzünden söylenir.
|