br />
Numuneler temiz!
Ankara İl Tarım Müdürlüğü’den bir yetkili ise, gölden 14 Ekim’de aldıkları
numunelerin sonuçlarına göre toplu balık ölümüne yol açacak bir bulgunun
gözükmediğini kaydetti. 14 Ekim günü çözülmüş oksijen miktarını ölçtüklerini ve
çıkan oranın sazan balıklarını öldürecek miktarda olmadığını savunan yetkili,
bir hafta içinde suda çok fazla değişiklik olacağını zannetmediğini belirtti.
Ölümlerin nedeni konusunda tahminlerini de dile getiren yetkili, “Mogan’ın
yapısı itibarıyla yer tabanında bitkisel ve hayvansal artıklar var. Bunlar
bulanıklık yaratmaya müsait atıklar. Herhangi bir tektonik hareket olmadı ancak
böyle bir hareket bulanıklığı yukarı çıkarırsa ölümlere neden olabilir” dedi.
‘Su durgunlaşınca, oksijen azalıyor’
İl Tarım Müdürlüğü’nden bir başka yetkili ise ölümlerin metan gazı çıkışından
kaynaklandığı iddiasını araştırdıklarını ifade ederken, “Suyun çok hareketsiz
oluşu, bağlantılarının kesilmesi, oksijen yetersizliğinden bahsediliyor. Gölü
besleyen sular kesilince bir akış olmuyor. Yağmur yağmıyor, rüzgâr olmuyor, su
durgunlaşınca çözülmüş oksijen oranı azalıyor. Bu da balıkların ölümüne yol
açıyor. Metan gazı da organik çözülmeden kaynaklanabiliyor. Orada sazlıklar,
çalılıklar var. Çevrede bulunan işletmelerin kaçak bağlantıları da gölü
kirletebilir. Bunların tümü balıkların ölümüne neden olabilir” diye konuştu.
‘Göl kendini yenileyemiyor’
Gölbaşı Koruma, Geliştirme ve Turizm Derneği (GÖL-DER) Başkan İsa Ömercan ise
Kızılırmak’tan gelen suyun dinlendirildikten sonra Mogan’a verilerek gölün belli
bir seviyeye ulaştırılması çağrısı yaptı. Ömercan, “Gölde su olmadığı için
biriken su aynı yerde duruyor. Bu sene yağmurdan dolayı göl doldu ancak taşmadı.
Eymir’e giden kanaldan su geçmedi. Dolayısıyla göl kendi içinde bir yenileme
yapmadı. Yapmadığı için aynı kirlilik devam ediyor. Göle su verilirse bu su
Eymir’e geçecek ve ortada bir sirkülasyon oluşacak” görüşünü dile getirdi.
‘Farklı bir gaz çıkışı olabilir’
ODTÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meryem Beklioğlu, bu mevsimde
balık ölümlerinin normal bir şey olmadığına dikkat çekti. Oksijen azaldığı için
balıkların yaz aylarında bir de kışın buz altında oksijensiz kaldıkları için
öldüklerini söyleyen Beklioğlu, “Ama bu ani ölümlerin gaz çıkışlı olduğunu
söylediler. Bu gaz çıkışı yer kabuğundan gelen bir çıkış olabilir. Bunların
tümünün analiz edilmesi gerekir. Bu işi jeologlar ile MTA’nın bir araya gelip ‘o
çıkan gaz nedir, nereden çıkıyor, miktarı nedir’ diye analizini yapması
gerekiyor” dedi. Gölde oksijen yetersizliğinin olmadığını savunan Beklioğlu,
“Gölde şu an oksijen var. Bu daha farklı bir gaz çıkışı olabilir” diye konuştu.
12 yıldır kesintisiz olarak Eymir’le birlikte gölü incelediklerini kaydeden
Prof. Dr. Beklioğlu, “1997’de azot fosfatı bu kadar yüksek değildi. Besin
tuzları bu kadar fazla değildi. Su daha berraktı. Su içi bitkileri zengindi.
Özellikle çok nadir bulunan su için bitkileri vardı. Zaman içinde gölün azot
fosfatı arttı. Besin tuzları arttı” dedi.
|