| 
                                 
                                 
                                    
                                 
                                    
Taksim Meydanı nasıl tasarlanmalı? AKM’nin yenileme 
projesine imza atan Murat Tabanlıoğlu, Radikal 
Gazetesi için yazdı:
 ****
 
 Fransız mimar ve kent tasarımcısı Henri Prost’un davet edildiği 1930’ların 
sonunda İstanbul için önerdiği kent planında Taksim Gezi Parkı ve AKM olarak 
gerçekleşmiş olan opera vardı. Bugün AKM nasıl koruma altına alındıysa Gezi 
Parkı için de aynı yaklaşım söz konusu olmalı. Gezi Parkı’nın restorasyonu ve 
güncel imkânlarla, günümüz şehircilik anlayışı ve teknolojileriyle 21. yüzyıla 
kazandırılmasının yöntemleri tartışılmalı. Meydanı belirleyen yapılanmalar AKM, 
Gezi Parkı, Taksim’e ismini veren su deposu ‘Maksem’in yanı sıra aşağı kotlarda 
süren kent hareketi (metro, finüküler...), bu hareketin yüzeyle ilişkisi ve 
bağlantı yolları yakın çevresiyle birlikte ele alınmalı.
 
 Meydanın İstiklal Caddesi, Tarlabaşı Bulvarı, Sıraselviler, Gümüşsuyu, Mete 
Caddesi bağlantılarıyla şehre entegrasyonu ve çevreye nasıl sirayet edeceği 
detaylı bir şekilde etüt edilmeli. Bu bağlantılarla araç trafiğinin düzenlenmesi 
gerekli olduğu gibi yaya akışının doğallığı sağlanmalı. Topografik olarak yüksek 
bir noktada yer alan meydanın üzerinde yürünecek bir alan olabilmesi, hızlı bir 
otoyolun üzerinde yer alması durumunda mümkün olamaz. Kent içinde araç trafiği 
yaya kotunda gerçekleşmekte. Aksi takdirde kent içinde, yayayla 
ilişkilendirilmesi imkânsız, şehirlerarası hızlı otoyollar oluşur. Dolayısıyla 
doğru olan, bu noktadaki trafiği hafifletecek alternatif bir planlama 
yapılmasıdır.
 
 Taksim İstanbul’dan bağımsız ele alınamaz. Örneğin yarışması süren Yenikapı 
projesi, toplu ulaşım bağlamında Taksim’in de yükünü paylaşacak, farklı rotalar 
yaratacak bir kentsel değişimdir. Bu ilişki de öngörülerek Taksim Meydanı yeni 
ulaşım ihtimalleriyle birlikte ele alınmalı.
 
 Meydan, çağdaş dünya kentlerinde olduğu gibi, bir araya gelme amacını 
destekleyecek şekilde, çok maksatlı altyapı olanaklarıyla donatılmalı. 
Aydınlatması, peyzajı, performans platformlarıyla Gezi Parkı’yla da birleşerek 
kentin gündelik yaşamında çok sıklıkla ve kolaylıkla erişilen ve kullanılan bir 
yaşam alanı oluşturmak gerekir.
 Kentsel ihtiyaçlar belirlendikten, tüm 
analizler, fizibiliteler yapıldıktan ve çevre ilişkileri denetlendikten sonra, 
peyzaj bu kurguyu bütünleyecek biçimde ortaya çıkacaktır. Meydan günümüze en 
etkin biçimde kazandırılmak isteniyorsa öncelikle çağdaş sehircilik 
kriterleriyle, trafik, güvenlik ve organizasyon gibi gerekli altyapı ve onları 
oluşturacak sistemleri tespit edecek disiplinler tarafından ortak bir çalışma 
düzeninde değerlendirilmeli. Konunun profesyonelleri kadar sivil toplumun ve 
hatta bireylerin görüş ve önerilerini her açıdan bir araya getirmeli ve ancak 
konsensus sağlandıktan sonra proje çizilmeli.
 
 
 |