Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

''Mutlaka Doğayı, Şehirlerin Kentsel Dokusunu, Tarihi, Suyu Korumamız Gerekiyor''

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ''Önümüzdeki 100 yıl içinde, dünyada gelişen iletişim ve ulaşım olanakları içerisinde ve gelişen turizm sektörü içinde önde gelen, ilk 5'i zorlayan bir ülke olmak istiyorsak mutlaka doğayı, şehirlerin kentsel dokusunu, tarihi, suyu korumamız gerekiyor'' dedi.

yapi.com.tr / AA
''Mutlaka Doğayı, Şehirlerin Kentsel Dokusunu, Tarihi, Suyu Korumamız Gerekiyor''

Foto: Nurhan Çorlu (AA)

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ''Derinleşen Global Krizde Türk Turizmi İçin Riskler ve Fırsatlar'' başlığıyla düzenlenen ''2012 Türkiye Turizm Zirvesi''nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye turizminin dikkatle izlemesi gereken bir başarı öyküsü ortaya koyduğunu söyledi.

Türkiye'de turizmin 1980'li yıllarda ciddi bir devlet politikası olarak elde alındığını belirten Günay, çok sınırlı altyapı ve ulaşım olanakları varken, Antalya merkezli bir teşvik projesiyle yola çıkıldığını, 1-3 milyon turistten bugün 30 milyonun üzerine ulaşıldığını ifade etti.

Günay, ''TÜİK'in rakamlarına göre de 23 milyar doların üzerinde bir gelir var. Ancak bu rakam asgari, gerçeğin çok altında'' diye konuştu.

Türkiye'nin turizm alanında dünyada çok önemli bir yere geldiğini ifade eden Günay, ''Türkiye bunu başarırken bir başka önemli sorunla baş etmeye çalıştı. Dünyada başka bir ülke var mı bilmiyorum ki 25 yıl terörle mücadele etsin ve bu süreç içerisinde aynı zamanda dünya turizminin de en üst düzeyinde bir ülke haline gelsin'' ifadesini kullandı.

Türkiye'nin 2005 yılında iyi bir başarı çizgisi gösterdiğini anlatan Günay, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''2006'da bazı krizler yaşadık ama 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 yılında dünya ortalamasının üzerinde seyrediyoruz. 2009'da başlayan krizde dünya geriledi. Türkiye sınırlı bir artıyla yılı kapatabildi. 2010 ve 2011'de de bu artışımız sürdü. Artışımız sürerken, gelirimizde bir gerilemeye işaret etti TÜİK. Biz bu noktada ciddi bir tartışmayı tekrar masaya getirdik. Türkiye'nin turizmden elde ettiği gelir, resmi rakamlarla açıklanandan daha yukarıda. Bütçedeki net hata payının asgari yarısı turizmden kaynaklanıyor. Bu da 5 milyar dolardır. 5 milyarı da 23 milyar dolara eklediğiniz zaman turizm sektörü 25-30 milyar dolar aralığında Türkiye'nin en fazla katma değeri yüksek sektörü.''

''Turizmi çeşitlendirmek istiyoruz''

Günay, gelinen noktanın sürekli kılınması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

''Önümüzde 2009'dan beri süren bir kriz var. Bu krizin bu yıl Avrupa'yı çok daha fazla etkileyeceği gözüküyor. Avrupa bizim için çok önemli çünkü bizim en büyük pazarımız. Burada ciddi bir daralma olursa bizim bunu bir yerden telafi etmemiz gerekiyor. Bizim bir süreden beri uzak pazarlara açılma gibi politikamız vardı zaten gündemimizde, ama artık bunu dayatmış olarak görmemiz ve buna yönelik önlemlerimizi almamız gerekiyor. Rusya ve Çin'de ikinci bir müşavirlik açmayı düşünüyoruz. Avustralya'ya yeni bir müşavirlik açmaya çalışıyoruz. Latin Amerika'da bizim şu ana kadar bir müşavirliğimiz yok. İspanya'dan Latin Amerika'yı idare etmeye çalışıyoruz ki, orada Brezilya var ve orada İspanyolca konuşulmuyor. Şimdi bunlar gündemimizde, bu alanlara açılmaya çalışıyoruz. Uzak Doğuda uçuşların artması son derece önemli. Biz ülkemize turist gelsin ama aynı zamanda orta ve üst gelir grupları da gelsin istiyoruz. Çünkü turizmden daha yüksek gelir elde etmek istiyoruz. Turizmi çeşitlendirmek istiyoruz. Golf ve kongre turizmi gibi... Yüksek gelir gruplarının ve kanaat önderlerinin daha çok gelebileceği alanlara açılmak istiyoruz.''

Sürdürülebilir turizm

Ertuğrul Günay, Türkiye'de turizmin sürdürülebilir kılınması için doğanın, enerjinin ve suyun daha iyi kullanılması gerektiğine işaret ederek, ''Geçmiş yıllarda turizm teşviki olarak sektöre verilen bir enerji desteği vardı. Şimdi bu enerji desteğini, enerjiyi doğru kullanan çevreci kuruluşlara vermeyi planlıyoruz. Bu yıldan itibaren böyle bir destek başlatıyoruz. 100 milyon seviyesinde bir destekti geçen yıl verdiğimiz kaynak, ama bu gelişigüzel dağıtılan bir kaynaktı'' şeklinde konuştu.

Bakanlığın ''yeşil yıldız uygulaması''na da değinen Günay, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Biz Türkiye'nin doğasını, çevresini, tarihini koruyamazsak belki 10-15 yıl daha turizm yaparız. 2023 yılını görürüz ama 2053 yılını turizm ülkesi olarak göremeyiz. Bu nedenle; biz önümüzdeki 100 yıl içinde dünyada gelişen iletişim ve ulaşım olanakları içerisinde ve gelişen turizm sektörü içinde önde gelen, ilk 5'i zorlayan bir ülke olmak istiyorsak mutlaka doğayı, şehirlerin kentsel dokusunu, tarihi, suyu korumamız gerekiyor. Bu çevreci bakış açısı Türkiye turizminin olmazsa olmaz bir temel yaklaşımıdır. Bu konuda hepimizi rahatsız eden uygulamalar var ne yazık ki. İstanbul'da da, Türkiye'nin başka bölgelerinde de var. Biz eğer böyle bir açgözlülüğe, böyle bir rant hırsına Türkiye turizmini, doğasını, tarihini teslim edersek bu büyük bir tehlikedir. Bakanlığımızın politikası Türkiye tarihini, doğasını, çevresini bu tür açgözlülüklere teslim etmemek konusunda her türlü dikkati göstermektir. Bu yanlış anlaşılmasın, yatırımcıların önüne çıkarılacak zorlukları kaldırmak da bizim görevimizdir. Kırmızı çizgimiz; kaliteyi yukarıda tutmak, tarihi, çevreyi ve doğayı korumaktır. Bunu yaptığımız zaman sürdürülebilir turizmin temel şartlarından birini yerine getirmiş oluyoruz.''

Bakan Günay, toplumla turizmin nasıl birbirine daha yakın hale getirilebileceği üzerinde de durulması gerektiğini vurgulayarak, ''Bizde yaygın bir şikayet var. Bu bir ölçüde doğru. Kitle turizmi yapılan yerlerde, toplum ile kitle turizmi merkezleri arasında bir kopukluk var. Arkadaki kasabalar yeteri kadar kendilerini yaşam tarzı olarak dizayn etmedikleri için ilgi çekici değiller. Bu yüzden arada bir sınır var. Kitle turizmi olan yerlerde böyle bir kopukluk kaçınılmaz. Bizim, Anadolu içlerine doğru turizmi yaymaya çalışırken daha küçük işletmeler ve daha hayatın içinde turizm ilişkisi kurma çabası göstermemiz lazım. Türkiye turizmini kitle turizmi üzerinden çeşitlendirmek yerine biraz daha küçük ölçekte işletmeler ama toplumla yakın bağlar kurabilecek yeni açılımlara ihtiyacımız var'' ifadelerini kullandı .

ETİKETLER: kurum
http://www.yapi.com.tr/haberler/mutlaka-dogayi-sehirlerin-kentsel-dokusunu-tarihi-suyu-korumamiz-gerekiyor_90719.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!